İnsan hayatında önemli olan toksinleri içermeyen alçı taşı, diğer canlıların hayatını da desteklemesi ve iç mekan yapı malzemelerinin temel taşı olmasıyla inşaat sektöründeki önemini giderek artırıyor. Özellikle kalkınmış ülkelerin tüketimleri incelendiğinde bu durum gözle görülür bir gerçek. Türkiye alçı taşı kalitesinde ve kalsitte dünyada ilk 3’te yer alıyor. “Türk Alçısı” algısı ile oluşan güvenilir itibarını ve pazar payını her geçen gün artırıyor.
Sektörde en geniş ihracat alanına sahip Alçıbay’ın bu kapsamda günlük üretim kapasitesi 2.700 ton. Dünyada 30’a yakın ülkeye en geniş ihracat yapan Alçıbay, nakliye maliyetini azaltarak Afrika pazarlarına ulaşımı kolaylaştırmak amacıyla da Mersin’e 12 milyon dolarlık yatırım yaptı. Niğde taş ocaklarına yaptığı 1 milyon dolarlık yatırım ile Türkiye’de ilk kez 140 bin euro değerindeki Caturr Tekniğini kullanıyor. Ayrıca “bereketli alçı sıvası” ile yüzde 40’lara varan tasarruf ile ülke ekonomisine büyük katkı sağlıyor.
Alçıbay Yönetim Kurulu Başkanı Kağan Karakaş ile sektörel gelişmeleri ve Alçıbay’ı www.insaatnoktasi.com takipçileri için konuştuk.
Firmanız hakkında bilgi verir misiniz? Firmanızın faaliyetleri hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
Alçıbay’ı 2003 yılında devraldık. Bölgesel pazara hizmet veren küçük ölçekli bir işletmeydi. Tesisin kapasitesini büyütmeden önce doğalgaz, sağlıklı elektrik alt yapı yatırımlarını da tamamlayarak tesisi verimli çalışır bir hale getirdik. İç piyasa oldukça canlı olmasına rağmen kapasitenin tamamını ihraç eder durumdaydık. Bu süreçte sürekli artış gösteren iç ve dış talepler, kapasite artışı yatırımlarını da beraberinde getirdi. Sektörümüzde nakliye giderleri oldukça zorlu olduğu için yeni yatırımımız için Mersin’i tercih ettik. Bu bölge oldukça yüksek lojistik kabiliyete sahipti. 2008 yılında kara nakliye maliyetlerinden kaçınmak, limanlara ve Afrika’ya daha avantajlı bir ulaşım noktası olduğu için Mersin’e 12 milyon dolarlık yatırım yaptık. Yeni tesisimiz kendisini kısa süre içinde ispatladı. Ocak ayında devreye aldığımız Ankara Bala Alçı plaka tesisi için de 10 milyon dolarlık yatırım yaptık. Bala tesisi ile iç piyasadaki yerimizi sağlamlaştırmak niyetindeyiz.
Ülkemiz alçı taşı kalitesinde ve kalsitte dünyada ilk 3’te yer alıyor. “Türk Alçısı” algısı ile oluşan güvenilir itibarını ve pazar payını her geçen gün artırıyor. Siz bu pazarın neresindeniz?
Alçıbay 2003 yılında 230 ton/gün kapasiteli küçük bir işletmeydi. Bu tarihten sonra kapasite artışları hiç durmadı. 2.700 ton kapasiteyi göz önüne alırsak, bu 14 yılda 11 kat bir büyümeyi ifade eder. Türkiye’de iki bölgede üretim yapıyoruz. Ankara tesisi daha çok İstanbul, Marmara ve İç Anadolu bölgesindeki iç pazara hitap ediyor. Ayrıca Karadeniz kıyısındaki komşu ülkelere Ereğli’deki yüksek kapasiteli deposuyla ihracat için daha elverişli bir noktada bulunuyor. Mersin fabrikası ise Çukurova ve Akdeniz Bölgesinin yanı sıra Afrikalı ve Avrupalı müşterilere hitap eden bir noktada konumlandırılmış durumda.
2017 yılı sektörünüz ve firmanız açısından nasıl geçti? 2018 yılında odaklanacağınız projeler ve yapacağınız yatırımlardan bahseder misiniz?
Alçıbay, bu yıl da önceki yıllarda olduğu gibi daha yüksek katma değerli ürünlerle iç ve dış piyasa ile temasını yükseltecek üretimini ve satış rakamlarını arttırmaya odaklanacak.
2018’de sektörün gelişimini nasıl öngörüyorsunuz?
2018 yılının inşaat sektörü adına parlak geçecek bir yıl olduğunu düşünüyor; bu koşullarda firmamızı daha iyi yerlerde görmek, daha uzak mesafelere taşımak istiyoruz.
Sektörünüzün başlıca sorunları neler? Çözüm için önerilerinizi belirtir misiniz?
Türkiye’de en canlı ekonomik faaliyeti yıllardır inşaat sektörü gösterir. Türkiye’deki yapı ekonomisini ise çimento, demir, alçı ve işçilik fiyatları belirliyor. Piyasa, ithal edilen enerjiye ve döviz hareketlerine oldukça bağımlı hareket ediyor. Kalifiye eleman eksikliği, ithal enerji maliyetlerinin yüksek olmasından kaynaklanan yüksek etkilenen nakliye ücretleri, alçı sektörünün en büyük sorunları arasında yer alıyor. Örneğin; bir ton alçıyı kalsine etmek için 30 metreküp civarında doğal gaza ihtiyaç duyulur. Elektrik ise ülkemizde büyük oranda doğal gazdan üretildiği için oldukça pahalı bir maliyeti var. Devletimizin alternatif ve yenilenebilir enerji üretimi konusunda gerekli olan iş akışını hızlandıracak faaliyetler göstermesi, bu konuda yatırım yapmaya istekli sanayicinin önünü açması gerekiyor. Aksi halde dış pazarda Türk üreticilerin rekabet şansı oldukça azalacak.
Sektörün sorunlarından bahsederek, kalite ve standartlar bakımından sektörü değerlendirir misiniz?
Türkiye’de kendi sektörümüzde REACH belgesini ilk alan firma olduk. Bu belgeyi alan kuruluşlar tüm hammadde ve girdilerini yine REACH üyesi firmalardan sağlayarak tüm hammadde ve servis sürecinin kontrol edilebilir halde tutulmasını sağlıyorlar. Bu sayede toplam kalite sürekliliği ve çevrenin geleceği güven altına alınıyor. Müşteriler artık yapı ürünleri seçiminde LEED, BREEAM ve DGNB gibi kuruluşlardan alınan EPD yeşil bina sertifikalı ürünleri tercih eden bir yapıya sahip. The International EPD System (Environmental Product Declaration) tarafından üretim akışımızdaki karbon ayak izi, enerji ve su tüketimi gibi nicel çevresel göstergeler incelenerek EPD sertifikasına layık görüldük.
.jpg)
İhracat çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Yeni pazarlara girmeyi hedefliyor musunuz?
Alçıbay denildiğinde sektörde ilk akla gelen şey ihracattır. 8 milyon tonluk pazar büyüklüğü ile alçı üretiminde ülke olarak dünya devleri ile yarışıyoruz. Alçı ihracatının sürekli bir artış eğiliminde olması ile birlikte geniş kartelası, saflığı ve kalitesi ile büyük rağbet gören Türk alçısı, sektörde rakibi olan ülkelerin önünde dünya piyasasının nabzını tutuyor. Firmanın kuruluşundan bugüne kadar Rusya, Ukrayna, Moldova gibi kuzey komşu ülkelere yapı alçıları ihracatının en iddialı ismiyiz. Ayrıca tüm Afrika, Türki Cumhuriyetler, Balkanlar ve Avrupa’da yerleşik 30 kadar ülkeye servis vererek ihracatta Türkiye bayrağını Alçıbay taşıyor. Firmayı devraldığımız günden bugüne kadar ihracat yapmaya hiç ara vermedik. Dünyada hitap ettiğimiz pazarların çeşitliliği ve bölgesel zorluklar bizi sürekli yeni hedef bölgeler bulmaya ve yeni ürünler üretmeye zorladı. Dünyadaki ekonomik dalgalanmalarla beraber tercih ve ihtiyaçları sürekli değişen bir müşteri profilimiz var. Bu da hedef bölgenin günlük koşullarına göre üretim yapma ve servis verme zorunluluğu getiriyor. Yurt dışı marketin tüm cazibesine rağmen dinamik iç pazarda da varlığımızı sürdürme konusunda istekliyiz. Günümüz koşullarında kapasitemizin yarısını ihracata ayırdığımızı söylemek yanlış olmaz. Yeni yatırımla beraber ürün seçeneklerimizi artırıp iç piyasada yere daha sağlam basan, uzakta ve yüksekte hedefleri olan bir firma olmaya devam edeceğiz.
