''İllerimiz AB'ye Hazırlanıyor''

Bağış, Ramada Altın Kayısı Otel'de, ''İllerimiz AB'ye Hazırlanıyor'' projesinin açılışında yaptığı konuşmada, AB sürecinin Türkiye'de somut bir proje olmasında 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın büyük çabasının olduğunu vurguladı.

AB sürecinin, tüketilen gıdanın hijyen standardından, mikrofon aracılığı ile yapılan konuşmadaki özgürlük alanına kadar her konuda sağladığı katkıya işaret eden Bağış, ''Bugün Türkiye AB standartlarına her zamankinden daha yakın bir noktadadır. Hatta bunun altını çizerek söylüyorum, Türkiye, bir çok AB standardında, bir çok AB üyesi ülkeden çok daha ileri bir noktadadır. Ama Türkiye'nin AB üyeliğinin bugüne kadar gecikmiş olmasının en önemli sebebi de ön yargıdır'' diye konuştu.

AB sürecindeki Türkiye'nin çok daha demokratik, şeffaf, müreffeh, zengin, öz güvene sahip bir ülke haline geldiğine vurgu yapan Bağış, şunları kaydetti:
''Ama bu süreçte daha atılacak adımlarımız var. İşte onları burada sizlerle bugün beraber değerlendiriyoruz. AB 2006-2013 arasındaki 7 yıllık bütçesinde genişleme için aday ülkeler ve potansiyel aday ülkeler için bu hazırlık fonlarına 10,2 milyar Avro para ayırmış. Bu fonun nerede ise yarısını, 4,9 milyar Avro'sunu da Türkiye tek başına alıyor. Diğer yarısını da Bosna Hersek, Sırbistan, Hırvatistan, Arnavutluk, Kosova gibi diğer bütün aday ve potansiyel aday ülkeler paylaşıyor.''

AB'den Türkiye'ye yılda 850 milyon-900 milyon Avro'nun hibe olarak geldiğini belirten Bağış, Ulusal Ajans'ın 2012 yılında 61 bin Türk vatandaşının Avrupa'dan eğitim almasına vesile olan projeleri gerçekleştirdiğini dile getirerek, ''Geçen sene bu rakam 44 bindi. 2013 hedefimiz 70 bin. Sadece Malatya'da 643 eğitim projesi uygulanmış ve Malatya'dan giden genç yetişkin vatandaşlarımızın eğitimine 12 milyon Avro para harcanmış'' dedi.

Egemen Bağış, 2023 hedefine ulaşmak isteyen Türkiye'nin farklılıklarını zenginlik bilmesi gerektiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Kimi yerde değerlerimize, inançlarımıza hakaret etmeye kalkan kendini bilmezler, kimi yerde 'Türkiye gelir yük olur' diyenler, kimi yerde 'Türkiye üye olduğu gün bizim önümüze geçer, bizi gölgeler' diye endişe duyanlar binbir türlü zorluklar çıkarmaya çalışıyorlar. Ama biz ise inadına demokrasi, inadına şeffaflık, inadına kalkınma, inadına büyüme diyoruz. Ve her geçen gün Türkiye farklı bir noktaya gidiyor. 10 yıllık siyasi hayatımda çok net gördüğüm bir şeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Haklı olmak yetmiyor, güçlü olmak lazım. 10 yıl evvel Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına uygulanan vizeleri gündeme getirmek istediğimizde bizimle konuşmak dahi istemeyen bazı Avrupalılar bugün şu 10 yılda kişi başına gelirimizi 3 katı artırdığımızı gördükleri için, daha biz konuyu açmadan bize vize kolaylıkları sunmak istiyorlar. Biz ise, 'vize kolaylığı istemiyoruz, vize muafiyeti istiyoruz' diyoruz. İnşallah iki hafta içerisinde AB Komisyonu Türkiye'ye vize süreci ile ilgili bir yol haritası sunacak. O yol haritası üzerindeki müzakerelerimizi bitirdikten sonra vatandaşların vizesiz Avrupa sürecinin önünü açabilmek için gerekli süreci başlatacağız. Bu süreç yaklaşık 3 yıl sürüyor. Ama hepimiz el ele verirsek bunu daha kısa sürede gerçekleştiririz.''