Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’ne (OECD) göre, küresel çelik üretimindeki fazla kapasite 2025 yılında 560 milyon tonu aştı ve planlanan yeni projeler de hesaba katıldığında bu rakamın 2027 yılına kadar 721 milyon tona ulaşabileceği tahmin ediliyor.
Bu krizin merkezinde ise Çin yer alıyor. Ülke, dünya üretiminin yarısından fazlasını oluşturan yıllık yaklaşık 1 milyar ton çelik üretimini sürdürmeye devam ediyor. İç talep duraklama sürecine girerken, ortaya çıkan fazla üretim giderek artan oranlarda ihracata yönlendiriliyor. Bu durum küresel fiyatlar üzerinde baskı yaratırken, diğer çelik üreten ekonomilerin istikrarını da sarsıyor.
Çelik fiyatları son beş yılın en düşük seviyelerine geriledi. Asya’da sıcak haddelenmiş sac (HRC) fiyatları ton başına 500–520 dolar aralığına düştü; bu düşüşte esas olarak Çin’in agresif ihracat politikası etkili oldu. Yerel üreticilerin kendilerini ticaret bariyerleriyle koruma çabaları ise şu ana kadar sınırlı başarı sağladı.
Bununla birlikte, teknik analizler piyasada olası bir istikrar sinyali veriyor. Vadeli işlem sözleşmeleri, özellikle Çin’in ihracat hacimlerinin azalması ya da Güneydoğu Asya ve Orta Doğu’da büyük altyapı projelerinin devreye alınması durumunda piyasanın yön değiştirebileceğini gösteriyor.
Bazı sektörler çelik piyasasına hâlâ destek sağlamaya devam ediyor; özellikle yeşil enerji projeleri, ulaşım altyapısı ve büyük çaplı boru üretimi bu alanlar arasında öne çıkıyor. Hindistan, Brezilya ve Vietnam gibi ülkelerde yerel talep orta düzeyde direnç gösteriyor. Gelişmiş ekonomilerde ise tüketim zayıf seyretmeye devam etse de, kentsel altyapı iyileştirmeleri ve kısmi ithalat ikamesi sayesinde kısmen destekleniyor.
World Steel Association’ın tahminlerine göre, küresel çelik talebinde toparlanmanın 2025 sonu – 2026 başı döneminde başlaması bekleniyor. Bu toparlanmanın; düşük fiyatlı damping döneminin sona ermesi, altyapı yatırımlarının hız kazanması ve yeşil çelik üretimine geçiş ile destekleneceği öngörülüyor.
Bu bağlamda, analistler önümüzdeki 12–18 ay içinde ton başına 600–650 dolar aralığında “adil bir fiyatın” yeniden oluşabileceğini; bunun da piyasaya ihtiyaç duyulan istikrarı kazandırarak sektörde yatırım faaliyetlerini canlandırabileceğini düşünüyor.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı