Dışişleri Bakanı Jonathan Reynolds, Ticaret Çözümleri Otoritesi (TRA) tarafından önerilen düzenlemelerin ötesine geçerek, özellikle küresel aşırı kapasite ve ABD’nin yeni tarifeleri gibi dışsal riskler karşısında yerli üreticiyi daha güçlü biçimde korumayı amaçlayan bir dizi ek önlem açıkladı.
Dışişleri Bakanı Reynolds, UK Steel'in taleplerini dikkate aldıklarını belirterek, AB’nin benzer şekilde attığı adımlarla uyumlu olacak şekilde, ithalat kotalarındaki serbestleştirme oranının %3’ten %0,1’e düşürüleceğini ve bazı ürün gruplarında ülke bazlı ithalat sınırlarının devreye alınacağını duyurdu. Reynolds, UK Steel'in mektubuna verdiği yanıtta, bu değişikliklerin sektörün karşı karşıya olduğu uluslararası fiyat baskılarına karşı yerli üreticiyi korumada hayati rol oynayacağını ifade etti.
Kotalarda sıkılaşma: Yeni uygulamalar neleri içeriyor?
1 Temmuz 2025 itibarıyla yürürlüğe girecek düzenlemeler kapsamında:
-
Her çelik kategorisinin toplam ithalat kotası yalnızca %0,1 oranında artırılacak.
-
Kategori 4 (metalik kaplamalı sac), 7 (levha) ve 13 (inşaat demiri) için “diğer ülkeler” kotasına ülke bazlı sınırlamalar getirilecek. Bu sınır sırasıyla %15 ve %20 oranlarında olacak.
-
Kullanılmayan çeyrek dönemlik kotaların sonraki döneme devredilmesi uygulaması sona erdirilecek.
-
Kendi ülkeye özgü kotaya sahip olan ülkelerin, son çeyrekte kalan genel kotalara erişimi engellenecek.
Bunlara ek olarak, Birleşik Krallık, 1 Ocak–31 Aralık 2024 dönemine ilişkin ithalat verilerine dayanarak gelişmekte olan ülkelere tanınan muafiyetleri de yeniden gözden geçirecek.
UK Steel: “Sektörümüz için hayati bir dönemeç”
UK Steel Genel Müdürü Gareth Stace, alınan kararların sektör adına “muazzam bir sonuç” olduğunu belirtti. Stace, “Bu adımlar sayesinde ABD ve AB kaynaklı ticaret sapmasının önüne geçilecek ve düşük fiyatlı sübvansiyonlu çelik ithalatının İngiltere pazarını istila etmesi engellenecek,” dedi.
Ayrıca, Stace, hükümetin bu önlemleri daha kapsamlı bir ticaret savunma mekanizmasıyla desteklemesi gerektiğini vurgulayarak, “Bu adımlar sadece üreticilerimizin ayakta kalmasını değil, aynı zamanda gelişmesini de sağlayacaktır,” ifadelerini kullandı. Ocak ayında açıklanması beklenen yeni ticaret stratejisi kapsamında, hükümetin sektörün korunması için ilave yasal araçlar sunması bekleniyor.
Küresel riskler: Aşırı kapasite ve zayıflayan talep
UK Steel’in ve hükümetin bu adımları atmasının arkasında yatan en önemli faktörlerden biri ise küresel çelik üretimindeki aşırı kapasite sorunu. 2024 yılı itibarıyla dünyadaki üretim kapasitesi, 602 milyon tonluk bir arz fazlasına ulaşmış durumda. Bu rakamın 2027 yılına kadar 721 milyon tona ulaşması bekleniyor. Bu, İngiltere’nin yıllık üretiminin 100 katına denk geliyor.
Çin başta olmak üzere bazı ülkelerde çelik talebi zayıflarken, Güneydoğu Asya ve Orta Doğu gibi bölgelerde devlet destekli, yüksek emisyonlu üretim kapasiteleri hızla artıyor. Bu durum, düşük fiyatlı çeliğin dünya pazarlarını doldurmasına neden oluyor. İngiltere pazarı da bu durumdan doğrudan etkileniyor. 2022 yılında %60 olan ithalat payı, 2024’te %65’e çıktı. En büyük ithalat artışları ise Hindistan, Vietnam, Çin, Güney Kore, Türkiye ve Cezayir gibi AB dışı ülkelerden geldi.
Arka Plan: TRA İncelemesi ve AB ile Uyum
Birleşik Krallık, çelik koruma önlemlerini 2018 yılında, ABD’nin 232. Bölüm tarifelerine karşı AB tarafından alınan önlemlerle uyumlu olarak uygulamaya koymuştu. Ancak bu önlemler her yıl kademeli olarak gevşetildi ve toplam kotalar %22 büyüdü. Aynı dönemde İngiltere’deki çelik talebi %16 oranında daraldı.
Bu nedenle UK Steel, TRA’ya başvurarak kotaların daraltılması ve ticaret sapmalarının önüne geçilmesi çağrısında bulundu. TRA’nın yaptığı inceleme sonucunda bazı talepler kabul edilirken, serbestleştirme oranının düşürülmesi gibi öneriler ilk etapta reddedilmişti. Dışişleri Bakanı Reynolds’ın devreye girmesiyle bu taleplerin de kabul edildiği görülüyor.
Sonuç: Yerli üreticiye nefes aldıracak adım
İngiliz hükümetinin UK Steel’in çağrısına yanıt vererek aldığı bu sıkılaştırma kararları, ülkenin çelik üreticileri için kritik bir dönemeç olarak değerlendiriliyor. Hem küresel piyasalardaki aşırı arz tehdidi hem de artan ithalat baskısı karşısında, alınan bu önlemlerle İngiltere'nin çelik sanayisi daha güçlü bir koruma duvarına kavuşmuş oldu.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı