Dünya Çelik Birliği’nin (World Steel Association) açıkladığı verilere göre Tosyalı Holding, 9,12 milyon ton sıvı çelik üretimiyle Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın üçüncü büyük ve dünyanın ise 50 büyük çelik üreticisinden biri konumunda bulunuyor. Tosyalı, Türkiye’nin çelik sektöründe yaşanan gelişmelere çok daha stratejik ve makro bir bakış açısıyla yaklaşması gerektiğini vurguladı.
“Çin’in dampingli ihracatı artıyor”
Fuat Tosyalı, Çinli üreticilerin dampingli çelik ihracatının gün geçtikçe arttığını belirterek, Türkiye’nin çelik ithalatındaki yükselişe dikkat çekti. Tosyalı, “Bu şartlarda iyileştirici yatırım mümkün olmadığı gibi, var olanın da korunması imkansız hale geliyor. Çelik sektörü her sene sadece mevcut kapasitesini koruyabilmek için ciddi yatırım yapmak zorunda. Önlem alınmazsa Türkiye çelik sektörü telafisi imkansız tahribatlar yaşayacak” dedi.
Türkiye’nin çelik sektörüne dair makro stratejilerin önemine değinen Tosyalı, “Çin ekonomisinde çok büyük bir hacme sahip olan inşaat sektöründeki sorunlar, demir-çelik sektörünü bu ülke özelinde zorlarken, dünyayı da dolaylı olarak etkiliyor. Çin hem en büyük üretici hem de en büyük tüketici. İç taleplerindeki zayıflık sebebiyle Çinli üreticilerin dampingli çelik ihracatı artıyor ve bu başta Avrupa olmak üzere tüm bölgeleri tehdit ediyor” değerlendirmesinde bulundu.
“Çin ile ticaret açığımız 50 milyar doları aştı”
Tosyalı, Çin ile olan ticaret açığının son 6-7 ayda 50 milyar doları geçtiğini belirtirken, bu açığın büyük bölümünün çelik ithalatından kaynaklandığını vurguladı. Tosyalı, “Amerika’ya mal satamayan ülkelerde fazla üretim başka pazar arayışlarına yöneliyor. Türkiye ise en serbest pazar konumunda. Çin Avrupa’ya ve Amerika’ya satamıyor ama Türkiye’ye rahatlıkla satabiliyor. Bu, sektörde büyük baskı oluşturuyor. İhtiyaç fazlası ürünlerini uluslararası piyasalara düşük fiyatla yönlendirmesi, küresel fiyat dengesini bozuyor ve haksız rekabeti derinleştiriyor” dedi.
“Türk çelik endüstrisi sıfır teşvikle ayakta”
Hem Amerika’daki hem de Avrupa’daki çelik endüstrisinin devlet destekleriyle korunduğunu hatırlatan Tosyalı, Türk çelik sektörünün ise sıfır teşvikle ayakta durduğunu söyledi. Tosyalı, “Avrupa Kömür Çelik Topluluğu AKÇT anlaşması uyarınca Türkiye’de çelik endüstrisine hiçbir teşvik verilmedi. Türk çelik üreticisi tamamen kendi maharetiyle, öz kaynaklarıyla kurduğu çelik endüstrisinin şu an kapasitesini kullanamıyor ve zor durumda” diye konuştu.
“Yatırım yapıyoruz ama Çin’den zararına ürün geliyor”
İskenderun’daki 4 milyar doları aşan son çelik yatırımına da değinen Tosyalı, “Yatırım yapıyorsunuz ama sizin üretim maliyetinizin altında ürün Çin’den geliyor ve önünüze yığılıyor. Bu matematiğe ve hesaba uymuyor. Çelik fiyatı artsa da, bu maliyetler ülke ekonomisine çok sınırlı yansıyor; ama üretici için milyon ton üretimde her bir ton fark 100 milyon dolar yapıyor. Bu sermaye ile yeni yatırımlar ve teknolojiler mümkün olur. Ama zararına satılırsa sermaye her sene eriyor. Bu sektör, endüstri bittiği zaman geri kalkamaz” dedi.
“Türkiye büyük bir pazar ve Çin hazır pazara geliyor”
Tosyalı, Türkiye’nin endüstrileşmiş ve dinamik bir pazar olduğunu vurgulayarak, “Afrika’da üç yüz milyon nüfusu olan bir pazar var ama Türkiye’nin tükettiğinin dörtte birini tüketiyor. Türkiye’de sanayi kümelenmesi çok gelişmiş. Çin, Türkiye pazarına gelip ürünlerini rahatça satabiliyor. Eğer Çin kendi iç piyasasına döner ve sübvansiyonu keserse, bu endüstri batmış olursa geri dönüş olmaz. Sürdürülebilirliği sağlamak zorundayız” değerlendirmesinde bulundu.
Togg: Türkiye için tarihi bir kilometre taşı
Münih’te Togg’un lansmanına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Tosyalı, Togg’un 7 yıllık yolculuğunu ülke için tarihi bir kilometre taşı olarak nitelendirdi. Tosyalı, “50 yılı aşkın sanayi tecrübemle söyleyebilirim ki, Togg ülkemiz için tarihi bir kilometre taşıdır. 7 yıl önce başlayan yolculuk, yerli ve milli otomobil rüyamızı gerçeğe dönüştürdü. Bu sadece araç üretmek değil, ülkemiz için yeni bir endüstrinin doğuşu ve yeni bir heyecan demek” dedi.
Tosyalı, elektrikli ve bağlı teknolojilerle donatılan bir mobilite ekosistemi oluşturduklarını belirterek, “Memnuniyetle görüyoruz ki, Togg etrafında adım adım bir ekosistem oluştu. Yatırımlarımız sadece üretim yapmakla sınırlı değil; şarj istasyonlarından batarya değer zincirine kadar uzanan bir ekosistem kurduk. Bu başarı, yalnızca Togg’un değil, Türkiye’nin elektrikli araç ekosisteminin başarısıdır” diye konuştu.
BMC ve Yeni Altay Tankı
Savunma sanayine yönelik yatırımlarını da anlatan Tosyalı, BMC’nin Yeni Altay tanklarının üretime hazır olduğunu açıkladı. “BMC’nin Power tesisinde üretim başladı. Tank fabrikasında altyapı ve üst yapı tamamlandı. Testler başarıyla geçti ve seri üretim izni alındı. 2026’nın ikinci yarısından itibaren Yeni Altay, BMC Power tarafından üretilen yerli ve milli güç grubu ile seri üretime başlayacak” dedi.
İş yönetimi prensipleri: Borç yok, şeffaflık var
Tosyalı, şirket yönetim prensiplerini anlatırken babasının öğüdüne dikkat çekti: “Benim hayatta piyasaya borcum olmaz. Ne borç veririz ne borç alırız. Satılmış malın fiyatı bellidir, satılmamışsa mal elimizde durur. Alacak diye bir kalem yok. Nakit fiyatı bellidir. Bugün bir araç sattığımızda karımızı biliyoruz, hiçbir belirsizlik yok” dedi.
Kaynak:Dünya.com
Comments
No comment yet.