CANACERO’nun verilerine göre, bu ihracat artışı yalnızca Meksika’nın iç pazar payını daraltmakla kalmıyor, aynı zamanda iki ülke arasında daha önce üzerinde mutabık kalınan ticaret dengesi taahhütlerini de ihlal ediyor. 2015–2023 yılları arasında ABD ile Meksika arasındaki mamul çelik ticareti, ABD lehine her yıl ortalama 1,2 milyon tonluk bir fazla verdi. Ancak 2024 yılında bu fazlanın iki katına çıkarak tarihi bir seviyeye ulaşması bekleniyor. Kasım 2024 itibarıyla rakamlar, ABD’nin Meksika’ya yaptığı çelik ihracatının 2015–2017 ortalamasına göre %21 oranında arttığını gösteriyor. Aynı dönemde Meksika’nın ABD’ye yaptığı çelik ihracatı ise %2 gerileyerek, yaklaşık 2,4 milyon tonluk, 4 milyar doları aşan bir ticaret açığına neden oldu.
CANACERO, söz konusu dengesizliğin sadece ticari rakamlarla sınırlı kalmadığını, pazardaki yapısal dengeleri de bozduğunu vurguluyor. 2024 yılı itibarıyla ABD menşeli çelik ürünleri, Meksika'nın toplam çelik pazarının %15,9’unu oluştururken; Meksika’dan ABD’ye giden çeliğin bu pazardaki payı sadece %2,2 seviyesinde kaldı. Bu tablo, USMCA (ABD-Meksika-Kanada Anlaşması) kapsamında öngörülen karşılıklı faydaya dayalı ticaret anlayışından giderek uzaklaşıldığına işaret ediyor.
CANACERO, ayrıca ABD’den gelen çeliğin %27’sinin Asya menşeli olduğunu ve bu durumun dolanma riski taşıdığını vurgularken, Meksika’nın Çin çeliğini ABD’ye aktardığı yönündeki iddiaların asılsız olduğunu savundu.
Meksika’nın, adil olmayan ticarete karşı %50’ye varan gümrük vergileri, ithalat kontrolleri ve menşe izlenebilirlik sistemi gibi önlemleri devreye aldığını hatırlatan CANACERO, ABD’nin ihracat baskısının devam etmesi halinde orantılı ve acil misilleme önlemlerinin alınması gerektiğini duyurdu.
Comments
No comment yet.