Basson, pandemi sonrası dönemde hız kazanan dört mega trendin çelik sanayisi başta olmak üzere tüm sektörleri derinden etkilediğini vurguladı. Bu trendlerin; iklim değişikliği, teknolojik ilerleme, jeopolitik gelişmeler ve sosyoekonomik dönüşümler olduğunu belirtti. Basson’a göre bu başlıklar, çelik sektörünün önümüzdeki 30 yıllık yol haritasını belirleyecek.
İklim değişikliğinin “süper mega trend” olarak tanımlandığını ifade eden Basson, karbon nötrlüğü, gelir eşitsizliği ve küresel sağlık risklerinin sektör üzerinde etkili olacağını dile getirdi. Teknolojik ilerlemelerin ise çelik üretim süreçlerini dönüştürerek dijital ikiz uygulamaları, yeşil çelik ve döngüsel ekonomi modellerini ön plana çıkaracağını söyledi.
Jeopolitik gelişmelere de değinen Basson, çok kutuplu dünya düzenine geçiş sürecinde enerji ve teknoloji alanlarında ayrışmalar yaşanacağına dikkat çekti. Demografik değişimlerle birlikte yeni nesillerin daha belirleyici olacağını ve bireysel davranışların hızla değiştiğini aktaran Basson, sosyoekonomik dönüşümlerin de sektör üzerinde önemli etkiler yaratacağını ifade etti.
Edwin Basson, 2020-2050 yılları arasında sektörde yeni enerji kaynaklarının yaygınlaşacağını, otonom mobilitenin artacağını, malzemeler arası rekabetin yoğunlaşacağını ve çelik sektöründe karbon azaltımının hızlanacağını kaydetti. Bu dönemde kentleşmenin de farklılaşacağını ve yeşil çelik tabanlı döngüsel ekonomi modelinin öne çıkacağını belirtti.
Basson’un sunumunda, 2013 ile 2023 yılları arasındaki ham çelik üretimi ve görünür çelik kullanımındaki değişimler de paylaşıldı. Buna göre, gelişmekte olan ekonomilerin çelik talebindeki payı yükselirken, gelişmiş ekonomilerde düşüş yaşandığı görüldü. Özellikle Çin ve Hindistan, küresel çelik talebinin önemli bir kısmını oluşturmayı sürdürdü.
Ayrıca Basson, çelik ticaretinin giderek daha fazla sınır ötesi nitelik kazandığını belirtti. 2023 yılında küresel çelik üretiminin yüzde 40’ından fazlasının hem doğrudan hem dolaylı ticaret yoluyla sınırları aştığını açıkladı. Dolaylı ihracat hacminin, doğrudan ihracatın yüzde 90’ına ulaştığını ifade eden Basson, 2023 yılında dolaylı çelik ihracatının 360 milyon ton ile tarihi rekor kırdığını söyledi.
Basson, özellikle otomotiv sektörünün dolaylı çelik ticaretinde en büyük paya sahip olduğuna dikkat çekerek, otomotivin yüzde 35, metal ürünlerinin yüzde 27 ve mekanik makinelerin yüzde 22 oranında dolaylı ihracat gerçekleştirdiğini belirtti.
Sunumda, Meksika, Polonya, Türkiye, Tayland ve Çekya gibi ülkelerin, bölgesel üretim üsleri haline gelerek çelik ihracatında giderek daha etkili oyuncular haline geldiği kaydedildi.
Basson, konuşmasının sonunda, çelik sektörünün sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve yeşil dönüşüm ekseninde hızla değiştiğini vurgulayarak, sanayinin bu yeni döneme ayak uydurabilmesi için inovasyona ve çevre dostu çözümlere odaklanması gerektiğini ifade etti.
Comments
No comment yet.