Sunumuna bölgesel kapasite ve tüketim dengesiyle başlayan Tao Bai, Arap bölgesindeki hurda kullanımının dünya ortalamasının yüzde 40’ına ulaştığını, bunun da küresel ortalamanın yaklaşık %7 üzerinde olduğunu belirtti.
Bai, “Çelik üretiminin yüzde 94’ünün elektrik ark ocaklarından (EAF) geldiği MENA bölgesi, bu alanda dünyanın en baskın bölgesidir. Önümüzdeki birkaç yıl içinde açıklanan ve yapımı süren tesislerle birlikte bölgedeki EAF kapasitesinin iki katına çıkması bekleniyor” dedi.
Arz dengesi sabit, sanayi faaliyetleri zayıf
Tao Bai, son 12 aylık hurda sevkiyatlarının aylık ortalama 2 milyon ton civarında sabit seyrettiğini aktararak, bu istikrarın ardında tedarikçi ülkelerdeki zayıflayan sanayi üretimi olduğunu vurguladı.
“Son bir yıldır, birkaç istisna dışında tedarikçi ülkelerin imalat PMI verileri düşük seviyelerde kaldı. Hurdanın geldiği yer olan sanayi faaliyetlerinde genel bir yavaşlama yaşanıyor” dedi.
Bai ayrıca, Avrupa Birliği ve Birleşik Krallık’ta devam eden dönüşüm süreçlerinin hurda ihracatını sınırlayıcı yönde etki ettiğini, ABD’de ise 2 ila 3 milyon ton kapasiteli altı yeni tesisin inşa aşamasında olduğunu belirtti.
“ABD’de artan iç kapasite, ihracatçıların iç pazar rekabeti baskısı altında kalmasına yol açıyor” ifadelerini kullandı.
Bu zorluklara rağmen son iki ayda Arap bölgesine yapılan hurda sevkiyatlarında belirgin bir artış yaşandığını kaydeden Bai, bunun pazar yöneliminde önemli bir farklılaşma yarattığını ifade etti.
“Arap bölgesindeki talep canlılığı, ihracatçıların ilgisini yeniden bu bölgeye yöneltti” dedi.
“Döngüsel ekonomi, güçlü ortaklıklarla inşa edilir”
Panelin ana temasına değinen Bai, döngüsel ekonomi vizyonunun temelinde hurdanın yer aldığını vurguladı.
“Bu kadar karmaşık bir ortamda hedefimize ulaşmak istiyorsak, Arap çelik üreticilerinin derin deniz pazarlarındaki varlığını güçlendirmesi gerekir. Biz hurda ihracatçıları olarak Arap ülkeleriyle uzun yıllara dayanan güçlü ortaklıklar kurduk. Bu ilişkiler, her sürdürülebilir ticaretin temelini oluşturur” diye konuştu.
Bai, bölgenin güçlü bir yerel hurda geri dönüşüm ekosistemi kurması gerektiğini vurguladı.
“Hurda geri dönüşüm sektörü basit görünse de, sanayi ölçeğinde oldukça sermaye ve iş gücü yoğun bir alandır. Bu nedenle, gelişmiş bir hurda altyapısı kurmak zordur” dedi.
Parçalı geri dönüşüm ağları ve işleme teknolojisi eksikliğinin en büyük engeller olduğunu belirterek, bu konuda hükümetler, özel sektör ve çelik üreticilerinin koordineli bir şekilde çalışması gerektiğini söyledi.
Bai’ye göre, döngüsel dönüşüm sürecinde çelik üreticileri kilit rol oynuyor.
“Çelik üreticileri hem yatırımcı hem geliştirici olarak hareket edebilir. ABD’de birçok üretici, tedarik zincirinde dikey entegrasyonla büyük ilerleme kaydetti. Bugün bu stratejinin faydalarını net biçimde görüyoruz” dedi.
Ayrıca hurda dışı alternatif girdilerin geliştirilmesinin de önemli bir başlık olduğunu, ancak bu konunun önceki oturumlarda detaylı biçimde ele alındığını belirtti.
“Arap bölgesi, yeşil çeliğin merkezi olabilir”
Konuşmasını özetlerken Tao Bai, Arap bölgesinin uzun vadede küresel ölçekte döngüsel ve yeşil çeliğin merkezi olma potansiyeline sahip olduğunu vurguladı:
“Zorluklar büyük, ancak kararlı adımlar ve güçlü stratejilerle Arap bölgesi döngüsel çeliğin kalbi haline gelebilir.”
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı