SteelRadar’ın etkinlik partneri olduğu METAL EXPO İstanbul konferansı, açılış konuşmalarının ardından başladı. Konferansın ilk gününde “Küresel Rekabetin Yeni Dinamikleri ve Türk Çelik Üreticilerinin Stratejileri” başlıklı oturumlar gerçekleştirildi.
Konferansın ilk gününde sunum gerçekleştiren Kaan Özülü, 2025 yılının ilk yarısında dünya ham çelik üretiminin 934 milyon ton seviyesinde gerçekleştiğini ve yıl sonunda toplam üretimin yaklaşık 1,85 milyar ton olmasının beklendiğini açıkladı. Özülü, küresel çelik üretiminin ağırlık merkezinin Asya’da kalmaya devam ettiğini, Avrupa ve Amerika bölgelerinin ise durağan bir seyir izlediğini belirtti. Çin’in üretimindeki yavaşlamaya rağmen Hindistan ve diğer Asya ülkelerinin artan üretimi, bölgenin liderliğini güçlendiriyor.
Asya’nın kapasite kullanım oranının %84 ile en yüksek seviyede olduğunu vurgulayan Özülü, Okyanusya’nın %80, Avrupa Birliği’nin %62, BDT’nin %58, Kuzey Amerika’nın %65 ve Orta Doğu’nun %42–48 bandında seyrettiğini söyledi. Afrika’nın ise %28–32 arasında kaldığını ve üretim kapasitesinin tam anlamıyla devreye alınamadığını belirtti.
Özülü, 2025 yılında dünya genelinde kapasite kullanım oranlarının %58–62 bandında dalgalanmaya devam edeceğini ve Asya’nın yüksek üretim kapasitesi ile lider konumunu sürdüreceğini söyledi. Avrupa ve Kuzey Amerika’da enerji maliyetleri ve rekabet baskısının verimlilik artışını sınırlayacağını, Orta Doğu’nun altyapı yatırımlarıyla potansiyelini artırabileceğini, Afrika’nın ise düşük seviyelerden yukarı çıkmasının zaman alacağını belirtti.
Türkiye Çelik Sektörünün Performansı
2025 yılının ilk çeyreğinde Türkiye çelik sektöründe ihracat, miktar bazında %18,5 artışla 3,8 milyon tona, değer bazında ise %8,4 artışla 2,6 milyar dolara ulaştı. Özülü, bu gelişmenin üretim ile dış ticaret arasında stratejik bir esneklik sağladığını söyledi. İç talebin ise sınırlı toparlandığını, yıllık bazda %8,8 artış kaydedilmesine rağmen çeyreklik bazda tüketimde gerileme görüldüğünü aktardı.
Hurda fiyatlarının 340–350 $/ton bandında dengede seyrettiğini, çelik satış fiyatlarının ise 540–550 $/ton seviyesinde olduğunu belirten Özülü, enerji ve hammadde maliyetlerinin üreticiler için hassasiyet yarattığını vurguladı.
Türkiye’nin 2025 yılı toplam ham çelik üretiminin 35,5–36,3 milyon ton, uzun ürün segmentinin ise 25,8–26,5 milyon ton civarında gerçekleşmesi beklendiğini söyledi. Özülü, sektörde stratejik önceliklerin yerli hurda arzının artırılması, ihracat pazarlarının çeşitlenmesi, enerji verimliliği ve kapasite kullanımının EAO teknolojileriyle dengelenmesi olduğunu belirtti.
Kapasite Kullanım Oranları ve Performans
Kaan Özülü, dünya çelik sektöründe kapasite kullanım oranlarının 2020–2025 döneminde %74–76 bandında istikrarlı bir seyir izlediğini, Türkiye’de ise dalgalı bir görünüm olduğunu aktardı. Türkiye’de Elektrik Ark Ocakları (EAO) kapasite kullanımının %55 civarında sabitlenirken, Bazik Oksijen Fırınları (BOF) tarafında %80’e gerileyen bir düşüş görüldüğünü söyledi. Yassı çelik üretiminde slab tarafındaki oranların %52’ye gerilediğini, kütük tarafında ise %50–51 bandında sabitlendiğini aktardı.
Hurda ve Kütük Piyasası
Özülü, Türkiye’nin hurda ithalatının Avrupa ağırlıklı gerçekleştiğini ve Avrupa’dan 4,97 milyon ton, ABD’den ise 1,72 milyon ton hurda alındığını belirtti. Ham çelik üretiminde Haziran 2025’te 2,9 milyon ton seviyesine ulaşıldığını ifade etti. Hurda fiyatlarının stabil kalırken, kütük fiyatlarının jeopolitik riskler ve arz fazlalığı nedeniyle dalgalı seyretmeye devam ettiğini söyledi.
Türkiye’nin kütük ihracatında Fas’ın en güçlü pazar olduğunu, Romanya ve Almanya’nın ise düzenli katkı sağladığını belirten Özülü, Suriye’ye yönelik ihracatta dikkat çekici bir artış görüldüğünü aktardı. 2025’in ikinci yarısında toplam kütük ihracatının 450–500 bin ton bandına ulaşmasının beklendiğini ifade etti.
İnşaat Demiri İhracatı ve Liman Çıkışları
Türkiye’nin inşaat demiri ihracatının 2025’in ilk yarısında 2 milyon ton seviyesine çıkmasının beklendiğini söyleyen Özülü, Avrupa ve yakın coğrafyadaki talebin canlı kaldığını vurguladı. İzmir, İskenderun, Çanakkale ve Kocaeli limanlarının toplam ihracatın %80’ini gerçekleştirdiğini ifade etti.
Yemen’in en büyük pazar olmaya devam edeceğini, Romanya, Arnavutluk, KKTC, Kosova, Gürcistan ve İngiltere’nin ise güçlü artış sergileyerek Türkiye’nin Avrupa pazarındaki konumunu güçlendireceğini söyledi. 2026 yılı itibarıyla toplam ihracatın 5–5,5 milyon ton bandına yaklaşması öngörülüyor.
Kaan Özülü, Türkiye çelik sektörünün küresel değer zincirinde üst segmentte yer alabilmesi için stratejik önceliklerin alışımlı ve vasıflı çelik üretimini artırmak, enerji verimliliği ile yenilenebilir kaynak entegrasyonu ve karbon emisyon azaltıcı teknolojilere yatırım yapmak, AB mevzuatına uyum sağlayarak ihracatta kalıcı avantaj elde etmek ve Avrupa’ya bağımlılığı azaltıp Orta Doğu, Afrika ile Asya gibi yükselen pazarlara yönelmek olduğunu vurguladı. Özülü, sunumunu “Türkiye’nin çelik sektörü, stratejik ihracat ve üretim planlaması ile global değer zincirinde daha üst bir konuma yükselecektir” diyerek tamamladı.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı