Stratejik Yerel Yönetişim Projesi

İçişleri Bakanı Muammer Güler, şehrin sorunlarını merkezden planlayıp çözme döneminin çok geride kaldığını belirterek, kamu hizmetlerine ilişkin kararların, vatandaşa mümkün olan en yakın düzeyde ve ilgili tüm paydaşların katılımıyla alınmasına büyük önem verdiklerini söyledi.

Güler, AB desteğiyle gerçekleşitirilen Stratejik Yerel Yönetişim Projesinin kapanış toplantısında yaptığı konuşmada, merkezi ve yerel yönetimlerin temel amacının, vatandaşların huzur ve güven içinde yaşamasını sağlamak ve halkın hayatını kolaylaştırmak, devlet ile bütün kamu kurum ve kuruluşlarının varlık sebebinin halka hizmet olduğunu bildirdi.

Özellikle halkın seçtiği kişilerin bunu her zaman dikkate alması gerektiğini ifade eden Güler, kendi yönetim anlayışlarının temelinde vatandaşları karar alma süreçlerine daha etkin şekilde dahil etmek, kamunun işlemlerini vatandaşların bilgisine ve denetimlerine daha çok açmak ve hesap verebilen şeffaf bir yönetim sağlamak olduğunu söyledi.

Yerel yönetimlerin, vatandaşın devlet ve kamu kurumlarıyla ilk karşılaştığı, vatandaşa en yakın yönetim birimler olduğunu aktaran Bakan Güler, demokrasinin alt yapısını oluşturan ve yerel ihtiyaçları yerinde, en iyi şekilde karşılaması gereken belediyelerin yıllardır kendi sorunlarını çözmek için büyük bir çaba sarfettiğini belirtti.

Büyük kentlerin göç nedeniyle aşırı büyümesi, yeterli kaynak sağlanamayışı ve yılların birikmiş sorunların, belediye hizmetlerinin yeterli düzeyde verilememesine yol açtığını ifade eden Güler, "Yerel yönetimlerde yaşanan bu sorunların çözümü için yeni bir bakış açısı gerekiyordu. Çünkü bu günün sorunlarına geçmişin anlayışıyla çözüm bulmak mümkün değil" dedi.

-"Reform niteliğinde adımlar attık"

Öncelikle yerel sorunların, yerinde ve yerel yönetimler aracılığıyla çözüleceğine inanmak gerektiğini aktaran Güler, şöyle dedi:

"Yerel yönetimler demokrasinin beşiği ve ana damarlarıdır. Katılımcı ve temsil gücü yüksek bir demokrasinin temelinde yerel yönetimler bulunur. Demokrasinin gelişmesi için yerel yönetimler geliştirilmeli ve güçlenmeli. Hükümetimiz yönetim anlayışını demokratikleşme, yerelleşme ve sivilleşme ekseninde oturtmayı hedeflemiştir. Bu anlayışın bir sonucu olarak yerel yönetimlerin görev, yetki ve sorumluluklarıyla kullandıkları kaynakların arttırılması için AK Parti hükümetleri olarak 2002'den bu yana reform niteliğinde birçok adım atıldı."

-Yerinden yönetim

Yerel yönetimler alanını düzenleyen temel kanunları yeniden ele aldıklarını ve yerinden yönetim ilkesine uygu olarak baştan sona yenilediklerini ifade eden Güler, şu bilgileri verdi:

"Merkezi yönetim ile yerel yönetim arasındaki görev ve yetki paylaşımını yeniden düzenledik.

Daha önce merkezi idare tarafından yürütülen pekçok hizmeti yerel yönetimlere devrettik. Yerel halkın yönetime daha etkili katılmasını sağlayacak kent konseyi gibi yeni mekanizmaları sisteme dahil ettik ve belediye meclislerini güçlendirdik.

Büyükşehir sınırlarında ilk kademe belediyeleri kaldırılarak kente daha büyük ölçekle bakan yeni bir modele geçtik. 16 büyükşehrin sadece 2'sinde yürütülen bu model 29 Mart seçimlerinden itibaren artık 30 büyükşehir belediyeli ve bunlar Türkiye'nin nüfus olarak çok önemli bir bölümünü kapsayan şehirlerdir.

Merkezi yönetim bütçe vergi gelirlerinde yerel yönetimlere ayrılan payları hem arttırdık, hem de pay dağıtım sistemine yeni kriterler getirilerek daha adil bir denetim sistemi sağladık. Özellikle yerel gelirlerdeki artışlar yerelleşme konusundaki samimi yaklaşımlarımızı açıkça ortaya koyuyor.

Bu reformların hemen öncesinde merkezi bütçe vergi gelirlerinden yerel yönetimlere aktarlan pay sadece 4.7 milyar lirayken, 2012 itibarıyla 27 milyar liraya ulaştı. Bu, yüzde 600 artışı ifade ediyor. Kırsal kesimlere yönelik Köydes ve Beldes projeleriyle cumhuriyet tarihinin en önemli yatırımları yapıldı."

-Şeffaflık-

Yerelde, eğitimden sosyal hizmete, çevreden kültüre, ticaretin geliştirilmesinden arama kurtarma hizmetlerinin verilmesine kadar çok geniş bir yelpazede yetkili olan ve hizmet sunabilen bir yerel yönetim anlayışının hayata geçtiğini aktanar Güler, artık şehrin sorunlarını merkezden planlayıp çözme döreminin çok geride kaldığını ifade etti.

Güler, "Vatandaşın hizmet üreten birimleri denetleyebilmesi için öncelikle yapılan işleri bilmesi gerekir. Bu anlamda biz, şeffaflığı bütün mekanizmalarda çok önemli ve gerekli bir unsur olarak görüyoruz. Zaten yerel yönetimler reformu kapsamında kent konseyi ve meclis ihtisas komisyonları gibi mekanizmalar bunun için kuruldu. Bu yüzden kent konseylerini çok önemsiyoruz" dedi.

Güler, bakanlık olarak kamu hizmetlerine ilişkin kararların vatandaşa mümkün olan en yakın düzeyde ve ilgili tüm paydaşların katılımıyla alınmasını hassasiyetle gözettiklerini ve teşvik ettiklerini belirterek, bu çalışmaların ülkede demokratikleşmeye katkı sağlayacağını belirtti.

Konuşmanın ardından, proje kapsamında çalışmaların yürütüldüğü ve "İyi Yönetişim Bildirgesi"ni imzalayan 26 yerel yönetimin yöneticileri ile kent konseyi üyelerine plaket verildi.