www.insaatnoktasi.com ziyaretçilerine özel yapılan araştırmada; Ülkemizde yollarda en çok rastlanan bozulma türleri arasında yer alan tekerlek izi, zemin taşıma gücü düşük ise ve buna karşın herhangi bir önlem alınmamışsa ortaya çıkarken, tam tersi durumda yani zemin taşıma gücü ve temel tabakaları CBR değeri çok yüksek olduğu hallerde dahi oluşabiliyor. 8.1 ton dingil yükü baz alınarak hesaplanan kaplamaların yüzeyine temas eden maksimum yüklemeyi aşan araçların tekerlekleri de bu hasara sebep olabiliyor. Ve tekerleklerin temas noktalarında basınç gerilmeleri oluşurken iki tekerlek arasında meydana gelen çekme gerilmesi sonucunda çatlaklar oluşuyor.
Almanya’da altmışlı yılların başında çivili lastikler kullanılıyordu ve çiviler yola çok büyük hasarlar veriyordu. Çivili lastikler altında ezilen üstyapıda ezilme ve tekerlek izleri meydana geliyor; kaplamada yüksek boşluk, düşük bitüm oranı ve kalitesiz agrega kullanımıyla bu bozulmalar daha da artıyordu. Altmışlı yılların sonlarında büyük asfalt firmaları bir araya gelerek özel karışımlar geliştirmiş ve bu karışımları belli standarda getirerek adına ‘’Taş Mastik Asfalt (TMA)’’ demişlerdir.
Taş Mastik Asfalt; %70-80 oranında kaba agrega, %20-30 oranında ince agrega ile minimum %6.5 oranında yüksek bitüm ile dizayn edilir. Kaba agreganın fazla olması nedeniyle içerisindeki boşluğun fazla olması ve bitümün bu boşluklardan sızması akılınıza gelebilir. İşte tam bu noktada süzülmeyi önleyen selülozik elyaf kullanılır. 170-190°C’de hazırlanan TMA aşırı sıcak asfalt gurubunda yerini alır. İlk bakışta %20-30 maliyeti arttırdığından pahalı gibi görünen TMA, aslında avantajları ile ekonomik olacağı kabul edilebilir.
TMA, içerisindeki boşluk oranından dolayı gürültüyü absorbe ederek sessiz asfalt olarak kabul edilebilirler. Bu sebeple şehir içinde yoğun trafikte kullanımı daha uygun olur. Ayrıca iri danelerin yüksek miktarda oluşu mikro ve makro pürüzlülüğü arttırarak kayma direncinde de önemli miktarda artış sağlar ki bu da bizim yoldan beklediğimiz en önemli fonksiyonel performanstır. Haliyle bitüm oranının yüksek oluşu kaplamamızın kalitesinin de arttığını gösterirken standart Bitümlü Sıcak Karışım (BSK)’a göre daha ince yapılabileceğini anlayabiliriz. Bu sayede şartnameye uygun dizayn edilmiş ve uygulanmış TMA kaplamalı üstyapımız da tekerlek izi oluşumu önlenmiş olacaktır.
Çok yoğun trafik altında da kullanabileceğimizi unutmamamız gerekir.Ancak göz ardı edilemeyecek dezavantajları da vardır. Örneğin bitüm oranı fazla olduğundan serim ve sıkıştırma sonucunda yüzeyde ince film tabakası oluşabilir bu yüzden 40°C’ye kadar soğuması beklenmeli ve trafiğe açılmadan yüzeye ince mıcır serilmelidir aksi halde kayma direncini düşürebilir.
Mühendislik açısından bir tercih yapabilmek için önceliğimiz ekonomi yönünden olmamalıdır. Avantaj/dezavantajlar belirlenip üstyapının servis ömrü dikkate alınarak bir kıyaslama yapılmalıdır.
İnşaat Mühendisi Berna YILDIRIM
Comments
No comment yet.