Küresel hurda piyasalarında hareketlilik sürerken, ABD’nin hurda ihracatında olası bir düşüş tartışmaları sektörde gündem yaratıyor. Ancak uzmanlara göre bu senaryo, teoride mümkün olsa da pratikte pek gerçekçi görünmüyor.
ABD'deki büyük hurda satıcıları için ihracat, dalgalı iç çelik piyasasının dengelenmesinde hayati bir rol oynuyor. Bu nedenle, yabancı alıcılarla ticari ilişkilerin devamı, ABD’li tedarikçiler açısından neredeyse bir zorunluluk haline gelmiş durumda. Öte yandan, ABD’de son dönemde DRI (doğrudan indirgenmiş demir) ve HBI (sıcak briketlenmiş demir) kullanımının yaygınlaşması da üretim tarafında önemli bir dönüşüm sinyali olarak değerlendiriliyor.
ABD'nin iç kapasitesini artırması durumunda ise ihracat potansiyelinde artış olabileceği öngörülüyor. Ancak bu tablo, Türkiye gibi geleneksel pazarlarda ABD çıkışlı çelik ürünlerinin rekabet gücünü etkileyebilir. Uzmanlar, özellikle üretici firmaların yeni fiyatlandırma stratejileri geliştirmesiyle, Türkiye'nin ABD’ye çelik ihracatında bir gerileme yaşanabileceğine dikkat çekiyor.
Diğer yandan, Rusya'nın son 6 ila 9 aylık dönemde Türkiye’ye önemli miktarda hurda tedarik etmesi, piyasadaki rekabeti yeniden şekillendiriyor. Bu durum, sadece Rusya'nın değil, başka alternatif tedarikçilerin de aktif hale gelebileceği bir süreci işaret ediyor.
Sektör kaynakları, küresel çapta birçok çelik fabrikasının "hayatta kalma modu"nda olduğunu belirtiyor. Bu da şirketlerin artık ürün bazlı değil, maliyet odaklı hammadde tercihlerine yöneldiğini gösteriyor. Cevher, hurda veya kütük; artık seçimler, birim maliyeti en düşük olan hammaddelere göre yapılıyor. Bu bağlamda zaman zaman Asya veya Uzak Doğu'dan gelen kütüklerin daha avantajlı hale gelmesi de şaşırtıcı değil.
Hurda piyasası ise tüm bu gelişmeler karşısında kendi iç rekabetini sürdürüyor. Önümüzdeki dönemde uygulanacak ya da kaldırılacak gümrük tarifeleri de fiyatlar ve ticaret hacimleri üzerinde belirleyici bir rol oynayabilir.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı