ÇİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Uğur Dalbeler, Türkiye’nin yıllık 700 milyon dolarlık çelik ithalatı bulunan Tanzanya’ya yalnızca 30 milyon dolarlık ihracat yaptığını vurguladı. Dalbeler, bu adımın Sahra Altı Afrika pazarına yönelik uzun vadeli stratejiler için kritik bir işaret olduğunu belirtti. Tanzanya’nın bölgeye açılan stratejik bir kapı olduğunu ifade eden Dalbeler, “Biz yıllardır Kuzey Afrika’da önemli bir oyuncuyuz. Fas’tan Mısır’a kadar hem ticaret hem yatırım anlamında varlığımız var. Ancak Sahra Altı Afrika’da ekonomilerin küçük olması ve ödeme problemleri gibi nedenlerle bugüne kadar yeterince yoğunlaşamadık. 2018’den itibaren küresel korumacılık önlemleri bizi yeni pazarlara yönlendiriyor. Tanzanya, şu an büyük ihracatçılar için cazip görünmese de bu adım Sahra Altı Afrika için temel oluşturacak” dedi.
Dalbeler, Afrika’nın büyük bir potansiyel taşıdığını vurgulayarak, nüfus artışı ve düşük kişi başı çelik tüketimine dikkat çekti. Afrika’nın toplam nüfusunun 1,4 milyar civarında olduğunu, 2030’da 1,7 milyara ve 2050’de 3 milyara ulaşmasının beklendiğini söyledi. Kişi başı çelik tüketiminin dünya ortalaması 250 kilogram iken Afrika’da yalnızca 30 kilogram olduğunu belirten Dalbeler, “Fark, pazardaki potansiyeli gözler önüne seriyor. Burada ilişkilerimizi kurmaya başlamamız gerekiyor. Asıl mesele sadece fiyat rekabeti değil, güvenilir, düzenli ve kalıcı bir tedarikçi olabilmek. Biz de bu öngörülerle Afrika pazarına önümüzdeki dönemde çok daha fazla ilgi göstermeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
Tanzanya’daki çelik talebinin ağırlıklı olarak inşaat çeliği üzerine yoğunlaştığını söyleyen Dalbeler, ince saç, tel, çit ve çivi gibi ürünlere talep olduğunu belirtti. Büyük tonajlı imalat sanayilerinin talebinin düşük olduğunu aktaran Dalbeler, Türkiye’den yurt dışında iş yapan inşaat firmalarıyla iş birliği yapmanın önemine dikkat çekti.
Çelik sektörünün ciddi bir hurda ham maddesi ihtiyacı olduğunu da dile getiren Dalbeler, Türkiye’nin yıllık 40 milyon ton çelik tüketimine karşın yalnızca 10 milyon ton hurdayı kendi kaynaklarından sağladığını, kalan 20 milyon tonu ise ithal etmek zorunda olduğunu kaydetti.
Avrupa’da 2026 başı itibarıyla devreye girecek Sınırda Karbon Düzenlemesi’ne (SKDM) de değinen Dalbeler, Türkiye’nin karbon tarafında önemli bir avantajı bulunduğunu belirtti. Avrupa’daki hurdaya dayalı çelik üretim yatırımlarının iç tüketimi artıracağını ancak Türkiye’nin rekabetçi üretim kapasitesi, güçlü sanayisi ve deneyimli iş gücü ile avantajlı konumda olacağını ifade etti.
Tanzanya’daki Türkiye Cumhuriyeti Darüsselam Büyükelçisi Dr. Bekir Gezer, mevcut 300 milyon dolarlık ticaret hacmini ilk etapta 1 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini açıkladı. Gezer, Tanzanya’da kurulan Türk İşadamları Derneği’nin kısa süre içinde faaliyete geçeceğini ve yatırımcıların sorularına daha profesyonel yanıt verileceğini söyledi. Ayrıca, Türkiye’de eğitim gören Tanzanyalı öğrencilerin gelecekte Türkiye-Tanzanya ilişkilerinde köprü görevi göreceğine dikkat çekti.
Tanzanya Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Boniface Ndengo da iki ülke arasındaki ticaretin gelişeceğini, Türk çeliğine talebin artacağını ve Tanzanya’nın Afrika’ya açılan bir kapı olarak yatırımcılar için cazip bir merkez haline geldiğini vurguladı.
Kaynak:Ekonomim
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı