Güllü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yenilenebilir enerji maliyetlerinin düşmesiyle birlikte piyasa temelli finansman modellerinin önem kazandığını belirterek, bu noktada YETA gibi alternatif mekanizmaların öne çıktığını ifade etti.
Üreticiler ile özel sektör arasında uzun vadeli enerji alım anlaşmaları şeklinde uygulanan modelin, üreticilere finansman kolaylığı, alıcılara ise düşük emisyonlu enerji sağladığını vurgulayan Güllü, “YETA, diğer politika mekanizmalarının yeterli esneklik sağlayamadığı durumlarda kamu desteği gerektirmeyen, piyasa temelli bir finansman aracı olarak öne çıkıyor.” dedi.
ABD ve Avrupa’da hızla yaygınlaşıyor
Güllü, YETA’nın ABD’nin yanı sıra İspanya, Almanya ve İskandinav ülkelerinde kurumsal karbon azaltım hedefleri doğrultusunda hızla yayıldığını kaydetti.
Amazon, Meta, LyondellBasell ve Google gibi teknoloji ve sanayi devlerinin de bu modeli tercih ettiğini aktaran Güllü, 2008’den bu yana toplam 198 gigavat kapasiteli rüzgar ve güneş enerjisi temelli YETA imzalandığını bildirdi. 2023 yılında bu anlaşmaların 20,9 gigavatlık kısmı Amerika kıtasında, 15,4 gigavatlık kısmı ise Avrupa’da gerçekleşti.
Komşu ülke Yunanistan’da ise çiftçilere ve sanayiye öncelikli şebeke bağlantısı verilmesinin uygulamayı yaygınlaştırdığını belirten Güllü, Türkiye’nin de benzer adımlar atması gerektiğini ifade etti.
Türkiye için potansiyel
Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefinde yenilenebilir enerjinin kritik rol oynadığına dikkat çeken Güllü, uygun politika ve düzenlemelerle rüzgarda 140 gigavat, güneşte 220 gigavat kapasite potansiyeli bulunduğunu vurguladı.
“Bu hedefe ulaşmak için kamu desteklerinin yanı sıra YETA gibi piyasa bazlı mekanizmalar da devreye girmeli.” diyen Güllü, düzenleyici eksikliklerin giderilmesi, kur riskine karşı garanti mekanizmalarının geliştirilmesi ve tüketicilerin teşvik edilmesi gerektiğini söyledi.
Maliyet istikrarı ve ihracat avantajı
Sanayi kuruluşlarına uzun vadeli maliyet öngörülebilirliği sunan YETA’nın, ihracat yapan firmalar için özellikle önemli hale geldiğini kaydeden Güllü, şu değerlendirmeyi yaptı:
“YETA, belgelenebilir temiz enerjiye öngörülebilir fiyatlarla erişim sağlar. İhracatçılar, bu anlaşmalarla tükettikleri elektriği yenilenebilir kaynaklardan sağladıklarını kanıtlayabilir. Bu da maliyet istikrarı, risk yönetimi ve rekabet avantajı getirir.”
Güllü, YETA’nın küçük ve orta ölçekli kuruluşlara esneklik sunduğunu, finansmana erişimi kolaylaştırdığını ve projelerin risk algısını düşürerek yatırımcıların teminat beklentilerini azalttığını da belirtti.
Enerji arz güvenliğine katkı
Yeni kapasitelerin devreye alınmasının enerji ithalatını azaltarak arz güvenliğini güçlendireceğini dile getiren Güllü, enterkonneksiyon hatlarının artırılması ve yenilenebilir elektrik ihracatının da bölgesel enerji ticaretini canlandırabileceğini söyledi.
Elektrik üretimine yönelik karbon fiyatlandırmasının da YETA’lara olan talebi artıracağını ifade eden Güllü, “Fosil yakıtlı kaynaklardan elektrik sağlayan tüketiciler, fiyat dalgalanmalarına karşı savunmasız hale geliyor. Buna karşın YETA, daha öngörülebilir maliyetler ve artan rekabet gücü sunuyor.” dedi.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı