Londra’nın tam merkezinde, lüks loft tarzı bir ev için huzurlu bir yer keşfettiğinizi hayal edin. Şehrin Waterloo semtinde Victoria döneminden kalma yıkılmaya yüz tutmuş bir keman fabrikasına rastlayan Louise McDonnel ile çiftinin başına da işte tam olarak bu geldi.
Çift, son üç yüzyılın izlerini taşıyan evler ve sınai binalarından oluşan, başkentin yoğun bir yapılaşmaya sahne olmuş bu bölgesinde, aynı zamanda özel bir etkinlik noktası olarak da hizmet veren rüya evlerini yarattı. Zemin katta, yemek odasına açılan oldukça geniş, sofistike mutfak ise, özel fonksiyonları bulunan modern GROHE bataryalarıyla tamamlandı.
Yüksek duvarların ardındaki parlak ve havadar mekanlar
Klasik fabrika binasının modern bir yorumu olan The Violin Factory, uzun zaman, yoğun emek ve epey para harcanması sonucu bugünkü haline dönüştürüldü.
Mimarlık şirketi MCD Architects binanın orijinal unsurlarını minimalist mimari ile uyuşturmak ve yapıyı en yüksek teknik özelliklere uydurmak için yaklaşık iki buçuk yıl harcdı. Mimari cazibesi tam olarak korunan The Violin Factory’de yeni endüstriyel donanımlar eski sınai hikayeyi sürdürüyor.
Kızılımsı tuğla duvarlar ahşap paneller ile bir araya getirilirken çelik takviyeler de kereste kirişler ile buluşuyor. Dönüşümden geçen iç mekan, eşsiz karakterini mekanı gün boyunca bolca gün ışığı ile dolduran büyük cam cepheler ve tavan pencerelerinden alıyor. Bu loft stili atmosfer, resepsiyon ve sunum alanlarında dokuz metreyi aşan etkileyici tavan yüksekliği ile daha da geliştiriliyor.
Dostlarınızı ve misafirlerinizi ağırlayabileceğiniz bir mekan
Bir kış bahçesi, yemek odası, mutfak ve etkinlik odası ile özel sinemadan oluşan zemin katının tamamı özel yemekler, tanıtım etkinlikleri, moda gösterileri ve konserler için kullanılabiliyor. Etkinlik ne olursa olsun, bu lüks ve ihtişamlı ortam içinde beş yıldızlı bir etkinliğe dönüşüveriyor.
Açık mutfak ise, aralarında yüksek teknolojili GROHE bataryalarının da bulunduğu donanımlar ile en yüksek profesyonel standartlara uygun şekilde donatılmış. Böylece, özel etkinlikler için getirilen en üst düzey şefler, misafirlerini en iyi otel ve restoranlarda bekleyebilecekleri üst düzey gastronomik standartlarda ağırlayabiliyorlar.
The Violin Factory’de kullanılan GROHE ürün yelpazesinde başı, eşsiz dokunmatik bir mutfak bataryası olan GROHE Minta Touch çekiyor. GROHE Minta Touch, geleneksel kumanda koluna ek olarak, batarya çıkış ucuna sadece bileğiniz veya dirseğiniz ile dokunarak su akışı sağlayabileceğiniz sofistike bir dokunmatik teknoloji ile donatıldı.
Bu, ellerinizin kirlendiği durumlarda çok kullanışlı bir özellik olarak öne çıkıyor. Bir diğer önemli unsuru ise, soğuk filtrelenmiş su sağlayan GROHE Blu® su sistemi oluşturuyor. Hatta GROHE Blue® soda, yumuşak içimli soda ve normal içme suyu seçeneklerini de sunuyor; soda düzeyi, sadece kumanda kolunun çevrilmesi ile her misafirin kişisel tercihlerine göre ayarlanabiliyor.
Bulaşıkların veya sebzelerin yıkanması, büyük tencere ve vazoların doldurulması söz konusu olduğunda, K7 profesyonel eviye bataryası kolaylıkla işin üstesinden geliyor. Uzayabilen profesyonel spiral hortumu ile birçok küçük işi kolaylaştıran bu çok yönlü eviye bataryası, pratik kullanımıyla profesyonel şefler tarafından da çok beğeniliyor.
Lüks bir rüya ev
Binanın ilk katında, resepsiyona ve yemek alanına bakan pencereleri ile iki konforlu misafir süiti yer alıyor. Muhteşem bir cam köprünün sizi götürdüğü mekan, sahiplerinin özel kütüphanesindeki gizli bir kapı merdivenlere erişim sağlıyor. El yapımı ahşap merdivenler ise, açılabilir cam tavanlı spor salonu, ebeveyn yatak odası, lüks banyo ve saunadan oluşan üst kata çıkıyor.
Yeniden tasarımın getirdiği sayısız karmaşık zorluktan, Channel 4’teki Büyük Tasarımlar adlı televizyon programında da yayınlanan harikulade bir hikaye çıktı. Bununla birlikte, mülkün televizyon yıldızlığına yükselişi aslında bundan çok önce başlamıştı. Bina, fabrika olarak kullanıldığı 1988 yılında ünlü BBC bilimkurgu dizisi Doctor Who’nun dört bölümünde set olarak kullanılmıştı..
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı