Şimşek, Uluslararası İşbirliği Platformu tarafından bu yıl “Küresel Zorluklar: Yeni Gerçeklere Uyum” temasıyla İstanbul’da düzenlenen 16. Boğaziçi Zirvesinde konuştu. Küresel ekonomide belirsizliğin son dönemde azalsa da hâlâ yüksek seyrettiğini belirtti.
Küresel ekonomi düşük büyüme tuzağında
Bakan Şimşek, küresel ekonomideki belirsizliğin “yüksek borçluluk, nüfusun yaşlanması, teknolojik gelişmelerin dengesizliği, iklim değişikliği ve bölgesel çatışmalar” gibi nedenlerle sürdüğünü söyledi.
Küresel büyümenin son yıllarda yüzde 3 civarına sıkıştığını hatırlatan Şimşek, bu oranın küresel finans krizinden önce yüzde 4,5–5 seviyelerinde olduğunu ifade etti. “Artık düşük büyüme küresel ölçekte yeni normal haline geldi.” dedi.
“Türkiye, gelişmekte olan ülkelerden daha iyi performans gösterdi”
Türkiye’nin son 22 yılda ortalama yüzde 5,5 büyüdüğünü belirten Şimşek, “Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye açık ara önde. Bu iki ülke dâhil edildiğinde bile Türkiye’nin reel GSYH artışı etkileyici bir seviyede.” ifadesini kullandı.
Bölgesel entegrasyona odaklanıyoruz
Uluslararası yatırımlar açısından iç talebe ve hizmet ihracatına dayalı büyüme modeline sahip ülkelerin öne çıktığını söyleyen Şimşek, Türkiye’nin bu alanda güçlü konumda olduğunu vurguladı.
“Hizmet ihracatımız bu yıl 65 milyar dolar fazla verecek. Artan korumacılık eğilimlerine rağmen Türkiye görece daha az etkileniyor. Çünkü ihracatımızın büyük kısmı serbest ticaret anlaşması yaptığımız ülkelere gidiyor.” dedi.
Türkiye’nin 54 ülkeyle serbest ticaret anlaşması bulunduğunu hatırlatan Şimşek, “Yakın ve dost ülkelerle yaptığımız ihracat toplam ihracatın yüzde 80’ini aşıyor. Bu durum bizi daha az kırılgan hale getiriyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“Verimliliği artıran altyapı yatırımlarına öncelik veriyoruz”
Bakan Şimşek, hizmet ihracatında son yıllarda önemli bir ivme yakaladıklarını belirtti. Turizm, müteahhitlik, sağlık, eğitim, dizi ve oyun ihracatı, taşımacılık ve lojistik gibi alanlarda önemli başarılar elde edildiğini söyledi.
Türkiye’nin borçluluk oranının yüzde 89 seviyesinde olduğuna dikkat çeken Şimşek, bu oranın küresel ortalamanın oldukça altında olduğunu vurguladı. “Bu, küresel zorluklarla mücadelede mali alanımızın güçlü olduğu anlamına geliyor.” dedi.
“Verimliliği artıran altyapı yatırımlarına öncelik veriyoruz. Tüm organize sanayi ve endüstri bölgelerini limanlara demir yollarıyla bağlıyoruz. Bu hem rekabet gücümüzü artıracak hem de karbon ayak izimizi azaltacak.” ifadelerini kullandı.
Şimşek ayrıca Türkiye’nin yapay zekâ alanında gelişmekte olan ülkelerin önünde olduğunu, ancak gelişmiş ülkeleri yakalamak için altyapı yatırımlarını artırmaları gerektiğini söyledi.
Savunma sanayisi ihracatı 8 milyar doları aştı
Yeşil dönüşüm, yenilenebilir enerji ve madencilik alanındaki projelere de değinen Şimşek, Türkiye’nin savunma sanayisinde yaklaşık 1400 aktif proje yürüttüğünü belirtti.
“Savunma sanayisi ihracatımız hız kazanıyor. Ekim itibarıyla yıllık bazda 8 milyar doları aştık. Yeni siparişlerin toplamı ise 12 milyar doların üzerinde.” dedi.
Şimşek, geçmişte yaşanan ambargoların Türkiye’nin güçlü bir savunma sanayisi altyapısı geliştirmesine vesile olduğunu belirterek, “Bugün savunma sanayisindeki şirket sayımız Avrupa Birliği’ndeki toplam sayıya yakın.” ifadesini kullandı.
“2026 yapısal dönüşüm yılı olacak”
Bakan Şimşek, ekonomik programın üç aşamalı olduğunu hatırlattı. İlk aşamada makroekonomik istikrar sağlandığını, ikinci aşamanın dengesizliklerin giderilmesine odaklandığını söyledi.
“Üçüncü aşama, yani 2026 yılı, yapısal dönüşümün hızlanacağı ve fiyat istikrarının sağlanacağı dönem olacak. Programımız çalışıyor, sabırla ve kararlılıkla ilerliyoruz.” dedi.
Enflasyonda önemli bir düşüş yaşandığını belirten Şimşek, “Enflasyon yüzde 65’ten yüzde 32 seviyelerine geriledi. Önümüzdeki üç yıl dezenflasyonu destekleyecek ve enflasyonu yeniden tek haneye indireceğiz.” diye konuştu.
“Türkiye yatırım yapılabilir nota giden yolda ilerliyor”
Şimşek, dış borçlanma ihtiyacının azaldığını ve cari açığın daraldığını ifade ederek, “Türk lirasına yönelik endişeler temelsiz hale geldi. Türkiye’nin uluslararası piyasalara erişimi güçlendi.” dedi.
Rezervlerdeki artışa ve kredi risk primindeki 460 baz puanlık düşüşe dikkat çekerek, “Artık Türk şirketleri ve Hazine daha düşük maliyetle borçlanabiliyor.” ifadelerini kullandı.
“Türkiye yatırım yapılabilir nota doğru ilerliyor. Son iki yılda birden fazla kredi notu artışı aldık.” diyen Şimşek, programın sonuçlarının uluslararası arenada da karşılık bulduğunu belirtti.
“Küresel zorlukları fırsata çevirebiliriz”
Konuşmasının sonunda Şimşek, küresel ekonomik sistemde yaşanan dönüşüme dikkat çekerek şunları söyledi:
“Büyük küresel zorluklar var ama biz bunları fırsata çevirmeyi biliyoruz. Bölgesel ticarette, hizmet ihracatında ve yeşil dönüşümde ciddi potansiyelimiz var. Türk iş dünyasının da meseleleri bu gözle değerlendirmesi gerekiyor. Kural temelli sistemin geleceğine biz karar vermiyoruz ama ona uyum sağlayarak fark yaratabiliriz.”
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı