Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD), 2025 yılının ağustos ayına ilişkin üretim, tüketim ve dış ticaret verilerini açıkladı. Verilere göre, Türkiye sekiz aylık dönemde üretimindeki %0,2 azalışla, Avrupa'nın en büyük çelik üreticisi sıfatıyla, dünyada yedinci sıradaki yerini korudu.
Dünya ham çelik üretimi, 2025 yılı ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına kıyasla %0,3 artış göstererek, 145,3 milyon ton oldu. Türkiye'nin ham çelik üretimi ise, ağustos ayında geçen yılın aynı ayına göre, %7,9 artış göstererek 3,4 milyon ton seviyesine çıktı.
2025 yılının ilk sekiz ayında, dünya ham çelik üretimi %1,7 oranında azalışla 1,2 milyar ton oldu. Türkiye söz konusu dönemde üretimindeki %0,2 artış, 24,9 milyon ton üretimle, Avrupa'nın en büyük çelik üreticisi sıfatıyla, dünyada 7. sıradaki yerini korudu.
Yassı üretimi azaldı, uzun ürün üretimi arttı
Nihai ürünler açısından bakıldığında, ağustos ayında, yassı ürün üretimimiz %15,5 artışla 1,6 milyon ton, tüketimimiz %14 artışla 1,6 milyon ton oldu. Sekiz aylık dönemde yassı ürün üretiminde %1,4, tüketiminde %0,2 düşüş kaydedildi. Uzun ürünlerde ise, ağustos ayında %8,9 artışla 2,3 milyon ton üretim, %11,2 yükselişle 1,8 milyon ton tüketim gerçekleştirildi. Sekiz aylık dönemde, uzun ürün üretiminde %7,3, tüketiminde %5,7 artış kaydedildi.
Nihai mamul üretimimiz ağustos ayında %11,4 artışla 3,9, tüketimimiz %12,5 yükselişle 3,5 milyon ton oldu. Sekiz aylık dönemde nihai mamul üretimimiz %3,9, tüketimimiz %3,2 oranında artış gösterdi.
2025 yılının ağustos ayında, Türkiye'nin miktar bazında çelik ürünleri ihracatında bir önceki yılın aynı ayına göre %6,8 oranında artış gerçekleşti. Yılın sekiz ayındaki ihracat artışı %12,8 oldu.
Çelik ithalatında %18,6’lık artış
Türkiye'nin çelik ürünleri ithalâtı, ağustos ayında, miktar bazında %18,6 arttı. Yarı ürünlerde %37,9, yassı ürünlerde %7,4 oranında artış gerçekleşirken, uzun ürün ithalatında %17,6 azalış gözlendi. Yılın sekiz aylık bölümünde ise, ithalatımızdaki artış %17,9 oldu. Yarı ürünlerde %29,6, uzun ürünlerde %12,7 artış, yassı ürünlerde %1,2 azalış gözlendi.
2025 yılının ilk sekiz ayında, ham çelik üretimi %0,2 oranında artar iken, yarı ürünlerdeki ithalat artışı nedeniyle, hurda ithalatında %9,4 oranında azalış gerçekleşti. Hurda ithalâtımızda en büyük pay, 2024 yılının aynı dönemine göre %5,2 azalış gösteren AB’nin oldu. Hurda ithalâtı, BDT ülkelerinden %38,5 oranında artarken, diğer bölgelerden gerçekleştirilen hurda ithalâtında düşüş gözlendi.
2024 yılının sekiz aylık döneminde %76,44 olan ihracatın ithalâtı karşılama oranı, ihracattaki artış eğilimi sayesinde, %77,02 seviyesine yükseldi.
Yılın sekiz aylık döneminde, toplam çelik ürünleri tüketimi içindeki ithalât payı %47,8 olarak gerçekleşti. Yassı ürün tüketimi içindeki ithalâtın payı %67,8'e ulaştı, toplam ithalât içinde DİR kapsamında yapılan ithalâtın payı %59,4, yarı ürünlerde %75,7, yassı ürünlerde %47,8, uzun ürünlerde %38,9 oranlarında kaydedildi.
“İthalattaki bu hızlı artış, sektörde ciddi rahatsızlığa yol açtı”
Açıklamada görüşlerine yer verilen TÇÜD Genel Sekreteri Veysel Yayan; “Türk çelik sektörünün, 60 milyon tonluk kapasitesinin yalnızca %62,7’sini kullanabildiği bir ortamda, ithalattaki bu hızlı artış, sektörde ciddi rahatsızlığa yol açtı. Yüksek katma değerli ürünlerin üretimini hedefleyen yatırımlara yönelinmesinin, ancak kontrolsüz ithalatın sınırlandırılması ile mümkün olabileceği değerlendirilmektedir. Bu kapsamda, 16 Eylül 2025 tarihinde, Ticaret Bakanlığı tarafından; Maden, Metal ve Orman ürünlerine ilişkin yayımlanan genelge ile, DİR kaynaklı dengesizlikleri azaltmak amacıyla, bazı ürünlerde ihracatın %25’inin yurtiçinden tedarik edilmesinin zorunlu kılınması, olumlu bir adım olarak, değerlendirilmekte ve bu uygulamanın çelik ürünlerini kullanan tüm sektörleri kapsayacak şekilde genişletilesinde, fayda mülahaza edilmektedir. ABD ve AB’de olduğu gibi, bundan sonraki süreçte dış ticaret dengesinin gözetilmesi temel bir hedef olarak öne çıkmaktadır. Cari dengenin kurulması, açıkların azaltılması ve mümkünse fazla verilmesi, Türk ekonomisi bakımından hayati önem taşımaktadır. Bu hedefe ulaşılabilmesi için, DİR kapsamında ihracat taahhüdü ile ithalat gerçekleştiren kuruluşların, girdi tedariğinde dışa bağımlılıklarının asgari seviyeye indirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır” dedi.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı