“Çelik Sektörü Üretimini Sürdürme Gayreti İçinde”

Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan Koronavirüs tedbirleri kapsamında üretimlerin devam edip etmeyeceği konusunda bilgilendirmeler yaptı.

Bugün Bloomberg TV'ye canlı bağlanan Yayan sektördeki son durumlarla ilgili açıklamalarda bulundu:

Sektörde üretimi sürdürme gayreti içerisindeyiz

Çeşitli önlemlerimizi alarak üretimi sürdürme gayretindeyiz. Üretim tesislerinde koronavirüs yaygınlaşması şeklinde bir durum gözlemiş değiliz. Bu sebeple vardiya azaltma ya da  üretimin durması söz konusu değil.

Yurt dışı piyasalarda keskin bir talep düşüşü var

Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüsten bizde etkilenmedik değil, etkilenmeye başladık. Uluslararası piyasalarda talepte keskin bir düşüş var. Bu da yavaş yavaş durma noktasına getirebilir.

- Fabrikalar şu anda stok yapmak üzerine mi çalışmalarını sürdürüyor?

Evet şu an stok yapma üzerine çalışmalar devam ediyor. Fakat bir yerden sonra stoğa çalışmanın da çok riskli getirileri söz konusu. Bu durumu engelleyemediğimiz noktada durmak gerekebilir.

Haziran ayından itibaren normalleşme bekliyoruz

Pozitif ayrıştırmayı önümüzdeki günlerde de sürdürmeyi ümit ediyoruz. Beklentimiz haziran ayından itibaren yeniden normalleşme yönünde gelişmelerin olabileceğidir.

- Nasıl bir planlama ile gidiyorsunuz, stoklu mu devam etmek gerekir ? Hangi yönde ilerleme gösteriliyor ?

Her kuruluşun kendine göre bir politikası var. Bazı kuruluşlarımız duraklamayı tercih ederken bazı kuruluşlarımız mümkün olan azami üretimi sürdürmeyi tercih ediyor. Burada devam eden, kullanılan teknolojilerle ilgili de bazı sınırlamalar var.

Entegre tesislerimizde yüksek fırınları durdurmak söz konusu olmuyor, onların sürekli bir şekilde çalışmaları gerekiyor.  Erdemir, İsdemir, Kardemir gibi 12.000.000-12.500.000 tonluk bir üretimi söz konusu olan firmalarda bu üretimin durmaması gerekiyor. Mümkün olduğu kadar bunların çalışmasına ihtiyacımız var.

Ark ocaklı tesislerimiz daha esnek bir yapıya sahip, entegre bir çalışma sistemleri var fakat bunlar da şartlarını zorlayarak durmamayı tercih ediyor.

Faaliyeti durduracak  sektörlerden ilki olmayız

Duran kuruluşlarımız elbette var  geçmişte de vardı. Bunlar daha çok ekonomik sebeple duranlar, bunlara ilave olan yeni kuruluşlarımız da mevcut. Dünya çapında baktığımızda bizim daha az etkilendiğimiz söylenebilir. Stok yapmanın getirdiği risklerin yanında, iki ay sonra taleplerin artması ile yaşanacak ihtiyaç doğrultusunda ilgili ülkenin tesislerinin çalışmıyor olması bizim için fırsat yaratabilir. Bunlarla ilgili fayda maliyet analizleri yapılıyor.Ancak bizim ilk duracak sektörler arasında olmayacağımız bilinmelidir. Şu an karantinadaymış gibi her türlü tedbirler Türk Çelik üreticileri tarafından alınıyor.

Demir çelik sektöründe doğrudan istihdamı 50.000 kişi civarında

Ham çelikten üretim yapan tesislerin istihdamı 50.000 kişi civarında. Bunun dışında haddehaneler ile üretim yapan tesislerde var. Diğer bir takım çelik servis merkezleri var, bunlarla beraber 70.000 kişi, dolaylı dağıtıcılar yoluyla sağlanan istihdamı ise 20 ile çarpabiliriz. Buda sektörün 300.000 kişiye istihdam sağladığını göstermektedir.

İhracatlarımızda 2019 yılına göre bu yıl ki ilk 2 ayımıza baktığımızda %9 luk bir düşüş söz konusu. İhracatın sürdürülebilmesi için ithalatın kontrol altına alınması şart. Kontrol sağlanamazsa o zaman üretimi sürdürme konusunda zorlanırız. İthalata karşı bir koruma kalkanına ihtiyacımız var.

- Demir çelik sektörünün Teşviğe ihtiyacı var mı?

Avrupa kömür çelik topluluğu ile imzalanmış bulunulan serbest ticaret anlaşması sebebiyle devlet teşviklerinden yararlanamıyoruz. Bizde içinde bulunduğumuz durumlardan dolayı bu anlaşmayı kabul etmiş durumdayız. Bununda gözden geçirilmesine ihtiyaç var.

Ancak açık olan husus şudur, çelik sektöründe yeni yatırımların ve yeni ürünlerin üretilmesinin gerekliliği ortadadır.

Kuruluşlarımızın, geleneksel ürünlerden yüksek katma değerli ürünlere yöneldiğini, kendilerine ihracat piyasalarında yeni alanlar açma gayreti içerisinde oldukları ortadadır. İthal ikamesi yoluyla dış ticaret açığını kapatma yoluna gidilmesi bir zorunluluk haline gelmiştir.