10.su düzenlenen UIC Dğnya Yüksek Hızlı Demiryolu Kongresi’nde 30 yıllık tecrübesini ziyaretçilerle buluşturan Enel firmasının standını ziyaret ettik. Firmanın ve sektörün dünü, bugünü ve yarınını bir de onlardan dinleyelim.
Firmanızı tanıtabilir misiniz? Enel kimdir?
1988 yılında kurulmuş bir güç elektroniği şirketiyiz. Yaklaşık 30 yıldır Ar-Ge çalışmaları ve güç elektroniği konusunda ürünler üretiyoruz. Şu anda Sanayi Bakanlığı’nın 118. Ar-Ge merkeziyiz. Üçüncü havalimanı projesinin UPS sistemlerinin tedariğini yapmakla birlikte demiryolu konusunda da ciddi çalışmalar yapıyoruz. Çalışmalarımız arasında sinyalizasyon sistemlerinin güç kısmında kesintisiz güç kaynağı, regülatör, statik transfer switch ve benzeri ürünlerin üretimini ve anahtar teslim işleri var. Firmamızda 450’den fazla personelimiz çalışıyor. Bunlardan 75 tanesi mühendis kadrosunda. İkinci fabrikamızı da açmak üzereyiz. Fabrikamız şu anda Kütahya’da. 2 yıl önce İstanbul Çekmeköy’de olan fabrikamızı kapattık ve Kütahya’da büyük bir yatırım yaptık. 30 dönüm kapalı alanda toplam 50bin metrekare 50bin dönümlük alanda üretim yapıyoruz. Bu üretimin büyük bir kısmı elektronik, bir kısmı mekanik kalıp vs. Elektronik kısımda kart dizgi kısmımız var ve bir güç ekipmanının yani bir inverter, UPS vb. ürünlerin kablo pabucundan tutun en karmaşık elektronik kartına kadar yazılım dahil Ar-Ge çalışmaları üretimini yapıyoruz. Ürünlerimizde marka patent hakları bulunuyor. 55 ülkeye ihracatımız ve distribütör ağımız var. Türkiye’de de bulunduğumuz ana sektörler raylı taşıma, ulaşım, güneş enerji santralleri, yenilenebilir enerji, sağlık tesisleri. Endüstri alanlarında yoğunluklu olarak çalışıyoruz. Yılda on bini aşkın inverter ve UPS müşterilerimize veriliyor. Türkiye’de 14 tane bölge müdürlüğümüz var ve bu bölge müdürlüklerinde satış ve teknik servis hizmeti sunuyoruz. Kendi alanımızda 7 bölgede hizmet ve teknik personeli bulunan tek firmayız.
2018 yılı hedefleriniz nelerdir?
2018 yılında ikinci fabrikayı açacağız ve özellikle demiryolu konusunda bu sinyalizasyon ve elektrifikasyon sistemlerinde pazar payımızı arttırırken dinamik sistemlerin yani bu vagon tarafında güç elektroniğinin farklı türevlerinin Ar-Ge çalışmalarını tamamlayarak hayata geçireceğiz. Bu konuda tabii Aselsan ve Devlet Demiryolları ile farklı iletişimlerimiz bulunuyor. Buradan edindiğimiz deneyimle bu sistemleri 55 ülkeye ihraç ederek Türkiye’ye ciddi bir katma değer sağlamayı planlıyoruz. Tabii bu noktada Türkiye’deki ağacın köklerinin sağlam olması gerekiyor. Bu konuda da Devlet Demiryolları yerli üreticiyi destekliyor. Bizim ürünlerimizde yüzde seksen yerlilik oranının olması bizim için ciddi bir avantaj sağlıyor. Biz de bu avantajı kullanarak ciddi bir deneyim kazanmayı ve mevcut pazar payımızı arttırmayı planlıyoruz. Yerli üretimimizi tüm dünyaya ihraç ederek ülkemize katma değer sağlayacağız. Bu yenilenebilir enerji konusunda da geçerli. Bilindiği gibi güneş enerji santrallerinde kullanılan inverterler var. Biz bunları da üretiyoruz. Yaptığımız işleri hızlı bir biçimde arttırıp aynı deneyimle yurtdışına ihraç ederek aynı şekilde ülkeye değer katmaya devam edeceğiz.
Sizce sektörün başlıca problemleri neler?
Sektör Türkiye’de büyüyor. Demiryolu konusunda sayın bakanımızın da açıkladığı gibi şu anda Çin’den sonra en çok demiryolu ağı yatırımı yapılan ülkelerden bir tanesiyiz. Bu Türkiye’deki yerli üreticiler için, yerli sanayiciler için çok büyük fırsat ve bu her ülkeye 100 yılda bir gelecek bir fırsat. Ancak Avrupalılar bu tecrübeyi bizden 100 yıl önce kazanmışlar. Bu firmalar yatırımlarını çoktan yapmışlar. Diğer tarafta Çin var. Çin’de üreticiler çok düşük maliyetle çok farklı ürünler üretiyorlar. Dolayısıyla rekabet koşulları ağır ve maalesef ülkemizdeki insanlarda bir yabancı sempatisi var. Ülkemiz geliştikçe büyüdükçe Türklerin de iyi şeyler yapacağını insanlarımız öğrenecekler. Biz Türkiye’den umutluyuz. Bugüne kadar ciddi işler başardık ve başarmaya devam edeceğiz.
Comments
No comment yet.