Enerji dönüşümü, jeopolitik ayrışmalar ve ekonomik belirsizliklerle şekillenen bu yeni dönemde, hurdanın önemi her zamankinden daha fazla gündemde. Panelde, küresel ve yerel piyasalarda hurda çelik stratejileri, arz-talep dengeleri ve önümüzdeki yıllarda sektörü bekleyen riskler ile fırsatlar detaylı şekilde ele alındı.
Moderatörlüğü MetkimGenel Müdür’ü Osman Türeyyen’in üstlendiği Hurda Paneli’nde Panelistler arasında Demir Çelik Grubu CSO Başkanı Ali Köse, Gemini Corporation Demir İşletmeleri BaşkanArihant Singhi, Ege Çelik Yönetim Kurulu ÜyesiMete Bülent Adalı, Ruslom CEO’su Viktor Kovshevny yer aldı.
ABD’nin hurda piyasası hakkında açıklamalarda bulunan EMR Ticari Genel Müdür Tao Bai ABD, demirli hurda ihracatına yönelik resmi bir kısıtlama uygulamamıştır diyerek sözlerine başladı. Bai, “Bu nedenle ABD, yüksek kaliteli hurda arzı konusunda küresel ölçekte kilit bir tedarikçi olma rolünü sürdürmektedir.COVID sonrası dönemde ABD çelik endüstrisi kayda değer bir genişleme sürecine girdi. U.S. Steel’in Big River 2 tesisi ve SDI’ın Sinton tesisi dâhil olmak üzere yaklaşık altı büyük proje, toplamda 11 milyon metrik tonun üzerinde yeni kapasite eklemiş ya da eklemektedir. Bu, Amerikan Demir ve Çelik Enstitüsü’nün 2022 yılı kapasite seviyelerine göre yaklaşık %68’lik bir artış anlamına gelmektedir.Bu genişleme, yurtiçi arz-talep dinamiklerini yeniden şekillendirmektedir. Ancak, bu yeni tesislerin çoğunun stratejik olarak son kullanıcılara, iç lojistik koridorlarına ve ithalat merkezlerine daha yakın olan Orta Batı ve Güney bölgelerine kurulması, geleneksel Doğu Kıyısı hurda ihracat merkezleriyle çakışmasını şu an için sınırlı tutmaktadır. Ayrıca birçok tesis, DRI (doğrudan indirgenmiş demir) ve HBI (sıcak briketlenmiş demir) gibi hurda ikamelerini daha fazla kullanarak hammadde çeşitliliğini artırma yönünde proaktif adımlar atmaktadır. Yeni tesislerin devreye alınmasıyla birlikte talebin artması, Doğu Kıyısı’ndaki hurda arzı üzerinde ihracat açısından yukarı yönlü bir baskı oluşturabilir. Sonuçta denge, ABD çelik fabrikalarının iç piyasadaki mamul çelik talebine, küresel hurda fiyatlarına ve ABD’nin ihracat pazarındaki rekabetçiliğine nasıl yanıt vereceğine bağlı olacaktır.”
Tao Bai , “Çin, demirli hurda ithalat kısıtlamalarını 2021 gibi erken bir tarihte gevşetmeye başladı ve o dönemde beklentiler yüksekti. Örneğin, o dönemde Platts tarafından yapılan bir tahminde ithalat hacminin 2022 yılında 5 milyon metrik tona ulaşabileceği öngörülmüştü. Oysa gerçek rakamlar bu beklentilerin oldukça gerisinde kaldı. 2022 yılında ithalat hacmi yarım milyon tonu ancak aştı – bu da ayda yaklaşık bir derin deniz yüküne denk geliyor. 2023’te bu miktar daha da düştü ve yarım milyon tonun altına geriledi. 2024 hacmi ise bunun da çeyreği kadar oldu. 2025’in ilk çeyreğinde hafif bir artış görülse de, aylık hacimler hâlâ 20.000 metrik tonun altında kaldı. Beklentilerle gerçeklik arasındaki bu büyük farkın arkasında birkaç yapısal neden var “Dedi.
“Çin’e navlun, Türkiye’ye kıyasla neredeyse iki kat daha pahalı”
Çin'in geri dönüşüm sektörü 2017-2019 yılları arasında uygulamaya konulan katı atık ithalat yasakları nedeniyle zorunlu bir dönüşüm geçirdi diyen Bai, “ Bu tedarik zincirinin kapanması tüm bir ekosistemi devre dışı bıraktı ve yeniden inşası oldukça zor oldu. Buna ek olarak, Çin'in emlak sektöründeki zayıflık, çelik talebini baskılamaya devam ediyor ve bu da BOF (yüksek fırın-oksijen konvertörü) ağırlıklı sistemde EAO (elektrik ark ocağı) kapasitesini artırma teşviklerini sınırlıyor. Ayrıca, Türkiye piyasası hurda fiyatlarında Çin’e göre sürekli bir prim sunuyor – hesaplamalarıma göre son sekiz ayda ortalama 20 $/ton civarında. ABD Doğu Kıyısı, Benelüks ve Birleşik Krallık gibi geleneksel hurda tedarik bölgelerinden Çin’e navlun, Türkiye’ye kıyasla neredeyse iki kat daha pahalı. Bu da Çin için ekonomik açıdan uzun mesafe taşımaları olanaksız hâle getiriyor. Dolayısıyla Çin’in erişebileceği uygun hurda kaynakları, yalnızca Japonya, Güney Kore ve Güneydoğu Asya’nın bazı bölgeleriyle sınırlı kalıyor”
Bai, “Çin, karbon salımını azaltma stratejisi kapsamında EAF payını %15’ten %30’a çıkarmayı planladığını açıklasa da, bu geçiş daha verimli ve düşük maliyetli enerji üretimi ve şebeke kapasitesi gibi tamamlayıcı altyapıya bağlı. Bu unsurların gelişmesi zaman alacaktır. Ayrıca, çelik endüstrisinin şu anda mevcut kapasiteyi optimize etmeye odaklanmış olması, bu politikaların hayata geçmesini daha da geciktirebilir.
Özetle, düzenleyici gevşeme yaşansa da, temel faktörler – sanayi altyapısı, maliyet yapısı ve talep koşulları – küresel hurda ticareti üzerindeki kısa vadeli etkinin sınırlı olacağını göstermektedir.
“ABD hurda alım programlarını azaltıyor”
2025 yılı için ABD hurda fiyatlarına ilişkin öngörülerini paylaşan Tao Bai, “2025 yılı için kısa ve orta vadeli hurda fiyat görünümü çok da iyimser değil. 2025’in ilk çeyreğinde, HRC (sıcak haddelenmiş rulo) piyasasında tarifeye dayalı bir iyimserlik yaşansa da, bu ivme giderek zayıflamaya başladı. Otomotiv sektörü, tedarik zinciri aksaklıklarının etkisini daha fazla hissederken, genel ekonomik yavaşlama sinyalleri de aşağı yönlü baskıyı artırıyor. Aynı zamanda, ABD çelik fabrikaları hem iç piyasadaki rekabet hem de düşük fiyatlı ithalat baskısı nedeniyle hurda alım programlarını azaltıyor ve fiyatlar üzerinde aşağı yönlü baskı kuruyor. Özellikle Great Lakes bölgesinde hurda arzı oldukça bol. İç ve dış piyasa arasındaki belirgin fiyat farkı, hurda akışını kıyı bölgelerden iç bölgelere yönlendirdi ve bu da iç piyasada arz fazlasını derinleştirdi. Son dönemdeki fiyat düşüşlerine rağmen, Doğu Kıyısı liman fiyatları hâlâ iç piyasa seviyelerine gelmiş değil. Bu da hurda akışının tekrar ihracata yönelerek iç piyasa üzerindeki baskıyı hafifletmesini engelliyor. İleriye dönük olarak, mevsimsel faktörlerin piyasayı daha fazla şekillendirmesi bekleniyor. Yaz aylarında toplama faaliyetleri yavaşladığı için, Doğu Kıyısı’ndaki hurda arzında anlamlı bir artış olması olası görünmüyor – en azından ihracat havası belirgin biçimde güçlenene kadar. Piyasa muhtemelen orta vadede bir düzeltme döngüsünde kalacak. Bir yanda daha önce aşırı ısınmış iç piyasa, diğer yanda hâlâ değeri düşük olan ihracat pazarı. Yaz dönemindeki durgunluk da bu yeniden denge sürecini daha da geciktirecektir” dedi.
Comments
No comment yet.