11.220,22 TRY BIST 100 BIST 100
48,84 EUR EUR EUR
41,59 USD USD USD
5,88 CNY CNY CNY
0,12 CNY CNY/EUR CNY/EUR
39,24 TRY Faiz Faiz
65,79 USD Petrol(brent) Petrol(brent)
63,38 USD Gümüş(ons) Gümüş(ons)
4,91 USD Bakır(lb) Bakır(lb)
103,75 USD (CME) 62% Fe (CME) 62% Fe
340,00 USD Gemi Söküm Gemi Söküm
5.173,59 TRY Altın(gr) Altın(gr)

Mehmet Çakmur “Kapasite fazlası ve talep darlığına karşı stratejik önlemler şart”

Kocaer Çelik Genel Müdürü Mehmet Çakmur, Metal Expo 2025’te SteelRadar’a sektöre ve şirkete dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Çakmur, planlanan yeni yatırımlarla birlikte kütük ve yarı mamul üretimini kendi bünyelerinde gerçekleştirerek özel profil ürünlerinin payını artırmayı ve sürdürülebilir büyümeyi daha da güçlendirmeyi planladıklarını söyledi. Kocaer Çelik’in 2030 vizyonu doğrultusunda devreye alınacak çelikhane ve haddehane yatırımlarıyla hem üretim kapasitesinin hem de ürün çeşitliliğinin artırılacağını ifade etti.

Mehmet Çakmur “Kapasite fazlası ve talep darlığına karşı stratejik önlemler şart”

Şirketin sürdürülebilirlik stratejilerine de değinen Çakmur, yenilenebilir enerji kullanımı, karbon yoğunluğunu azaltmaya yönelik çalışmalar ve ürün bazlı karbon ayak izi ölçümlerinin öncelikli gündemlerinde olduğunu vurguladı.

Türk çelik sektörüne ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Çakmur, kapasite fazlası, teşvik kaynaklı rekabet baskısı ve talep darlığı gibi yapısal sorunların sektörü zorladığını belirtti. Ancak katma değerli ürün geliştirme ve yerli tedarik ağının güçlendirilmesiyle bu zorlukların aşılabileceğinin altını çizdi.

Planlanan yeni çelikhane ve haddehane yatırımıyla birlikte üretim kapasitesi ve ürün çeşitliliğinde nasıl bir değişim öngörülüyor?

Kocaer Çelik, 60 yılı aşkın köklü geçmişimizle Türkiye’nin önde gelen çelik profil üreticileri arasında yer alıyoruz. İzmir Aliağa’daki 300 bin m² alanda kurulu entegre tesislerimizde yıllık 800 bin ton çelik profil kapasitesiyle üretim yapıyor; üç çelik profil fabrikamızın yanı sıra 180 bin ton kapasiteli çelik servis merkezimiz ve 100 bin ton kapasiteli galvaniz fabrikamız bulunuyor. Ayrıca mevcut beş tesisimizde yer alan çatı üstü GES’lerle elektrik tüketimimizin üçte birini kendi üretimimizle karşılıyoruz.

2030 vizyon planlarımız kapsamında, yaklaşık 285 bin m² alanda konumlandırılacak 1 milyon ton kapasiteli yeşil çelikhane ve 500 bin ton kapasiteli 4. çelik profil fabrikası yatırımına yönelik fizibilite çalışmalarımız sürmektedir. Bu doğrultuda yeni entegre tesis projesine ilişkin ÇED başvurumuzu gerçekleştirdik. Haddehane tarafında ise, 500 bin ton/yıl yassı hadde kapasitesine sahip, büyük kesit profillerin üretileceği bir hattın kurulması planlanmaktadır. Bugüne kadar ihtiyaç duyduğumuz kütük ve yarı mamulü büyük ölçüde dışarıdan temin ederken, bu yatırımla birlikte söz konusu ihtiyacın kendi tesislerimizde karşılanması, ürün karmamızda katma değeri yüksek özel profillerin payının artırılması ve sürdürülebilir büyümemizin güçlendirilmesi hedeflenmektedir.

“2030–2050 yol haritamızı sistematik biçimde hayata geçiriyoruz”

Geçtiğimiz hafta yayımladığınız 2024 Sürdürülebilirlik Raporu kapsamında; sürdürülebilirlik yönetişiminiz, karbonsuzlaşma performans ve hedefleriniz, tedarik zinciri ve sosyal etki uygulamalarınız ile 2030–2050 yol haritanızın ana başlıklarını kısaca paylaşır mısınız?

2024 raporumuzu GRI Standartları’na uyumlu biçimde, 1 Ocak–31 Aralık 2024 dönemini kapsayacak şekilde hazırladık ve paydaşlarımıza çevresel, sosyal ve yönetişim performansımızı bütüncül bir çerçevede sunduk. Yönetişim tarafında, oluşturduğumuz Sürdürülebilirlik Kurulu ile ESG çalışmalarımızı kurumsal düzeyde yapılandırarak şirket kültürümüze entegre ettik. Karbonsuzlaşma yol haritamız doğrultusunda çatı üstü GES kapasitemizi 9,2 MW’a yükselttik; ayrıca yapımı devam eden jeotermal enerji santrali projemizle elektrik tüketimimizi daha yüksek oranda yenilenebilir kaynaklardan karşılamayı ve karbon yoğunluğunu azaltmayı hedefliyoruz. SBTi kapsamındaki taahhütlerimizi 2025 Temmuz’da platform üzerinden ilettik; değerlendirme/onay süreci devam etmektedir. İklim ve doğa risklerini TCFD/TNFD çerçevelerine uygun şekilde ele alırken, TSRS kapsamında kurumsal risk yönetimi yapımızı güncelliyoruz. Tedarik zincirinde ve ürün tarafında EPD süreçlerimizi tamamladık; ISO 14067 standardına göre ürün karbon ayak izi hesaplamalarını yayımladık ve ResponsibleSteel üyeliğimizle sektörel iyi uygulamalarla uyumumuzu güçlendirdik. 2024 boyunca İnovasyon, Ar-Ge, Süreç Mükemmelliği ve İnsana Saygı başlıklarında birçok proje yürüttük ve önemli bir kısmını başarıyla tamamladık. Özetle, güçlü bir yönetişim yapısı, artan yenilenebilir enerji payı, bilim temelli hedefler ve şeffaf raporlama yaklaşımıyla 2030–2050 yol haritamızı sistematik biçimde hayata geçiriyoruz.

“Uygulamanın teknik gerçeklerle uyumlu esneklikler içermesi kritik önemdedir”

Dahilde İşleme İzin Belgesi (DİİB) sürelerinin kısaltılması ve ihracatta kullanılacak ürünlerde en az %25 oranında yurt içi tedarik şartı getirilmesi, sizce demir-çelik sektörünü nasıl etkileyecek?

DİİB sürelerinin kısaltılması ile ihracatta kullanılacak ürünlerde en az %25 yurt içi tedarik şartının, ihracata dönük yassı/uzun mamul işleyen firmalarda planlama döngülerini hızlandıracağını; kütük, slab, filmaşin ve sıcak rulo gibi yarı mamullerde yerli tedariki asgari düzeyde zorunlu kılacağını öngörüyoruz. Bu değişiklik, yerli çelik üreticisine talep yönlü destek yaratırken; ithal yarı mamule bağımlı işleyicilerin tedarik karmasını hızla yerli kaynak lehine revize etmesini gerektirecektir.

Belge sürelerinin ürün/GTİP bazında 4–6 ay aralığına çekilmesi; hammadde, üretim ve sevkiyat planlarının daha sıkı bir takvimde yürütülmesini zorunlu kılarken, %25’lik yerli tedarik eşiği de DYS’de özel şartlar üzerinden izlenip taahhüt kapatmada tevsik edilecektir. Düzenlemenin temel amacını—yerli katma değeri artırmak ve tedarik güvenliğini güçlendirmek—destekliyoruz. Ancak demir-çelikte üretim çevrimlerinin uzunluğu ve bazı kritik girdilerin (belirli alaşım elementleri, elektrot, refrakter, galvaniz çinko vb.) yurt içinde sınırlı bulunması nedeniyle, uygulamanın teknik gerçeklerle uyumlu esneklikler içermesi kritik önemdedir.

%25’lik yerli tedarik eşiği, doğru kurgulandığında yerli ekosistemi ve düşük karbonlu tedariki teşvik ederek CBAM gibi regülasyonlara uyumda rekabet avantajı sağlayabilir. Bu noktada; “yurt içi tedarik” tanımının kapsamı, bulunabilirliği sınırlı girdiler için istisnalar, ürün/proje bazlı farklılaştırma ve makul bir geçiş takvimi belirleyici olacaktır.

Güçlü yerli tedarik ağımız, ürün bazlı EPD ve karbon ayak izi çalışmalarımız ile yenilenebilir enerji yatırımlarımız sayesinde bu dönüşüme hazırız. Bu düzenlemenin; bulunmayan girdiler için istisna listesi, uzun çevrimli projeler için süre esnekliği, bürokrasiyi artırmadan dijital izlenebilirlik ve yeşil tedarike yönelik teşviklerle desteklenmesi durumunda, hem yerli katma değerin hem de ihracat rekabetçiliğinin birlikte artacağına inanıyoruz.

Son dönemde Türkiye, damping soruşturmalarında adı sıkça geçen ülkeler arasında yer almaya başladı. Özellikle ABD’nin Türk çeliğine uyguladığı vergiler ve Çin’den artan ithalat dikkate alındığında, sizce haksız rekabetin önlenmesi için Türkiye nasıl önlemler almalı? Bu konuda sektörün beklentileri neler?

Türkiye’nin çelik ticaretinde artan korumacılık—ABD’nin Türk çeliğine yönelik AD/CVD (Anti-Dumping / Countervailing Duty) kararları ve Çin kaynaklı düşük fiyat baskısı—adil rekabeti zorluyor. Bu tabloya karşı önceliğimiz, ticaret politikası savunma araçlarını hızlı ve hedefli biçimde devreye almak. Damping ve sübvansiyon soruşturmalarının riskli ürün gruplarında genişletilmesi, menşe saptırmaya karşı anti-dolanma süreçlerinin etkin kullanılması ve gözetim/referans kıymet uygulamalarının, aşırı düşük fiyatlı ithalatı filtreleyecek şekilde dinamik güncellenmesi temel adımlar arasında.Eş zamanlı olarak TAREKS/TSE üzerinden standart ve uygunluk denetimlerinin sıkılaştırılması; parti bazında numune-laboratuvar testleri, MTC (mill test certificate) doğrulamaları ve izlenebilirlik uygulamalarının güçlendirilmesi, kalite ve güvenlik açısından kritik. AB’nin CBAM takvimiyle uyumlu düşük karbonlu üretim dönüşümünü hızlandıran enerji yatırımları ve ürün bazlı EPD/ürün karbon ayak izi şeffaflığı da hem piyasa erişiminde hem de haksız rekabete karşı korunmada stratejik bir kaldıraç işlevi görüyor.

Sektörün beklentisi net. Bu da belirsizliği azaltan, öngörülebilir ve seçici bir koruma seti. Dampingli/teşvikli ithalata karşı hızlı karar süreçleri, anti-dolanma takibinin artırılması, riskli GTİP’lerde esnek ama kararlı gözetim uygulamaları ve yeşil dönüşümü teşvik eden politikalar; yerli kapasite kullanımını ve yatırımı destekler. Böylece içeride adil rekabet sağlanır, dış pazarlarda rekabet gücü korunur; fiyat istikrarı, tedarik güvenliği ve kalite standardıyla ihracat performansı sürdürülebilir kılınır.

“Planlı ekonomiye geçişin önemine dikkat çekiyoruz”

Size göre sektörün en önemli 3 sorunu nedir?

Demir çelik sektörü, küresel ölçekte büyük bir dönüşüm sürecinden geçerken, bu süreçte ön plana çıkan bazı yapısal sorunlar sektör oyuncularının sürdürülebilir büyüme hedeflerine ulaşmasını zorlaştırıyor. Bu sorunların başında kapasite fazlası, ihracatta teşvik kaynaklı rekabet baskısı ve talep darlığı geliyor.

Özellikle Çin, Hindistan gibi ülkelerde kamu destekli yatırımların hızla artmasıyla birlikte, küresel çelik üretim kapasitesi, dünya genelindeki çelik talebinin çok üzerine çıkmış durumda. Bu durum, dünya genelinde fiyatların baskılanmasına, dampingli satışların artmasına ve ticari gerilimlerin tırmanmasına neden oluyor. OECD verilerine göre önümüzdeki birkaç yıl içinde yaklaşık 165 milyon tonluk yeni kapasite devreye alınacak, ancak bu artışı destekleyecek düzeyde bir talep büyümesi öngörülmüyor. Bu dengesizlik, fiyatların sürdürülebilir seviyelerin altına inmesine yol açıyor.

İkinci olarak, ihracatta teşviklerle oluşan rekabet baskısı özellikle gelişmekte olan ülkelerin ihracat stratejileriyle doğrudan bağlantılı. Çin ve Hindistan gibi ülkelerin devlet destekli çelik ihracatı, dünya piyasalarında fiyatları baskılayarak haksız rekabet ortamı yaratıyor. Bu durum, Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri gibi bölgelerde anti-damping önlemleri ve koruyucu ticaret politikalarını beraberinde getiriyor. Ancak bu sorun da doğrudan kapasite fazlasının bir sonucu olarak değerlendirilmeli.

Üçüncü olarak ise talebin düşük olması, sektörü dönemsel olarak zorlayan bir başka önemli başlık. 2025 yılında Avrupa ve Çin'deki inşaat ve altyapı yatırımlarının yavaşlaması, çelik talebini aşağı çekiyor. Türkiye özelinde ise sektördeki dağınık yapı, ortak veri eksikliği ve koordinasyonsuz yatırımlar talep darlığını daha da derinleştiriyor. Planlı ekonomiye geçişin önemine dikkat çekiyoruz. Üretim, satış ve ihracat verilerinin merkezi bir sistem üzerinden izlenip değerlendirilmesi, sektörün sağlıklı ve sürdürülebilir şekilde yönlendirilmesi açısından büyük önem taşıyor. Tüm bu sorunlara karşılık, sektörde daha fazla katma değerli ürün geliştirilmesi, verimliliğe odaklanılması ve kolektif hareket edilmesi bir gereklilik haline gelmiştir. Aksi halde global rekabet ortamında geri planda kalmak kaçınılmaz hale gelebilir.

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı

Bu içeriğe sadece +plus aboneler erişebilir.

Piyasalara dair düşüncelerinizi paylaşmak ve daha fazla yoruma ulaşmak için hemen ABONE OLUN!
ABONE OLUN Zaten bir hesabınız varsa Oturum Açın

En çok okunan haberler

Ortadoğu demir-çelik piyasasında Ekim ayı için Suudi Arabistan fiyat indirirken, BAE sabit tuttu

2 Ekim 2025 Perşembe

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, metal sanayinde düşük karbon ve verimlilik odaklı çalışmaları paylaştı

2 Ekim 2025 Perşembe

Kanada, Türkiye dahil dört ülkeden ithal karbon çelik borulara AD incelemesi başlattı

2 Ekim 2025 Perşembe

Nucor HRC fiyatlarında sabit tutuyor

2 Ekim 2025 Perşembe
İzleme Listesi
Genişlet
İzleme listeniz boş

Favori emtialarınızı hızlı erişim için ekleyin ve son fiyat değişim haberlerini kaçırmayın.


Takip ettiğiniz haber kategorisi bulunmuyor
Bildirim Tercihlerini Düzenle
E-Bülten Aboneliği
En güncel haberleri ve günlük demir fiyatlarını e-posta ve sms olarak almak için kayıt olun.
Şimdi Plus Abonesi Olun!
3 gün ücretsiz deneyin!
Şimdi Abone Olun
Tarafsız Fiyatlar
Haberdar Olun
İl Demir Fiyatları
Yorumlar ve Analizler
Şimdi Abone Olun