Altyapı çalışmaları için devrim niteliği taşıyan kazısız teknolojiler, hem eskimiş ve hasar görmüş altyapı sistemlerinin rehabilitasyonu hem de yeni döşenecek altyapı hatları için en akılcı ve ekonomik çözüm olarak öne çıkıyor. Altyapı ve Kazısız Teknolojiler Derneği (AKATED) tarafından İstanbul’da düzenlenen 33. Uluslararası Kazısız Teknolojiler Konferans ve Sergisi’nde konuşan AKATED Başkanı Yasin Torun, gelişmiş ülkelerin altyapı inşaat sektörlerinde yüzde 50’den fazla pazar payına sahip olan bu teknolojinin Türkiye’de henüz daha yeni geliştiğine dikkat çekti. Yasin Torun, Türkiye’de kazısız teknolojileri fırsat gören Türk yatırımcıların üretime başladığını da belirtti.
Hem ekonomik hem de sosyal maliyeti düşürmek mümkün
AKATED tarafından 28-30 Eylül 2015 tarihleri arasında WOW İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen 33. Uluslararası Kazısız Teknolojiler Konferans ve Sergisi, çağdaş ve çevreci kazısız teknolojilerle ülkemizi tanıştırıyor.
Birçok gelişmiş ülkedeki yerel yönetimlerin artan çevre bilincinin de etkisiyle kazısız teknolojiye geçiş yaptığını söyleyen Torun, bu yöntemin hem ekonomik hem de sosyal maliyetleri düşürdüğünü bildirdi.
Yasin Torun sözlerine şöyle devam etti: “Kazısız teknolojiler sayesinde artık yolları kazmadan, çukurlar açmadan, toz - çamur gibi kirliliklere meydan vermeden, trafiği engellemeden ve gürültü kirliliğine neden olmadan her türlü altyapı sistemini döşemek ve bakımını yapmak mümkün.
Gelişmiş ülkelerdeki kazısız teknoloji uygulamaları yüzde 51’e ulaşırken, açık kazı uygulamaları yüzde 49’a düştü. Bu doğrultuda dünya genelinde kazısız teknoloji pazarı ekonomik büyümesini de sürdürüyor. Şu an 7,6 milyar dolarlık bir pazar söz konusu.
Ekonomik ve sosyal maliyeti düşürebilecek bu teknolojinin yaygınlaşması sayesinde, altyapı çalışmaları kimseye rahatsızlık vermeden ve güvenle sürdürülebilecek. Ayrıca kazısız teknolojilerin, diğer sistemlere göre çok daha hızlı uygulanabilir olması da hem zamandan hem de iş gücünden tasarruf sağlıyor.”
Türkiye’de büyükşehirlerde kazısız teknolojiler kullanılmaya başlandı
AKATED Başkanı, ülkemizdeki belediyelerin de açık kazı alanları yerine kazısız teknolojilere yöneldiğini belirterek öncelikle büyük arter ve yaşam alanlarında kullanılmaya başlanan kazısız teknolojilerin giderek her bölgede kullanılacağına inandıklarını belirtti.
Yasin Torun, Bakanlık tarafında da desteklenen bu çalışmalarda İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Eskişehir, Antalya, Kocaeli ve Sakarya gibi büyükşehirlerde bu teknolojinin tercih edildiğini açıkladı. Türkiye’deki mevcut duruma bakıldığında kazısız teknolojilerin pazarda yüzde 5 paya sahip olduğunu öngören Torun, kazısız teknolojiler açısından ülkemizde büyük bir pazar potansiyeli olduğunu da sözlerine ekledi.
Türk üreticilerin de pazara girmeye başlamasının sevindirici olduğuna değinen Torun, Türkiye’de hayatı durdurmadan altyapı çalışmalarının yapılacak olmasının herkes için bir kazanç olduğunu bildirdi.
Karbon salınımını yüzde 90 azaltıyor
Kazısız teknolojilerin son derece çevreci ve yenilikçi bir teknoloji olduğunun da altını çizen Torun, şunları söyledi: “Açık kazı uygulamaları sırasında kullanılan inşaat makinelerinin karbon salınımı, yine trafiğin aksaması nedeniyle araçların beklediği sürede çıkardıkları zararlı gazlar düşünüldüğünde, kazısız teknolojilerin çok daha çevreci olduğu görülüyor.
Bunu şöyle de ifade etmek mümkün; açık kazı uygulamaları 100 birim karbon salınımına sebep oluyor ise kazısız teknoloji uygulamaları 10 birim karbon salınımına sebep oluyor. Bu açıdan kazısız teknolojilerin karbon salınımını yüzde 90 oranında azalttığını söyleyebiliriz.”
Deprem kuşağındaki ülkelerin ilk tercihi
Deprem riski taşıyan bölgelerde yer alan tüm içme suyu, kanalizasyon, doğalgaz, elektrik, telekomünikasyon gibi altyapı hatlarının depreme karşı güçlendirilmesi için en etkili çözümün kazısız teknolojiler olduğuna değinen Yasin Torun, Japonya’daki tüm altyapı hatlarının bu şekilde güçlendirildiğini ve bu sayede deprem esnasında altyapı hatlarının herhangi bir zarar görmediğini vurguladı.
Torun, altyapı sistemlerinin bakım ve onarımlarının yeterli düzeyde olmamasının deprem gibi büyük bir doğal afetin ardından daha da büyük sorunlarla baş etmek zorunda bırakabileceğini ve özellikle kanalizasyon sistemlerinde yaşanacak sorunların salgın hastalıklara sebep olabileceğini söyledi.
Comments
No comment yet.