EUROMETAL ve Fastmarkets, Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın (CBAM) çelik endüstrisine etkilerini değerlendirmek üzere özel bir web semineri düzenledi. Etkinlikte, UNESID Ekonomik Çalışmalar Direktörü Alfonso Hidalgo de Calcerrada, Tata Steel Nederland Ticaret İşleri Başkanı Jaap Jan Aardenburg ve Çolakoğlu Metalurji Koordinatörü Tayfun İşeri konuşmacı olarak yer aldı.
Webinarda konuşan Tayfun İşeri, CBAM’ın devreye girmesiyle birlikte yalnızca üreticilerin değil, nihai kullanıcıların da bu süreçten nasıl etkileneceğine dikkat çekti. İşeri, “CBAM uygulamaya girdiğinde aşağı yöndeki, yani nihai kullanıcıların nasıl etkileneceğine bakmamız gerekiyor. Eminim ki bununla ilgili bazı düzenlemeler olacak. ABD’ye bakarsanız, orada CBAM yok, ancak türev ürünlere ek vergiler getiriliyor çünkü nihai kullanıcılarını korumaya çalışıyorlar. Bu gerçekten karmaşık bir durum ama çözülemeyecek kadar da değil. Eminim bir çözüm bulunacak, ancak bu çözüm hem çelik üreticileri hem de nihai kullanıcılar için adil olmalı,” ifadelerini kullandı.
Türkiye açısından sürecin henüz belirsizliklerle dolu olduğuna işaret eden İşeri, ülkenin Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) üzerinde çalışmalar yürüttüğünü ancak bu sistemin CBAM ile tam olarak bağlantılı hale getirilmesi gerektiğini belirtti. “Şu anda bu bağlantı eksik. Bunun başlıca sebeplerinden biri AB tarafında henüz net benchmark değerlerinin belirlenmemiş olması. 2026 için neler yapılabileceğini görmek zaman alacak ama sonunda bu rakamlar ortaya çıkacak,” diyen İşeri, yenilenebilir enerji sertifikaları (RES) ile CBAM benchmark değerlerinin uyum içinde olması gerektiğini vurguladı.
Türkiye’nin ETS sisteminin henüz devreye girmediğini hatırlatan İşeri, “2026 geçiş aşamasında kendi ETS sistemimiz olacak, ama şu anda hiçbir şey uygulanmıyor. Takip süreci nasıl işleyecek, maliyet nasıl belirlenecek bilmiyoruz. Türkiye’de şu anda bir sertifika sistemi yok. Bu, Bakanlık tarafından üzerinde çalışılan bir konu,” dedi.
İşeri, CBAM maliyetinin kim tarafından ödeneceğine yönelik tartışmalara da değindi: “CBAM maliyeti doğrudan ödenmeyecek. Eğer Türkiye’nin ve Avrupa’nın ETS sistemleri devreye girerse, fark bir şekilde dengelenecek,” ifadelerini kullandı.
Yeşil çelik sürecine de değinen İşeri, bu dönüşümün sadece karbon azaltımına değil, aynı zamanda ekonomik sürdürülebilirliğe de dayanması gerektiğini vurguladı. “Her şeyi CBAM ve ETS ile entegre etmeye çalışıyoruz, ancak aynı zamanda yeni kotalar ve koruma önlemleri de var. Bunlar Avrupa’ya ve Türkiye’ye yapılan ithalatları etkiliyor. Bu yeşil çelik üretiminin bir parçası değil ama süreçle iç içe geçmiş durumda. 2026’da arz-talep dengesi netleştikçe dünya ticaretinin yönü daha açık hale gelecek,” dedi.
İşeri, doğrudan indirgenmiş demir (DRI) yatırımlarının önemine de dikkat çekti: “Bugün elektrik ark ocaklı DRI yatırımına karar verirseniz, sürecin tamamlanması üç ila dört yıl sürer. Bu bazen kısa, bazen uzun bir süre. Ancak bugünün çelik ekonomisi bu yatırımları tam olarak desteklemiyor. Bu nedenle birçok şirket tereddütlü ve mevcut ekonomik koşullar nedeniyle yatırımlarını erteleyenler var,” ifadelerini kullandı.
Son olarak İşeri, sürecin kârlılıkla yakından bağlantılı olduğuna dikkat çekti: “Eğer sektör bugünkünden daha kârlı hale gelirse, her şey daha hızlı ilerleyecek. Ama olmazsa, birçok şey yavaşlayacak. Bunu garanti edebilirim,” dedi.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı