Bryant, Financial Times’a yaptığı açıklamada, İngiltere, ABD ve AB arasında, büyük ölçüde Çin’den gelen sübvanse edilmiş çeliğe karşı ortak bir savunma mekanizması oluşturmak için 1950’ler tarzı bir gümrük vergisi anlaşması olasılığı üzerine “sürekli görüşmelerin” yürütüldüğünü belirtti.
“Bunu nasıl gerçekleştirebileceğimiz, üçlü mü yoksa ikili bir ittifak mı olması gerektiği yönünde tartışmalar sürüyor,” diyen Bryant, olası bir anlaşmanın henüz yazılı teklif aşamasına gelmediğini, ancak küresel ölçekte artan ticari baskılara karşı doğal bir adım olduğunu ifade etti.
Bakan, ABD’nin çelik ithalatına %50 oranında gümrük vergisi uygulamasına neden olan gelişmelerin ardından böyle bir “çelik kulübü”nün mantıklı bir yanıt olduğunu ve AB’nin de benzer bir yola girmeye hazır göründüğünü söyledi. “Üçümüz de dünyada aşırı kapasite olduğuna dair ortak bir algıya sahibiz. Ekonomik güvenlik, savunma ve stratejik ihtiyaçlar açısından hepimizin kendi egemen çelik kapasitemize sahip olmamız gerekiyor,” ifadelerini kullandı.
AB, bu ayın başlarında çelik ithalatına yönelik kotaları yarıya indirme ve %50 oranında gümrük vergisi getirme önerilerini açıklamıştı. İngiliz sanayi temsilcileri ise bu önlemler karşısında yeterli koruma sağlanmazsa ülke çelik sektörünün tarihinin “en büyük kriziyle” karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulundu.
Bryant, İngiltere’nin Brüksel ve Almanya da dahil olmak üzere AB’nin kilit üyeleriyle “yapıcı görüşmeler” yürüttüğünü ve 2026 Temmuz’unda yürürlüğe girmesi planlanan yeni AB çelik rejimi kapsamında İngiliz ihracatçılara yönelik tercihli düzenlemeler elde etmeyi hedeflediklerini söyledi.
AB’den bir yetkili ise, Brüksel’in yeni kota sistemi kapsamında ticaret ortaklarıyla görüşmeler yürüttüğünü ve İngiltere’ye “tercihli bir görünüm” tanındığını doğruladı.
Bryant, İngiltere’nin kendi çelik koruma önlemlerine ilişkin planlarını “yakında” açıklayacağını belirterek, sürecin “acil bir şekilde ilerlemesi gerektiğini” vurguladı. Ayrıca, İngiltere’nin daha büyük kotalar veya belirli ürünlerde muafiyetler yoluyla “genel anlaşmadan daha iyi bir sonuç” elde edeceğinden emin olduğunu söyledi.
Bakan, “Eğer bir tür ‘çelik halkası’ veya çelik ittifakı oluşturabilirsek, tüm bu sorunları daha kolay aşabiliriz. Bu durum bana Avrupa’nın 1950’lerde bir çelik anlaşması üzerinde konuştuğu dönemi hatırlatıyor,” dedi.
1951’de Belçika, Fransa, Batı Almanya, İtalya, Hollanda ve Lüksemburg tarafından kurulan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu, aralarındaki gümrük vergilerini kaldırarak Avrupa entegrasyonunun temelini atmıştı.
Olası İngiltere-ABD-AB “çelik kulübü” ise grup dışından yapılan çelik ithalatına ortak gümrük vergileri uygulamayı, üyeler arasındaki ticaretin ise düşük veya sıfır tarifelerle yapılmasını hedefliyor.
İngiliz çelik sanayisini temsil eden UK Steel’in Genel Müdürü Gareth Stace, üçlü bir ittifak fikrini memnuniyetle karşıladı. “Benzer düşünceye sahip ülkeler arasında kurulacak bir ittifak, küresel aşırı kapasite sorununu çözmede ve ağır sübvansiyonlu üretimin rekabeti bozmasının önüne geçmede çığır açıcı bir adım olabilir,” değerlendirmesinde bulundu.
Almanya Ekonomi Bakanlığı da yaptığı açıklamada, küresel kapasite fazlasıyla mücadele konusunda İngiltere ile “temel çıkarlar paylaştıklarını” belirtti. Bakanlık, AB ve İngiltere’nin bu konuda ortak hareket etme yönündeki iradesini daha önceki açıklamalarda da vurguladığını hatırlattı.
OECD verilerine göre, küresel çelik fazla kapasitesi geçen yıl 600 milyon tona ulaşırken, bu miktarın 2027 yılına kadar 721 milyon tona çıkması bekleniyor. Artışın büyük bölümünün, yılda yaklaşık 1 milyar ton çelik üreten Çin kaynaklı olacağı öngörülüyor.
İngiltere ayrıca, belirli çelik ürünlerinde %25 oranında gümrük vergisi uygulayan mevcut koruma önlemlerinin Haziran 2026’da sona ermesinin ardından, gelecekteki tarifelere ilişkin kendi planlarını açıklamaya hazırlanıyor.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı