“AB’nin kararları hem çevreyi hem sektörünü koruma amaçlı”
AB’nin karbon salınımına yönelik önlemlerinin, yalnızca çevresel kaygılarla değil aynı zamanda büyüyen Çin ve Uzak Doğu tehdidine karşı ekonomik koruma refleksiyle alındığını söyleyen Adalı, bu politikaların zamanla küçük ve orta ölçekli üreticileri zorladığını ifade etti. Adalı, “200 bin küçük sanayici bu durumdan etkileniyor. Kararlar bir miktar rahatlama sağlasa da büyük üreticiler için baskı devam ediyor,” dedi.
“Çin’in devlet destekli üretimi ciddi tehdit oluşturuyor”
Adalı, Çin’in devlet destekli üretim kapasitesine dikkat çekerek, AB'nin özellikle Çin, Hindistan, Endonezya ve Vietnam gibi ülkeleri kontrol altına alma hedefi taşıdığını söyledi. Türkiye’nin bu noktada farklılaştığını belirten Adalı, Türk çelik sektörünün çevresel performansı açısından oldukça güçlü bir seviyede olduğunu vurguladı. “Kurunun yanında yaş da yanar ama Türk çelik sektörü bu konuda çok çok iyi durumda. Avrupa Birliği’nden Türkiye’ye özel bir değerlendirme bekliyoruz,” dedi.
“İhracatın önündeki en büyük engel: Kur politikası”
Sektörün mevcut durumunu geçmiş yıllara göre biraz daha olumlu değerlendiren Adalı, temel sorunlardan birinin kur politikası olduğunu ifade etti. Son dönemde İstanbul ve Ankara Sanayi Odası toplantılarında da gündeme gelen bu konunun, ihracat potansiyelini doğrudan etkilediğini söyleyerek;
“Kur politikasının daha dengeli yürütülmesi, ihracatı artırır, dış ticaret açığını azaltır. Sabit maliyetler, enerji ve işçilik gibi kalemlerin kurla doğrudan bağlantısı var.” Dedi.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı