500 bin konutluk plan: Demir-çelik sektörüne etkileri

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) aracılığıyla 81 ilde toplam 500 bin sosyal konut inşa edilmesini planlıyor. Bakanlığın açıklamasına göre proje, dar gelirli vatandaşların konut erişimini kolaylaştırmak ve afet riski altındaki bölgelerde güvenli yapı stoğunu güçlendirmeyi amaçlıyor.

Konutlar 55, 65 ve 80 metrekare büyüklüğünde olacak. 55 metrekarelik dairelerin satış bedeli Anadolu illerinde yaklaşık 1,8 milyon TL olarak belirlenirken, yüzde 10 peşinat ve 240 ay vadeli ödeme planıyla aylık taksitlerin 6.750 TL’den başlaması öngörülüyor. Ayrıca, proje kapsamında ilk kez “kiralık sosyal konut” modeli de İstanbul’da uygulanacak.

Bu ölçekte bir konut yatırımı, demir-çelik sektöründe dikkate değer bir talep potansiyeli oluşturabilir. Her bir konutun yapımında birkaç ton seviyesinde inşaat demiri kullanıldığı göz önüne alındığında, proje genelinde yüz binlerce tonluk ek çelik ihtiyacı ortaya çıkabilir. Bu durum, yerli üreticiler açısından kapasite kullanım oranlarının yükselmesi ve iç pazarda üretim istikrarının güçlenmesi anlamına geliyor.

Projenin ülke genelinde yürütülecek olması, çelik tedariki ve lojistik planlamasında yeni dinamikleri de beraberinde getirecek. Talebin yalnızca büyük sanayi merkezlerinde değil, Anadolu’daki şehirlerde de yoğunlaşması bekleniyor. Bu kapsamda, üretici ve dağıtıcı firmaların lojistik ağlarını güçlendirmeleri ve bölgesel teslimat planlarını yeniden yapılandırmaları gerekebilir.

Afet riskine karşı dayanıklı konut hedefi, kullanılacak çelik ürünlerinde kalite, dayanım ve sertifikasyon standartlarını ön plana çıkaracak. Bu durum, üreticilerin ürün gamlarını güçlendirmelerine ve sertifikalı, izlenebilir çelik kullanımını yaygınlaştırmalarına katkı sağlayabilir.

Ancak, talebin hızla artması halinde çelik fiyatlarında yukarı yönlü baskı oluşması olası görülüyor. Hammadde (hurda ve kütük) fiyatları, enerji maliyetleri ve üretim kapasitesi gibi etkenler, önümüzdeki dönemde fiyat hareketlerini belirleyici hale getirebilir. Yerli arzın talebi karşılamada yetersiz kalması durumunda, ithalat ihtiyacı ve buna bağlı döviz kuru riskleri gündeme gelebilir.

Uzmanlara göre proje, demir-çelik sektöründe sadece kısa vadeli satış artışı değil, aynı zamanda orta vadede öngörülebilir bir iç talep zemini de sağlayabilir. Bu durum, ihracat pazarlarındaki dalgalanmalardan etkilenen üreticiler için iç piyasada bir denge unsuru oluşturabilir.

Sonuç olarak, 81 ilde planlanan 500 bin sosyal konut projesi, Türkiye’de inşaat faaliyetlerini desteklerken demir-çelik sektörüne yeni talep, üretim ve lojistik fırsatları sunacak. Sektörün bu süreçte üretim planlamasını, hammadde tedarikini ve kalite standartlarını güncel koşullara göre uyarlaması bekleniyor.