Yakın zamanda piyasaya sunduğunuz ya da sunacağınız yeni bir ürün bulunuyor mu? Sektöre yönelik sunduğunuz ürün gamınızdan bahseder misiniz?
Toz formda yapı alçısı ve alçı levha çeşitleri üreterek inşaat sektörüne daha iyi seçenekler sunuyoruz. Alçı; uzun vadede küf üremesine mani olmasının yanı sıra yangına direnç göstermesi, ortamdaki nemi dengelemesi, ses dalgalarını azaltarak sağladığı akustik denge ile tüm dünyada tercih sebebi olan modern bir yapı malzemesidir. Bu yıl ocak ayında devreye aldığımız alçı plaka ürünleri, yenilikçi çizgisiyle sektörde beğeniyle karşılandı. Alçı plaka uygulamaları rakiplerine ve diğer klasik yöntemlere göre çok daha rekabetçi uygulama hızına ve maliyetlerine sahip. Ürün geleneksel rakiplerine nazaran daha kusursuz işler çıkartılmasını sağlıyor. Uygulaması hem daha kolay ve hem de uygulama hataları yok denecek kadar az hale getiriyor.
Ar-Ge çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Hızla değişen teknoloji alt yapısı ve internetin her geçen gün hayatımızdaki rolünün artmasıyla beraber Ar-Ge projeleri, üretim teknikleri ve ürün güncellemeleri olmazsa olmazlardan. Sürekli aranan alternatif ve daha ekonomik paketleme yöntemleri, hizmet verilen bölgelere göre değişiklik gösteren ürün karakterleri, laboratuvar çalışmaları gerektiriyor. Alçıbay, deneyimli ve öğrenmeye istekli laboratuvar ekibiyle sürekli gelişen, geliştiren, değişikliklere ve yeniliklere ayak uyduran yenilikçi bir çizgi sergiliyor. Ayrıca unutmamak gerekir ki laboratuvar, yaptığımız işin mutfağı anlamına geliyor. Laboratuvarınızı ne kadar iyi kullanırsanız ürün ve hammaddelerdeki değişimleri o denli yakından takip edip kullanabilirsiniz. Sadece ürün ve hammadde geliştirmeleri değil üretim teknolojileri yöntemleriyle de ilgili çalışmalarımız mevcut. Niğde Ulukışla alçı taşı ocağımızda özel bir kesme aparatı kullanarak madeni dinamit kullanmadan çıkartıyoruz. Dinamit kullanmanın çevre sağlığı ve yönetimi, güvenli ortamlarda depolama ve izin bulundurma gibi dezavantajları var. Ayrıca bu şekilde yapılan üretimle tozuma diğer yöntemlere göre daha az gerçekleşip hem çevresel avantajlar sağlıyor hem de üretim kaybı azalıyor.
Eklemek istediğiniz var mı?
Alçıbay, yaptığı işe değer veren, takım ruhuna inanan, öğrenmeye istekli genç kadrosuyla sahip olduğu değerleri kaliteli yerli hammadde ve iş gücüyle birleştirerek ihraç edilebilir ürünlere dönüştüren bir ailedir. Türkiye’nin lokomotif sektörü olan inşaat sektörü büyümeye devam ettikçe Alçıbay, ürünlerinin tüm dünyaya ihracatına, üretim ve çalışan yatırımlarına ara vermeyecektir.
Nihal ÖZKEN
Comments
No comment yet.