Eggert, Temiz Sanayi Anlaşması'nın (Net-Zero Industry Act) sanayi ve yeşil dönüşüm hedefleri açısından olumlu bir adım olduğunu ancak bunun hâlâ yalnızca bir plan düzeyinde kaldığını belirterek, “Bugün hâlâ eylemlerden çok uzaktayız,” dedi.
Eggert, politika yapıcıların son yıllarda sanayiye bakışlarında değişim yaşandığını, bunun ardında ise işçilerin aşırı sağ partilere yönelmesinin önemli bir etken olduğunu ifade etti. “Bu değişim, sanayinin geleceği kadar siyasetçilerin yeniden seçilme kaygısıyla da doğrudan bağlantılı,” dedi.
Temiz Sanayi Anlaşması'nın sektörlerin özelliklerini tanıması bakımından önemli olduğuna dikkat çeken Eggert, otomotiv, çelik ve kimya sektörleri için ayrı ayrı eylem planları hazırlandığını söyledi. Eggert’e göre bu durum, sanayinin Avrupa’nın yeşil dönüşümünde oynayacağı kilit rolün açık bir göstergesi.
Çelik sektörünün temiz enerji ekipmanları ve yeşil dönüşüm açısından en kritik malzeme olduğuna vurgu yapan Eggert, “Bu sadece Eurofer’in değil, Uluslararası Enerji Ajansı ve Avrupa Komisyonu’nun da verileriyle ortaya konmuş bir gerçek. Çelik, yeşil enerjinin temel taşıdır,” ifadelerini kullandı.
Sunumda Avrupa Komisyonu’nun savunma sektörünü sanayi politikalarına dâhil etmesinin önemine de değinen Eggert, bu adımın çelik endüstrisi için yeni iş fırsatları yaratabileceğini belirtti. “Savunma kapasitesi çelikle doğrudan bağlantılı. Çelik üretiminin olmadığı ülkelerde bile bu farkındalık oluştu. Bu, Avrupa güvenliği için kritik,” dedi.
Eggert ayrıca, Avrupa çelik sektörünün 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını %55 oranında azaltma taahhüdünü koruduğunu ve 2050’de iklim nötr olma hedefine bağlı kaldığını hatırlattı. Ancak mevcut koşullarda bazı projelerin durduğunu veya geciktiğini de ekledi. “Bu hedeflere ulaşmak için gerekli kaynaklar sağlanırsa, bunu başarabiliriz. Zor ama imkânsız değil,” diye konuştu.
CBAM düzenlemesine de değinen Eggert, sistemin sadeleştirilmesi yönündeki ilk adımları olumlu karşıladığını ancak sözlerin icraatla desteklenmesinin şart olduğunu söyledi. “CBAM sektörlerinin %95’i sistemin dışında kaldı. Bu, mevzuatın sadeleştirilmesi adına iyi bir başlangıç ancak çelik sektörü için doğrudan bir avantaj sağlamıyor,” dedi.
Konuşmasında halkın yeşil dönüşüm için taşın altına elini koymasının da zorluğuna dikkat çeken Eggert, “İnsanların birkaç bin avro harcayarak yeni ısıtma sistemleri veya güneş panelleri alması kolay değil. Bu durum sosyal dengeleri zorlayabilir ve siyasi sonuçlar doğurabilir,” uyarısında bulundu.
Eggert, Çelik ve Metaller Eylem Planı'nın 18 Mart’ta sunulduğunu ancak bu planın temelinin çok daha önceden, sosyal ortaklarla birlikte atıldığını vurguladı. “Acil önlemlere ihtiyaç var. Yeşil dönüşümle rekabetçiliği dengelemek zorundayız,” diyerek sözlerini tamamladı.
Comments
No comment yet.