Rapora göre, karbon sınır vergisi 2034 yılında tam olarak uygulamaya konulduğunda ABD’li ihracatçılar yalnızca 351 milyon avro tutarında CBAM maliyetiyle karşı karşıya kalacak. Bu rakam, malların transatlantik ticaretinin sadece yüzde 0,14’üne denk geliyor. Beklenen fiyat etkileri de hesaba katıldığında net maliyetin 160 milyon avroya, yani yüzde 0,07’ye gerileyeceği tahmin ediliyor.
ABD Ticaret Temsilciliği ise Nisan ayında yaptığı açıklamada, CBAM’ın 2026’da yürürlüğe girmesiyle Amerikan ihracatının 4,7 milyar dolar zarar görebileceğini öne sürmüştü.
Sandbag’in modellemesine göre, Washington’ın kendi karbon fiyatlandırma sistemini kurması halinde ABD’nin CBAM kapsamında kâr etmesi dahi mümkün olabilir. Düşünce kuruluşu, ABD’nin karbon fiyatını AB fiyatının yarısı seviyesinde belirlemesi durumunda bile, bugüne kıyasla 16 milyon avro avantaj sağlayabileceğini öngörüyor.
Öte yandan, Ağustos ayında imzalanan AB-ABD ticaret anlaşması sırasında CBAM kapsamında “ek esneklikler” tanınması, Washington’ın muhalefetinin bir sonucu olarak değerlendiriliyor.
ODI Europe’un uluslararası ekonomik kalkınma grubu kıdemli araştırmacısı David Kleimann, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, “AB, ABD’nin muhalefetine rağmen CBAM konusundaki duruşunu korudu” dedi. Kleimann, Avrupa’nın kararlılığını sürdürmesi gerektiğini vurgulayarak, ABD’ye taviz verilmesinin “ipliği çekmek gibi olacağını ve her şeyin altüst olabileceğini” ifade etti.
AB, bu yılın başlarında omnibus süreciyle CBAM’ı basitleştirmeyi kabul etmişti. Bu düzenleme ile ithalatçıların yüzde 80’i muaf tutulurken, gömülü emisyonların yüzde 99’undan fazlası kapsam dahilinde kalmaya devam ediyor. Ayrıca 50 tonluk bir “de minimis” eşiği getirilerek küçük ölçekli ithalatların CBAM’den muaf olması sağlandı.
CBAM düzenlemelerinde 2025 sonuna kadar yeni revizyonların yapılması bekleniyor. Avrupa Komisyonu’nun ise 2026 yılı başlarında mekanizmanın kapsama alanını genişleterek yeni sektörleri dahil etmesi öngörülüyor.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı