Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD), 2025 yılının mart ayına ilişkin çelik üretimi, tüketimi ve dış ticaret verilerini açıkladı. Buna göre Türkiye'nin ham çelik üretimi, 2025 yılının mart ayında geçen yılın aynı ayına göre %2,8 azalışla 3,1 milyon tona geriledi. Yılın ilk çeyreğinde ise üretim %3,4 oranında azalışla 9,3 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.
Nihai mamul tüketimi 2025 yılının mart ayında, 2024 yılının aynı ayına kıyasla %23,2 azalışla 2,6 milyon ton seviyesine ulaştı.
Yılın ilk çeyreğinde nihai mamul tüketimi %7,3 azalışla, 9,1 milyon tona geriledi.
İlk çeyrekte ihracatta %18,5 artış
2025 yılının mart ayında çelik ürünleri ihracatı, 2024 yılının aynı ayına göre, miktar yönünden %31,3 oranında artışla 1,5 milyon ton, değer yönünden ise %18,6 artışla, 1 milyar dolar oldu.
Yılın ilk çeyreğinde çelik ürünleri ihracatı 2024 yılının aynı dönemine göre miktar yönünden %18,5 oranında artışla 3,8 milyon ton, değer yönünden ise %8,4 artışla, 2,6 milyar dolar oldu.
İthalat %4,6 arttı
2025 yılının mart ayında çelik ürünleri ithalatı, 2024 yılının aynı ayına göre, miktar yönünden %23,6 oranında azalışla, 1,2 milyon ton, değer yönünden ise %24,5 azalışla, 885,5 milyon dolar oldu.
Yılın ilk çeyreğinde çelik ürünleri ithalatı 2024 yılının aynı dönemine göre miktar yönünden %4,6 oranında artışla 4,2 milyon ton, değer yönünden ise %4,2 azalışla, 3,0 milyar dolar oldu.
Dış Ticaret Dengesi
2024 yılının ilk çeyreğinde %74,7 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2025 yılının ilk çeyreğinde, %84,6 seviyesine yükseldi.
Dünya Çelik Derneği (Worldsteel) tarafından açıklanan 2025 yılı mart ayı verilerine göre, dünya ham çelik üretimi, geçtiğimiz yılın aynı ayına kıyasla, %2,9 artışla,166,1 milyon ton, Ocak-Mart döneminde ise, bir önceki döneme kıyasla %0,4 azalışla 468,6 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.
2025 yılının ilk çeyreğinde, Çin’in ham çelik üretimi, geçen yılın aynı dönemine göre, %0,6 artış ile 259,3 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. İkinci sırada yer alan Hindistan’ın ham çelik üretimi, %6,8 artışla 40,1 milyon tona yükselirken, Japonya’nın üretimi ise %4,9 oranında azalışla 20,4 milyon tona geriledi.
“Toplam çelik ithalatı içinde Uzakdoğu’nun payı %51,7”
Açıklamada görüşlerine yer verilen TÇÜD Genel Sekreteri Veysel Yayan, “Yılın ilk çeyreğinde ham çelik üretimi %3,4 oranında azalmasına rağmen Türkiye, Almanya’nın üretiminin %12,6 oranında gerilemesi sayesinde, 9,3 milyon ton üretim ile 7. sırada yer almaya devam etti. Aynı dönemde toplam nihai mamul tüketimi, sanayii üretimindeki düşüşün etkisi ile 9,1 milyon tona geriledi. 2025 yılının ilk çeyreğinde ABD’ye yönelik ihracatımızın 38 bin ton ile neredeyse durma noktasına geldiği görülmektedir. Bu durumun olumsuz etkilerini dengelemek amacıyla sektörümüz, yeni pazarlara açılma çabasına girmiş ve rotasını Kuzey Afrika ve Orta Doğu bölgelerine çevirmiştir.
Sıcak saca yönelik koruma önlemine rağmen DİR uygulamasının ithalatı artırıcı hükümlerinden dolayı 2025 yılının ilk üç ayı itibarıyla toplam çelik ürünleri ithalatı, geçen yılın aynı dönemine göre %4,6 artış göstererek 4,2 milyon tona ulaşmıştır. Bu dönemde, ithalatın %59 artışla, 923,4 bin tona yükselmesi ile Rusya, en büyük tedarikçimiz konumuna yükselmiştir. Bununla birlikte, Uzakdoğu ülkelerinden yapılan ithalat 2,2 milyon ton ve 1,6 milyar dolar seviyesine çıkarken, aynı bölgeye gerçekleştirilen ihracatın sadece 30 bin ton ve 25 milyon dolarda kalması dikkat çekmektedir. Bu tablo, ithalatın ihracata kıyasla 73 misli daha fazla olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca, toplam çelik ithalatı içinde Uzakdoğu’nun payı %51,7’ye yükselmiştir.”
“Yurt içi hurda üretimini arttıracak tedbirlerin alınması önem taşımaktadır”
Yayan açıklamasında, “Diğer taraftan, AB Çelik ve Metal Eylem Planı’na hurda kısıtlamalarının dahil edilmesi gibi yaklaşımlardan da anlaşılacağı üzere, hurda ticaretinin engellenmesi küresel bir eğilim haline gelmiştir. Dekorbanizasyon çalışmaları ile birlikte, 2030 yılına gelindiğinde, hurda talebinin %20 artması beklenmektedir. Ülkemizin, %20 pay ile en büyük hurda ithalatçısı olması ve olası kısıtlamalar göz önünde bulundurulduğunda, hurda ihtiyacımızı alternatif pazarlar ve girdilerden karşılanması ve yurt içi hurda üretimini arttıracak tedbirlerin alınması önem taşımaktadır. AB ve ABD tarafından uygulanan önlemlere benzer politikaların Türkiye tarafından hayata geçirilmemesi durumunda, sektörümüz karşı karşıya bulunduğu yapısal tehditlerle başa çıkmakta zorlanacaktır. Öte yandan, 2025 yılında ithalat eğiliminin artarak devam edeceği ve sıkı ekonomik politikalarının tüketimdeki büyümeyi geciktireceği göz önünde bulundurulduğunda, yılın başında öne çıkan iyimser beklentilerin, son dönemde yaşanan gelişmeler ışığında daha temkinli bir bakış açısına evrileceği ve bu doğrultuda 2025 yılının ikinci yarısına ilişkin öngörülerin, daha ihtiyatlı bir çerçevede şekillendirilmesi gerektiği değerlendirilmektedir. ”Dedi.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı