İtalya Başbakanı Matteo Renzi'nin halka sunduğu anayasa değişikliği için hafta sonu yapılan referandumda "hayır" çıkması üzerine, dikkatler yeniden 360 milyar avronun üzerinde batık kredisi olan İtalyan bankacılık sistemine ve ülkenin Avrupa Birliği (AB) içindeki geleceğine çevrildi.
İtalyan bankalarının yaşadığı batık kredi sorununu değerlendiren uzmanlar, sorunun piyasa koşullarında kendi kendine çözülemeyecek kadar büyük olduğuna ve referandum sonrası gelen erken seçim çağrılarının bankacılık sektörünü daha zor bir duruma sokabileceğine dikkati çekti.
Işık FX Başanalisti Gizmen Nalbantlı, batık kredilerle boğuşan İtalyan bankacılık sektöründe toplam batık kredi miktarının yaklaşık 360 milyar avro olduğunu anımsattı. İtalya'da bankacılık sektörüne yönelik reform çabalarına işaret eden Nalbantlı, Renzi’nin iktidarda kalıp kalmamasının sektör açısından önemli olduğunu söyledi.
Nalbantlı, "Toplam öz sermayesi 225 milyar avro olan bankacılık sektöründe gerekli önlem ve desteklerin alınmaması durumunda sektör sıkıntıya girebilir. Şu ana kadar oluşturulan özel yatırım fonuyla bankaların 4,25 milyar avroluk batık kredileri alındı." dedi.
Mevcut tutara nazaran kurtarılan kısmın çok düşük kaldığına vurgu yapan Nalbantlı, bu tip kurtarma hamlelerini sürdürülebilir görmediğini ve İtalya’da yaşanacak bankacılık krizinin Avrupa genelindeki bankacılık sektörünü etkileyeceğini ifade etti.
"Renzi'nin istifası daha sert bir baskı yaratacak"
KapitalFX araştırma uzmanı Enver Erkan ise özellikle 2008 küresel finansal krizden bu yana yönetimde istikrar sağlayamayan İtalya'da hükümete daha fazla hareket alanı açmayı hedefleyen anayasa değişikliğine "hayır" cevabı verilmesiyle Brexit ve ABD seçimlerinden sonra Avrupa’da yükselen popülizmin kendini iyice gösterdiğini kaydetti.
Erkan, referandumda "hayır" kampanyası yürüten AB ve avro karşıtı ana muhalefet partisi 5 Yıldız Hareketi’nin yükselişine dikkati çekerek, "Rüzgarı arkalarına alıp genel seçimi de kazanabilirler. 'Itexit','Italyexit' veya ne dersek diyelim bundan sonra daha çok konuşulacak gibi görünüyor." dedi.
Referandum sonucunun piyasalar tarafından tahmin edildiğini söyleyen Erkan, Renzi’nin istifasının avro ve İtalyan varlıkları üzerinde daha sert bir baskı yaratmasının mümkün olduğunu söyledi. Erkan, "İtalyan 10 yıllık tahvil faizlerinin yeniden yüzde 2'nin üzerine yerleşmesi beklenebilir. Avrupa tahvil pazarında İtalya, İspanya, Portekiz gibi ülkelerin tahvillerinden Almanya tahvillerine doğru bir eğilim söz konusu olacaktır; ki bu Avrupa’da faiz makasının daha da açılması anlamına gelir." ifadelerini kullandı.
ABD’de Fed’in faiz artırımına gideceği bir dönemde ABD-Avrupa faiz makasının açılmasının da avronun dolar karşısında değer kaybetmesine sebep olacağını belirten Erkan, "İtalya’da bankacılık krizinin tetiklenmesi ve popülizmin Avrupa'nın diğer ülkelerinde, Fransa, Hollanda, İspanya, düşük ihtimal olsa da Almanya’da zafere ulaşması endişe var. Avrupa’da merkez politikaların iflas ettiği ve anti-statükonun yükselişe geçtiği bir gerçek." değerlendirmesinde bulundu.
"AB ile çatışma, borç yükünde artış"
İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Müdürü Şant Manukyan ise İtalyan bankaları için piyasa bazlı bir toparlanmanın mümkün görünmediğini belirterek, söz konusu batık kredi sorununun çözümü için devletin bir hamle yapmasının daha olası olduğunun altını çizdi. Manukyan, "İtalya devletinin böyle bir kurtarma işine soyunması, hem AB ile çatışmaya hem de borç yükünde artışa sebep olacaktır." diye konuştu.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı