Özellikle konut sektöründe planlama ve uygulama arasındaki kopukluklar dikkat çekiyor. Yüksek katlı konut projelerinde gecikmeler yaşanırken, ticari ve endüstriyel faaliyetlerde de belirgin bir durgunluk gözleniyor. Erken aşamadaki projelerin bile sahada somut bir ilerleme göstermemesi, piyasa güveninin düşük olduğuna işaret ediyor. Bazı projelerde malzeme teklifleri alınmasına rağmen, inşaat sahasında hâlâ temel hazırlıkların yapılmadığı bildiriliyor.
Kanada'daki birçok üretici, yavaşlayan iç talep karşısında zorlanıyor. Özellikle H-beam ve kutu profiller gibi yapısal ürün gruplarında fiyatların yılın ilk çeyreğindeki seviyelere gerilediği görülüyor. Buna karşılık ABD tarafında üretimin daha dengeli bir hızda ilerlediği söyleniyor.
İthalat Bağımlılığı Sektörde Kırılganlık Yaratıyor
Kanada çelik endüstrisi, büyük ölçüde ithalata dayanan bir tedarik yapısıyla şekillenmiş durumda. Küresel ticaret politikalarındaki değişimler, tarifeler ve koruma önlemleri, tedarik akışlarında dalgalanmalara neden oluyor. Bu durum, ülke içindeki fiyat oluşumlarını ve yatırım kararlarını da etkiliyor.
Uzmanlar, sektördeki bu bağımlılığın, Kanada’nın küresel gelişmelere karşı daha kırılgan hale gelmesine yol açtığını belirtiyor. Özellikle otomotiv gibi yüksek katma değerli sektörlere yönelik üretim yapan bazı tesislerde sipariş temposunun ciddi ölçüde yavaşladığı tahmin ediliyor.
2026 için Umutlar Sürüyor
Kısa vadeli görünüm temkinli olsa da 2026 yılı itibarıyla talebin yeniden toparlanabileceğine dair beklentiler korunuyor. Bu süreçte kamu altyapı yatırımlarının artması ve belirli projelere yönelik teşviklerin devreye girmesi, iç talepte bir dengeleme yaratabilir.
Ancak sektör temsilcileri, bu toparlanmanın gerçekleşebilmesi için ticaret politikalarının daha öngörülebilir hale gelmesi ve inşaat yatırımlarında uygulama performansının iyileşmesi gerektiği görüşünde.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı