Kevseri, “Meclis, Hürmüz Boğazı’nın kapatılması gerektiği sonucuna vardı. Ancak nihai karar, Milli Güvenlik Yüksek Konseyi uhdesindedir” ifadelerini kullandı. Söz konusu açıklama, Tahran yönetiminin kritik geçiş noktasına dair yeni adımlar atabileceğine dair endişeleri beraberinde getirdi.
Gerilimin tırmandığı dönemde Amerika'nın saldırısının ardından İran boğazı kapatma kararı aldı. ABD donanmasının bölgedeki askeri varlığını artırması, Hürmüz Boğazı’nda olası bir çatışma riskine karşı hazırlık olarak yorumlanırken, küresel piyasalarda da enerji arzına yönelik belirsizlik algısını derinleştiriyor.
Hürmüz Boğazı’ndan günlük ortalama 18–20 milyon varil petrol ve önemli miktarda LNG geçiyor. Bu rakam, dünya petrol ticaretinin yaklaşık üçte birine denk geliyor. Boğazda aksama yaşanması halinde, küresel enerji arzında ani sıkıntılar öngörülüyor. Uzmanlar, tehdidin resmiyet kazanması durumunda Brent türevlerinde 100 dolar/varil ve üzerine yönelim görülebileceğini belirtiyor; halihazırda fiyatlar risk primiyle 77–80 dolar bandına tırmanmış durumda.
Enerji fiyatlarındaki hızlı yükseliş, elektrik ve doğalgaz maliyetlerinin artmasına yol açacak. Demir-çelik sektörü büyük oranda enerji yoğun bir üretim sürecine sahip. Bu artış doğrudan maliyetlere yansıyacak. Özellikle ark ocaklı üretim yapan tesisler ve yüksek fırın süreçleri, elektrik ve gaz tedarikinde yaşanacak dalgalanmalardan olumsuz etkilenecek. Uzman temsilciler, enerji giderlerinin artmasının, çelik üretim marjlarını daraltacağını ve bazı üreticileri tedarik alternatifleri ve verimlilik projelerine yönelmeye zorlayacağını vurguluyor
Deniz taşımacılığı maliyetleri de yükselecek. Hürmüz Boğazı’nın kapanma riski, tankerlerin Ümit Burnu rotasına yönelmesine neden olabilir; bu durum navlun ücretlerini yaklaşık 7–10 gün ek seyir süresi ve artan yakıt tüketimiyle beraber yukarı çekecek. Demir cevheri, hurdadan mamule giden lojistik zincirinde artan navlun ve sigorta primleri, nihai ürün fiyatlarında dalgalanma yaratacak.
Türkiye ve Avrupa ülkeleri, enerji arz güvenliğinde alternatif kaynak arayışını hızlandırabilir. Lojistik maliyet artışına karşı, demir-çelik sektöründeki firmalar uzun vadeli kontrat ve stok yönetimi stratejilerini gözden geçirecek. Yenilenebilir enerji yatırımları ve enerji verimliliği projeleri, maliyet baskısını hafifletme amacıyla öne çıkabilir. Ancak bu adımların yatırım geri dönüş süreleri uzun olduğundan, kısa vadede fiyat baskısı sürmesi bekleniyor
Jeopolitik belirsizlik, sektörde risk primini yükseltirken, yatırım planlarında ertelemelere ve maliyet projeksiyonlarında revizyonlara yol açabilir. Demir-çelik şirketleri, finansal risk yönetimi kapsamında enerji fiyat hedge’i, tedarik zinciri senaryoları ve nakit akış projeksiyonlarını güncellemek zorunda kalacak. Küresel çelik fiyatlarında ortaya çıkabilecek ani dalgalanmalar, hem ihraç pazarlarında rekabet gücünü etkileyebilir hem de yerel pazarlarda maliyet artışlarına neden olabilir.Hürmüz Boğazı’ndaki gerilim ortamı tam anlamıyla sona ermeden, belirsizlik faktörü korunacak. Demir-çelik sektöründe faaliyet gösteren şirketler, uluslararası gelişmeleri yakından izlerken, enerji maliyetlerindeki olası sıçramalara karşı hazırlıklı olmayı öncelikli hale getiriyor.
Yaşanan gerilim ortamının sona ermesi için Katar ve Suudi Arabistan'ın bölgedeki tansiyonu düşürmeye çalıştığı biliniyor.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı