Suriye'deki muhalif birliklerden İslami Cephe'nin Basın sözcüsü Ebu Firas el-Halebi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, muhaliflerin denetimindeki bölgeleri ele geçirmek isteyen IŞİD ile İslami Cephe'nin Halep'in kuzeyinde çatıştığını belirtti. İslami Cephe'nin "Nehravanu'ş Şam Operasyonu" kapsamında sürdürdüğü çatışmalara diğer muhalif gruplar; Feylaku'ş Şam (Şam Kolordusu) ve Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) bağlı Mücahidin, Nureddin Zengi Tugayları birliklerinin de destek verdiğini söyledi.
IŞİD'in kontrolüne geçen Seddu'l Şehbe köyünün Salihiye ve Huvaru'n Nehir Mari bölgelerindeki çatışmalarda yeniden muhaliflerin eline geçtiğini vurgulayan Halebi, IŞİD'in Halep'in kuzey kırsalında İslami Cephe'nin direnişiyle karşılaştığını aktardı.
Halebi, Soran ve İhtimalet bölgelerinde yaşanan çatışmalarda ise IŞİD'e ait bir askeri aracın imha edildiğini ifade etti.
"IŞİD kendi devletini inşa etmeye başladı"
IŞİD'in muhaliflerin Esed rejiminden kurtardığı yerleri almak istediğine dikkati çeken Halebi, şu ifadelere yer verdi: "IŞİD, Halep'in kuzeyinde İslami Cephe'ye ait kontrol noktalarını hedef almaya başladı. Halep'te de muhaliflerin özgürleştirdiği Şaar ve Kadi Asker'deki kontrol noktalarına saldırdı. IŞİD'in Halep'teki saldırıları sonucunda tüm muhalif birlikler birleşerek, bu terör örgütüne katliamlarına son vermesini istedi. IŞİD bu çağrılara rağmen, basın mensuplarına, insan hakları gönüllülerine, insani yardım görevlilerine ve sivillere yönelik saldırı başlattı."
Ayn-el Arab'taki (Kobani) çatışmalar
Halebi, İslami Cephe "Nehravanu'ş Şam Operasyonu" kapsamında Halep'in kuzeyinde IŞİD'le çatışırken, bazı Kürt grupları ve Rakka devrimcilerinin de "Burkanu'l Fırat Operasyonu" ile Ayn el-Arab'ta (Kobani) IŞİD'e karşı savaştığını anlattı. İslami Cephe'nin "Burkanu'l Fırat Operasyonu"na katılmadığını dile getiren Halebi, "İslami Cephe ile Kobani'deki grupların operasyonları birbirinden farklı. Bu iki operasyonun birbiriyle bağlantısı yok. İki grup da IŞİD ile ayrı bölgelerde çatışıyor" dedi.
"Koalisyon güçleri sivil yerleşim yerleri ve altyapıp hedef alıyor"
ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin IŞİD'e yönelik saldırılarını değerlendiren Halebi, koalisyon güçlerinin hava saldırılarını ciddiye almadıklarını söyledi. Koalisyon güçlerinin, Suriye'de rejim güçleriyle savaşan başta el-Nusra Cephesi olmak üzere muhalif birlikleri ve sivilleri bombaladığına işaret eden Halebi, şunları söyledi: "Çok sayıda sivil, koalisyon güçlerinin saldırılarında yaşamını yitirdi. Koalisyon güçleri, en büyük terörist olan rejim güçlerini vurmalıydı. 3-4 yıldan bu yana ülkede katliam yapan Esed güçlerinin milislerini bombalaması gerekirdi. Suriyelilerin kanı yıllardır akıyor ve koalisyon güçleri bu durum karşısında harekete geçmedi."
Koalisyon güçlerine ait savaş uçaklarının Halep'in yanı sıra Menbic'teki un fabrikalarını, Deyru'z Zor'daki petrol ve doğalgaz sahalarını bombaladığını öne süren Halebi, şöyle konuştu: "Bu saldırılardan sonra Suriye'de her şeye zam geldi. Bir mutfak tüpü 6-7 bin Suriye Lirası'ndan (100 Türk Lirası) satılmaya başlandı. Hava saldırılarıyla petrol sahalarına yönelik düzenlediği operasyonlarda buralara büyük zarar verdi. Bu yerler IŞİD'in değil, Suriye halkının malıdır. Koalisyon güçleri sivil yerleşim yerleri ile altyapıyı hedef alıyor. Koalisyon güçleri IŞİD'in asıl hedeflerini vurmadı, örgütün karargahları bellidir."
"AA katliamları belgeledi"
Suriye'deki iç savaşa işaret ederek Esed rejiminin sivil halkı öldürdüğünü anlatan Halebi, şunları kaydetti:
"Tespit edilebildiğimiz kadarıyla Halep'te rejimin saldırılarında 22 bin kişi yaşamını yitirdi. Esed yönetimi, terör eylemleri ile tüm kırmızı çizgileri aştı. Suriye tarihinde böyle zulüm yaşanmadı. Esed güçlerine ait helikopterler sivil yerleşim yerlerini varil bombasıyla hedef aldı.
AA, Halep ve Şam'da birçok yerde rejimin yaptığı katliamlara tanık olup bunları belgeledi. Uluslararası kamuoyu gerçekten ciddi olsaydı ve IŞİD'in katliamlarını durdurmak isteseydi öncelikle Esed'in katliamlarını durdurması gerekirdi. En önemlisi de IŞİD'in hava saldırısına karşılık tüm kaçış yolları biliniyor, buraları bombalardı. IŞİD'in istihbarat örgütleriyle bağlantısı var.
"Dünyayı İslam'dan soğutuyorlar"
IŞİD, Deyruz Zor'da örgütün bir din görevlisini öldürdü ki bu kişinin CIA'e çalışan bir kişi olduğu söyleniyordu. Ebu Ubeyde el-Mağribi'yi de idam etmeden önce İngiltere istihbaratıyla ilişkinlendirmişti. IŞİD'in içinde istihbaratla irtibatlı olanlar da vardır. Birçok nedenden dolayı uluslararası istihbarat örgütleri IŞİD'i yönlendiriyor. İslam ile savaşmak için, dünya kamuoyunu İslam'dan soğutmak için onu kullanıyorlar."
Halep ve Kırsalı Devrim Konseyi Sözcülüğünü de yapan Ebu Firas el-Halebi, Suriye'de Esed yönetimine karşı savaşan Ahrar'uş Şam Hareketi, Ceyş'ul İslam (İslam Ordusu), Tevhid Tugayı, Sukur'uş Şam (Şam Kartalları) Tugayları, el-Hak Tugayları, Ensar'uş Şam, Kürt İslam Cephesi isimli grupların oluşturduğu İslami Cephe Hareketi'nin Basın Sözcülüğünü yürütüyor.
Comments
No comment yet.