Al-Harithi, 2019 yılı itibarıyla demir-çelik sektörünün ciddi bir mali kriz içinde bulunduğunu belirterek, “O dönemde bazı şirketler iflas etti, bazıları ise iflasın eşiğindeydi. Toplam zarar yaklaşık 6 milyar Suudi riyali seviyesindeydi. Bu tablo, mevcut zorluklarla başa çıkabilecek esnek bir ulusal plan hazırlamamız gerektiğini gösterdi,” dedi.
Kısa sürede sektöre nefes aldıracak çözümler ve uzun vadede yerel talebi karşılayabilecek güçlü bir yapı oluşturmayı hedeflediklerini belirten Al-Harithi, 2019’da başlatılan bu plan kapsamında sektörün üretim yapısı, talep dinamikleri ve rekabet koşullarının ayrıntılı biçimde analiz edildiğini ifade etti.
Al-Harithi, planın hazırlanma sürecinde tamamı Suudi gençlerinden oluşan bir ekiple çalıştıklarını vurgulayarak, “Çalışmalar sonucunda 41 tavsiye kararı içeren kapsamlı bir rapor oluşturduk. Bu tavsiyelerin çoğu şu anda uygulanmış durumda. Planın temel hedefleri; piyasadaki yapısal dengesizliği düzeltmek, rebar’a (inşaat demiri) olan aşırı bağımlılığı azaltmak, katma değeri yüksek ürünlere yönelmek, ithalatı düşürmek ve adil rekabeti sağlamak oldu,” diye konuştu.
2019 yılında ülke çelik kapasitesinin %79’unun inşaat demiri üretimine ayrıldığını hatırlatan Al-Harithi, “Bu durum sürdürülebilir değildi. Gelişmiş sanayi ülkelerinde üretim yassı çelik lehinedir. Biz de bu dengesizliği gidermek üzere hareket ettik,” dedi.
Bugün itibarıyla Suudi Arabistan’da 38 şirketin toplam 4,7 milyon ton üretim yaptığına dikkat çeken Al-Harithi, arz fazlasının hâlâ önemli bir sorun olduğunu, ancak talebin özellikle yassı çelik ürünlerinde öngörülenin çok ötesinde artış gösterdiğini belirtti. “2024 yılında yerel talep yaklaşık 16 milyon tona ulaştı. Planımızda bu rakam 12 milyon ton olarak öngörülmüştü. Bu durum, ülke sanayisinin beklenenden hızlı büyüdüğünü gösteriyor,” dedi.
Al-Harithi ayrıca, demir-çelik talebi ile petrol fiyatları arasındaki eski ilişkinin artık koptuğunu söyleyerek, “Artık ülke sanayi odaklı bir ekonomiye geçiş sürecinde. Özel sektör yatırımları ve dönüşüm sanayileri hızla büyüyor,” dedi.
Sektörün hâlâ bazı zorluklarla karşı karşıya olduğunu vurgulayan Al-Harithi, bu sorunları şu şekilde sıraladı:
• Hammadde ve özellikle hurda tedarikinde zorluklar,
• Düşük üretim verimliliği,
• Teknolojik eksiklikler,
• Yüksek ithalat bağımlılığı.
Bu kapsamda yeni yatırım fırsatlarına da değinen Al-Harithi, yakın dönemde açıklanacak yaklaşık 60 milyar riyal değerindeki yedi yeni çelik yatırım projesi bulunduğunu belirtti. Bu projeler arasında şunlar yer alıyor:
-
4 milyon ton kapasiteli yassı çelik üretim kompleksi,
-
2 milyon tonluk özel çelik üretim tesisi,
-
Alaşımlı çelik üretim tesisi, özellikle tren tekerlekleri ve lokomotif parçalarına odaklı.
Al-Harithi, bu yatırımların hem yerel hem de yabancı ortaklarla geliştirileceğini belirterek, “Yarın bu alanda bir iş birliği anlaşması imzalanması bekleniyor,” dedi.
Son olarak, Ulusal Yerli Kadro Geliştirme Programı ve Demir-Çelik Akademisi gibi girişimlerin de sektöre nitelikli iş gücü kazandıracağını vurgulayan Al-Harithi, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Bugün demir-çelik sektörü, sadece yeniden yapılandırılmakla kalmıyor; Vision 2030 hedefleriyle uyumlu, katma değeri yüksek, rekabetçi ve sürdürülebilir bir geleceğe doğru ilerliyor.”
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı