Ege Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçı Birliği Başkanı ve İzmir Demir Çelik (İDÇ) YKB Halil Şahin www.insaatnoktasi.com’dan Nihal Özken’e üretici gözüyle demir çelik sektörünü değerlendirdi. Sektörün duayen isimlerinden Şahin; demir-çelik fiyatlarındaki artışları, demir ithalatındaki gümrük vergisinin sıfırlanmasını ve ABD’nin çeliğe ve alüminyuma getirdiği ek vergilerin sektöre etkilerini anlattı…
- Demir-çelik fiyatlarında bir artış var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Fiyatları demir-çelik üreticileri yükseltiyor gibi algılanıyor. Halbuki demir-çelik fiyatları dünyaya entegre olmuş fiyatlardır. Türkiye AKCT’ye dahil olduğu için Avrupa Birliği (AB) standartlarında üretim yapar. Anlaşma çerçevesinde her zaman da AB’den sıfır gümrüklü mal girer ülkemize. Ayrıca STK’ları ile anlaşma yaptığımız ve gümrük vergileri sıfıra indirgenen 12 ülkeden de ikili anlaşmalar kapsamında mal girer. Yani Türkiye hiçbir zaman bu ülkelerden daha pahalı mal satma şansına sahip değildir.
Ancak herkesin, bu fiyat artışlarının nereden kaynaklandığını çok iyi irdelemesi gerekiyor. En basitinden yılbaşında gelen değişiklikleri anlatayım: Elektrotun getirdiği yük 1’e 3, işçilik yüzde 30’un üstünde zam, hurda fiyatları bugün 385 dolar, fueloil’de yüzde 50’ye yakın artış, kullandığımız ateşte, tuğlasında yüzde 50 zam var, enerjiye yüzde 8 zam geldi, doğalgaza toplamda yüzde 14 zam geldi. Fiyat yükseldi diye konuşurken bunları göz önünde bulundurmalı insanlar. Satıcılara yüklenmemeli direkt. Hiçbir zaman Türkiye’deki çelik fiyatları dünya piyasasının üzerinde olamaz. Şu anda piyasa fiyatlarını incelediğimizde, çelik üreticisi ülkelerin içerisinde yine en ucuz demir fiyatları Türkiye’dedir. Böyle olmasa zaten biz ihracat da yapamayız.
Türkiye’de demirin yokluğundan söz etmek de inandırıcı değil. Türkiye’de 18 milyon tona yakın çubuk üretimi var. Tüketim de 10 milyon ton seviyelerinde. Biz zaten ihracat yapamazsak kapasitemizi dolduramayız. Bununla beraber Türk demir-çelik sektörünün kurulu kapasitesi 50 milyon ton seviyelerinde olmasına rağmen ilk defa bu sene 37.5 milyon ton üretim yapabildik. Geçen yıl üretimimiz 34 milyon ton seviyelerindeydi. Türk demir-çelik sektöründe boş kapasite var.
Ancak bu algılar nereden kaynaklanıyor? Örneğin bir üreticinin yapacağı bir inşaatta 20 bin ton demire ihtiyacı var. O gün geliyor 20 bin tonu bana bir haftada ver diyor. Oysaki bütün işletmeler en azından iki ay planlama yaparak yürür. Böyle 10 tane müşteri bir günde gelirse bunların ihtiyacını 10 günde nasıl karşılayacağız? Bugün parayı yatırdın diye hemen demir alamazsın. İşletmelerin üretim programları, satış politikaları vardır. Ayrıca da müteahhit arkadaşlarımızın büyük bölümü üreticiden zaten direkt mal almaz.
İDÇ olarak 1 milyon 200 bin ton seviyelerinde çubuk üretimimiz var. Yıllık bazda müteahhite sattığım rakam toplam 50 bin ton etmez. Bizim sattığımız toptancılardan malı alıyorlar, 1-2 ay vadeli de alıyorlar. Orada aldıkları fiyatları sanki bizim satış fiyatımız gibi piyasaya lanse ediyorlar. Bu doğru bir bilgi akışı değil. Ayrıca bir şeyi belirtmek istemiyorlar. Atıyorum demir 2 bin 700 lira. KDV’nin bana bir avantajı yok ki! KDV’yi düştüğün zaman demir 2 bin 200 lira. Dolayısıyla Türkiye’de hiçbir zaman demir sıkıntısı olmaz, olmayacaktır. Ama ihtiyaç sahiplerinin de programlarını yaparken önce arsayı almak lazım, ruhsat alınması gerek, temeli kazmak lazım. Bunları nasıl önceden planlıyorlarsa demir ihtiyaçlarını da öyle planlayarak bu işe başlamalarında yarar var. Zaten müteahhitlerimiz konularının uzmanı, bu işleri çok iyi biliyorlar ama bir-iki müteahhit demirin yokluğundan şikayet ediyor. Bu doğru bilgilendirme değil.
- Geçtiğimiz günlerde demir ithalatında gümrük vergisi sıfırlandı. Devlet desteği kapsamında neler olmalı sektör açısından?
Biz devletten herhangi bir yardım almıyoruz, korumacılık da istemiyoruz. Bizim istediğimiz tek korumacılık var o da Rusya, Ukrayna, İran, Çin gibi maliyet unsurunun olmadığı, denetimin olmadığı, devlet desteğinin olduğu ülkelere karşı bizi koruyun diyoruz. Biz AKCT’ye dahiliz. AB’den zaten sıfır gümrükle 1995’den beri demir geliyor. Buna bir şikayetimizi duydunuz mu? 12 ülke ile serbest ticaret anlaşması yapmışız. Niye bunlarla anlaşma yaptınız, bunlara karşı bizi koruyun demiyoruz. Çünkü bu ülkeler de bizim gibi devlet desteği almadan kendi gücüyle sigortasını, vergisini ödeyerek üretim yapan tesisler olduğu için bu ülkelerle rekabet etme gibi bir talebimiz hiçbir zaman olmadı. Zaten ABD’nin ve diğer ülkelerin aldığı bu korumacılık yasasının da bizim hükümetimize örnek olacağını düşünüyorum. Çelik sektörünü, devlet destekli beş-altı ülkeye karşı da koruyacaklarını düşünüyorum.
- ABD’nin çelik ithalatına ek vergi uygulamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
ABD’nin çelik ithalatına ek vergi uygulaması kararını çok olumlu bulmuyorum. Amerika serbest ticareti benimseyen ülkelerin başındadır. Bu tür kararlar dünya ticaretini olumsuz etkiliyor. Dünya ekonomisini küçültme adına olumsuz bir etki yapacaktır. Şu anda Amerika’daki demir fiyatları oldukça yüksek yani bu vergiler koyulursa iç piyasasında fiyatlar yüzde 10 daha yükselecek. Çelik üreticilerini korudun, onların kârlarını artırdın. Fakat çelik ile iş yapan diğer sanayi kuruluşların maliyetini artırırsan bunlar nasıl ihracat yapacak, kendi iç piyasasında da sıkıntı yaratacak.
Nihal ÖZKEN
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı