75 yıl önce yayımlanan ve Avrupa Birliği’nin temellerini atan Schuman Bildirgesi'nin kömür ve çeliği merkezine aldığını hatırlatan EUROFER, bugünün çok kutuplu ve rekabetçi dünyasında da çeliğin yine aynı önemde olduğuna dikkat çekti.
Dernek, Avrupa çelik endüstrisinin savunma, enerji dönüşümü ve ekonomik bağımsızlık gibi kilit alanlarda vazgeçilmez bir rol oynadığını belirtti. 2024 itibarıyla sektörde yaratılan toplam ekonomik katkı 177 milyar Euro'yu bulurken, doğrudan ve dolaylı olarak 2,5 milyon kişinin istihdam edildiği kaydedildi.
Ancak sektör, artan küresel rekabet, yüksek enerji fiyatları, adil olmayan ticaret koşulları ve karbon düzenlemelerinde eşitsizlik nedeniyle zor günler yaşıyor. Sadece geçen yıl 9 milyon tonluk üretim kapasitesi devre dışı kalırken, en az 18.000 kişi işini kaybetti. Bazı ürün gruplarında ithalat oranları %30'a kadar çıktı.
EUROFER, Avrupa Komisyonu’nun 2025 yılı başında duyurduğu Temiz Sanayi Anlaşması ile Çelik ve Metaller Eylem Planı'nı önemli bir adım olarak değerlendirse de, alınan kararların hızlı ve kararlı biçimde hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Öncelikli çözüm başlıkları arasında mevcut çelik koruma önlemlerinin yerine daha etkili bir ticaret politikası geliştirilmesi, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması'ndaki boşlukların kapatılması, enerji maliyetlerinin azaltılması ve özellikle çelik hurdasının yurt dışına çıkışının sınırlandırılması yer alıyor.
EUROFER, “Avrupa ancak kendi çeliğiyle güçlü olabilir” mesajıyla, Avrupa Birliği'ne daha cesur ve sanayi dostu politikalar benimseme çağrısında bulundu. Çelik sektörünün yalnızca sanayi üretimiyle sınırlı kalmadığını belirten dernek, bu sektörün aynı zamanda Avrupa'nın egemenliği ve refahı için kritik bir dayanak olduğunu vurguladı.
EUROFER'in yayınladığı yıllık raporu için tıklayınız...
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı