Mevcut durumda, kütük fiyatları görece sınırlı dalgalanmalar gösteriyor ve genellikle 15–20 USD’yi aşmıyor. Rusya piyasasında iyimserliği destekleyen unsur mutlak fiyat seviyesinden çok, iki aydan uzun süredir devam eden istikrarlı yükseliş oldu. Bu ivme, gelecekteki artış beklentileriyle birleşerek, kütük ihraç etmeyen fabrikaların bile fiyatlama kararlarını etkiledi. Ağustos ayında Rusya piyasasında görülen kısa süreli canlanma da kısmen bu faktörden kaynaklandı.
Buna karşılık, Türkiye’de demir hurda fiyatları yıl başından bu yana çok daha geniş bir aralıkta dalgalandı — 40 USD’den fazla. Suriye’den artan hurda akışı ve Türk çelik üretimindeki yavaşlama, hem talep hem de fiyatlar üzerinde baskı yarattı. Sonuç olarak, Türk hurda fiyatları şu anda ton başına 330 USD’nin altına geriledi; tek istisna ABD’den yapılan sevkiyatlar. Daha güçlü iç talep desteğiyle Amerikan ihracatçıları, fiyatlar 335 USD’nin altına düştüğünde sevkiyatları durduruyor ve bu da daha derin düşüşleri engelliyor.
Rusya’da 2025 yazında hurda-demir oranı ortalama 1:3 seviyesindeydi — yani inşaat demiri fiyatının üçte biri hurdaya karşılık geliyordu. Kaliteli hurdanın ton başına yaklaşık 17.000 rubleye satıldığı ortamda, inşaat demiri KDV dahil yaklaşık 51.000 ruble civarında işlem görüyordu. Türkiye’de ise tablo oldukça farklı. Ton başına 523 USD olan inşaat demiri fiyatına karşılık hurda 329 USD seviyesindeydi; bu da KDV hariç demir fiyatının yaklaşık %63’üne denk geliyor.
Rusya ve Türkiye’deki elektrik ark ocaklı üretim teknolojileri büyük ölçüde benzer olmasına rağmen, hurda-demir oranlarındaki bu ciddi fark, Rusya’daki lojistik, yaptırımlar ve kredi faiz oranlarıyla ilgili daha yüksek maliyet baskılarını yansıtıyor. Bu ekonomik koşullar altında, Rus çelik fabrikalarının ihracat pazarlarında rekabet gücünü koruyabilmek için hurda fiyatlarını düşürmekten başka seçeneği bulunmuyor.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı