Avrupa'nın en büyük demir cevheri üreticisi LKAB tarafından yakın zamanda yapılan bir duyuru, yalnızca metalurjistler ve çelik meraklıları için geçerli bir teknik ayrıntı gibi görünebilir.
Ancak, şirketin Kuzey İsveç'te denenmekte olan emisyonsuz bir demir sürecini genişletmek için önümüzdeki 15-20 yıl içinde 46 milyar $ 'a kadar yatırım yapma planı; İsveç, küresel çelik endüstrisi ve dünyanın dört bir yanındaki gelecek nesiller için büyük bir haber.
İklim değişikliği açısından bakıldığında, çelik üretimi "azaltılması zor" sektörlerden biri olarak görülüyor. Sektörün tüm küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 7'sine doğrudan katkıda bulunduğu göz önüne alındığında, bunu görmezden gelmek imkansız. Ancak toplumumuzun otomobiller veya elektrik üretimi gibi diğer alanlarının aksine, geleneksel yöntemlerin yerini alacak teknik çözümler ya oldukça pahalı ya da bilinmeyen olarak görünüyor.
Bununla birlikte, bu görüş yalnızca birkaç yıl içinde hızla değişti ve İsveç endüstrisi bu değişimde çok önemli bir rol oynadı.
HYBRIT projesi 2016 yılında kamu hizmeti kuruluşu Vattenfall, demir cevheri üreticisi LKAB ve çelik üreticisi SSAB arasında bir ortak girişim olarak başlatıldı. Hem Vattenfall hem de LKAB İsveç devletine aitken, SSAB 1994 yılında özelleştirildi. HYBRIT projesinin ilk aşamasının politik desteği ve riski azaltılmasıyla, HYBRIT'in uzun süredir beklenen sonuca ulaştığı söylenebilir. İsveç'te rekabetçi bir temel sanayi sektörü sağlamaya yönelik siyasi niyet, müşterilerin, yatırımcıların ve politika yapıcıların Paris Anlaşmasına uyma baskısını artırdığı düşünüldüğünde, sera gazı emisyonlarının azaltılması, rekabet gücünü korumanın kritik bir unsurudur.
HYBRIT'in şu anda İsveç'in kuzeyindeki küçük bir kasaba olan Luleå'da yaptığı süreç, çelik üretimi için önemli CO2 emisyonlarının azaltılmasının anahtarını elinde tutuyor.
Demir cevherindeki demirden oksijeni uzaklaştırmak için "indirgeme ajanı" olarak kömür yerine hidrojenin kullanılmasıyla, çelik değer zincirindeki en kritik adım neredeyse karbon emisyonundan tamamen arınmış hale gelir. Bu çelik fabrikaları, kirletici yüksek fırınları CO2 yerine su buharı yayan bir işlemle değiştirebilir.
LKAB’ın duyurusunun küresel çelik endüstrisi ve genel olarak ekonomi için büyük haber olmasının üç nedeni vardır:
-LKAB, çoğu başka ülkelerde bulunan yüksek fırın ihtiyacını ortadan kaldırarak İsveç'in toplam ayak izinin yüzde 50'sinden fazlasına karşılık gelen sera gazı azaltımlarına tek başına katkıda bulunacaktır.
-Gereken hidrojen, bu sıfır karbonlu yakıtın maliyetini düşürmeye önemli ölçüde katkıda bulunacak ve bu da ekonominin havacılık ve ya denizcilik gibi diğer sektörlerden kaynaklanan emisyonları ele almasına yardımcı olabilir.
-Süreç denemeleri hala devam ederken (pilot tesis sünger demir üretiyor, ancak iskelesi neredeyse hiç kaldırılmadı) bu duyurunun gösterdiği güven, bu teknolojinin ticari olarak ölçeklenebilir olup olmayacağına dair tüm soruları açıklığa kavuşturuyor.
Comments
No comment yet.