Bloomberg’e konuşan Basson, “Bir çelik tesisinin kapatılması, ülke içindeki diğer sektörlerde zincirleme etki yaratıyor. Bu nedenle kısa vadede uygulanabilir bir çözüm yok” dedi.
Çelik sektörü, ABD Başkanı Donald Trump’ın bu yıl başında getirdiği ithalat tarifelerinin ilk hedeflerinden biri olmuş, Vietnam dahil birçok ülke Çin çeliğine antidamping vergileri uygulamaya başlamıştı. Basson, bu eğilimin küresel çelik ticaretinde 20 yıl boyunca süren görece açıklığı geriye çevirdiğini belirtti: “2000’den 2020’ye kadar süren açık pazar artık ortadan kalkıyor. Kıtalar arasında serbest mal akışı, sektör için kritik bir konu.”
Çin’in talebi düşüyor, ihracatı rekor kırıyor
Worldsteel’e göre Çin’de çelik talebinin 2025’te %2, 2026’da ise %1 daha düşmesi bekleniyor. Bu gerileme, üreticilerin artan korumacılığa rağmen rekor hacimlerde ihracat yapmasına yol açıyor. Ülkenin çelik ihracatı 2025’te tüm zamanların en yüksek seviyesine ilerlerken, yılın ilk 11 ayında sevkiyatlar 100 milyon tonun üzerine çıktı. Bu ivme, Çin’in toplam dış ticaret fazlasını da tarihte ilk kez 1 trilyon doların üzerine taşıdı.
Öte yandan Singapur’da demir cevheri vadeli işlemleri haftanın ilk işlem gününde %0,9 değer kaybederek ton başına 102,45 dolara geriledi.
Parçalanan küresel pazar, karbon azaltımını zorlaştırıyor
Worldsteel’in Teknoloji Birimi Başkanı Rizwan Janjua ise küresel çelik piyasasındaki bölünmenin, sektörün iklim hedeflerine ulaşmasını da tehlikeye attığını söyledi. Çeliğin küresel karbon emisyonlarının yaklaşık %8’inden sorumlu olduğunu hatırlatan Janjua, “Sektörü temizlemek, görülmemiş düzeyde uluslararası iş birliği gerektiriyor. Ancak pazarlar bölündükçe bu koordinasyonu sağlamak zorlaşıyor” dedi.
Janjua, emisyon azaltımı için gerekli teknolojilerin mevcut olduğunu, ancak enerji arzı sorunları ve politika uyumsuzluklarının süreci yavaşlattığını vurguladı: “Herkes birlikte hareket etmezse, her ülke yalnızca kendi sistemini optimize etmeye çalışacak.”Dedi.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı