AB Türkiye'nin Hızına Yetişemiyor

 Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Litvanya'nın 1 Temmuz'da AB Dönem Başkanlığı'nı devralacağını anımsatarak, ''Baltık ülkeleri Ruslar tarafından işgal edildiğinde Türkiye, o işgali hiçbir zaman tanımadı. Hiç unutamadıkları dayanışmayı onlar da bugün AB sürecinde bizimle paylaşıyorlar'' dedi. 
     Bağış, bakanlığın Ortaköy Ofisi'nde AA muhabirinin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
     Litvanya'nın 1 Temmuz'da AB Dönem Başkanlığı'nı devralacak olmasının önemine vurgu yapan Bağış, Baltık ülkelerinin Türkiye'nin AB sürecine her zaman destek verdiğini, Türkiye'nin de onların NATO üyelik sürecine desteklediğini anlattı. 
     Baltık ülkeleri Ruslar tarafından işgal edildiğinde Türkiye'nin o işgali hiçbir zaman tanımadığını kaydeden Bağış, ''Hiç unutamadıkları dayanışmayı onlar da bugün AB sürecinde bizimle paylaşıyorlar'' dedi. 
     Bağış, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le gerçekleştirdikleri Litvanya ve Letonya gezilerinin oldukça başarılı ve verimli geçtiğini ifade ederek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da eylül-ekim aylarında Baltık ülkelerine bir dizi ziyarette bulunabileceğini bildirdi. 
     Ziyarettin Baltık ülkelerinin Türkiye'nin AB sürecine verdikleri desteği yinelemeleri açısından önemli olduğunu anlatan Bağış, Litvanya'nın Dönem Başkanlığı'nın başlayacağı 1 Temmuz itibariyle ''Sosyal politikalar ve istihdam'', ''Mali politikalar'' gibi fasılların açılması için çaba göstereceklerini söyledi. 
     Bağış, fasıl açılmasının yanı sıra Kıbrıs'taki gelişmeleri de yakından takip edeceklerini belirterek, ''Kıbrıs'ta bir limana liman formülümüz var. Bu konuda Kıbrıslı Rumlar da hakkaniyeti ve doğru tercihi seçebilme erdemini gösterirlerse o zaman birçok farklı faslın önündeki engel kalkacaktır. Fasılların açılması için Litvanya'nın hazır olduğunu gördük. Onlar da bu süreçte bize destek vermeye devam edecek'' diye konuştu. 
     
     -''AB, Türkiye'nin hızına yetişemiyor''- 
     
     Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, ''AB sürecinin yavaşladığı yönündeki eleştiriler devam ediyor. Bakanlığınızca da hazırlanan bir rapor var ve anlaşıldığı kadarıyla Türkiye boş durmuyor. Bu gelişmeler dışarıya gereğince yansıtılabiliyor mu-'' şeklindeki soruya şu yanıtı verdi: 
     ''Bunu dışarıya aksettiriyoruz. Bakın dün, TBMM'de uluslararası göçle ilgili kanun tasarısı kabul edildi, Cumhurbaşkanımızın onayına sunuldu. Bugün komisyondan açıklamalar geldi. AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle ve içişlerinden sorumlu üyesi Cecilia Malmström'den de çok pozitif açıklamalar geldi. Türkiye her geçen gün yeni bir reform adımını ortaya atıyor, asıl yavaşlayan AB iradesidir. AB, Türkiye'nin hızına yetişemiyor.'' 
     Bağış, AB'ye içinde bulundukları ekonomik durum nedeniyle anlayış gösterilmesi gerektiğini dile getirerek, hiçbir krizin sonsuza kadar sürmeyeceğini kaydetti. 
     Türkiye'nin yüzde 8 bin faizleri geride bırakarak dünyanın en dinamik ekonomilerinden biri haline geldiğini vurgulayan Bağış, ''AB de bu krize eninde sonunda son verecek, Türkiye'nin önemini yeniden anlayacak ve süreç hak ettiği noktaya gelecektir'' dedi. 
     
     -AB, İslamofobi ve Türkiye- 
     
     Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, kısa süre önce yaptığı ''İslam, AB'nin bir gerçeğidir'' söylemine de ''Türkiye'nin nüfusunun büyük çoğunluğunun İslam dini mensubu olmasını sanki bir zaafmış gibi gösteren Avrupa'daki hastalıklı zihniyete bir cevap vermek istedim'' sözleriyle açıklık getirdi. 
     Türkiye'nin çoğunluğu Müslüman bir nüfusa sahip olmasının AB için önemli bir değer olduğunu belirten Bağış, şu değerlendirmelerde bulundu: 
     ''Türkiye'nin Müslüman oluşu AB'nin üstünde titremesi gereken bir gerçektir. İslam, artık AB'nin bir gerçeğidir. Evet, Türkiye Müslümandır, elhamdülillah Müslümandır. Türkiye'nin Müslüman olması AB için çok büyük bir avantajdır. Hem 1,5 milyarlık İslam alemine ulaşabilmek hem 3 milyarlık insanlık alemindeki kendini batıdan izole edilmiş kesime ulaşabilmek hem de daha önemlisi kendi içerisinde 35-40 milyona yaklaşan Müslüman ile kucaklaşabilmek, kendi nüfusunun neredeyse yüzde 10'una yaklaşan kesimiyle uzlaşabilmek adına Türkiye'nin AB süreci çok önemlidir.'' 
     Almanya'nın nüfusunun yüzde 9'unun, Fransa'nın da yüzde 11'inin Müslüman olduğunu anımsatan Bağış, AB genelinde Müslüman nüfusun her geçen gün arttığını aktardı. 
     Bağış, hastalıklı düşüncelerden, İslamofobi'den vazgeçip, insanları olduğu gibi kabul edip kucaklaşmaya çalışmak gerektiğini vurgulayarak, ''Onların birikiminden, enerjilerinden yararlanabilmek çok daha büyük bir vizyon gerektirir. Avrupa'ya da bunu hatırlatmak bize düşüyor'' ifadelerini kullandı.