Ezz, Mısır ekonomisinde son otuz yılda görülmemiş ölçüde bir büyüme potansiyeli bulunduğunu belirterek, “Mısır yalnızca çelikte değil, genel ekonomide de büyük bir büyüme eşiğinde. Altyapıya yapılan devasa yatırımlar, yalnızca çelikte değil, ekonominin birçok alanında da yatırım dalgası yaratma potansiyeline sahip. Bu nedenle Mısır’ın büyüme görünümü konusunda oldukça iyimser olmak için güçlü nedenler var,” dedi.
Ancak, küresel çelik sektöründe büyük bir arz fazlasına dikkat çeken Ezz, ;“Bugün dünyada 600 milyon tonluk fazla çelik kapasitesi var. Ben sektöre ilk girdiğimde, dünya genelinde toplam çelik üretim kapasitesi 600 milyon tondu. Şimdi yalnızca fazla kapasite bu kadar.”
Bu sorunun yalnızca Çin’den kaynaklanmadığını vurgulayan Ahmed Ezz, Arap dünyasının geçen yıl 40 milyon ton çelik üretmesine rağmen 75 milyon tonun üzerinde üretim kapasitesine sahip olduğunu belirterek; “Arap dünyasındaki neredeyse her ülkede fazla üretim kapasitesi bulunuyor. Bu nedenle geleceğe yönelik yeni yatırımlar konusunda son derece dikkatli olmalıyız,” dedi.
Ezz, artık ihracat odaklı büyüme modelinin geçerliliğini yitirdiğini belirterek, dünya genelinde artan ticaret engellerinin çelik ihracatını ciddi biçimde sınırladığını vurgulayarak; “Bir zamanlar dünyada serbest ticaretin kurallarını yazan ülkeler, bugün o kitabı bir kenara atmış durumda. ABD’ye, Avrupa’ya, Brezilya’ya veya Güneydoğu Asya’daki birçok ülkeye ihracat yapmak artık neredeyse imkânsız”dedi.
Bu nedenle, büyümenin iç pazarlardan geleceğini ifade eden Ezz, “Artık biz entegrasyonu artıran, katma değeri yüksek ürünlere yönelen ve yurt içi tüketimi hedefleyen yatırımlara odaklanıyoruz — dünyaya ihracat yapmaya çalışmak yerine,” dedi.
Mısır’ın bu açıdan güçlü bir konumda olduğunu belirten Ezz, Cezayir, Libya, Katar ve Suudi Arabistan gibi diğer büyük Arap üreticilerinin de benzer koşullara sahip olduğunu söyleyerek;“Her ülkede belli bir küresel kapasite fazlası mevcut. Bu nedenle her ülke, kendi iç talebi çerçevesinde dengeli bir büyüme stratejisi benimsemeli,” ifadelerini kullandı.
Mısır’da çelik talebinin yılda %7–8 oranında büyümesi beklendiğini belirten Ezz, mevcut üretim kapasitesinin tam olarak kullanılmasının 5 ila 6 yıl sürebileceğini ifade etti.
Ayrıca, peletleme ve doğrudan indirgeme (DRI) gibi yukarı yönlü yatırımların sektöre katkı sağlayacağını, ithal edilen bazı özel çelik ürünlerinin yerli üretime kazandırılmasının da büyük önem taşıdığını vurgulayarak; “Bugün entegre bir yapıda — yani demir cevherinden nihai ürüne kadar — yılda 1,5 ila 2 milyon ton çelik üretmek için yaklaşık 1 milyar dolar yatırım gerekiyor. Ancak çelik sektörünün karşı karşıya olduğu en büyük zorluk, dünyadaki fazla üretim kapasitesidir. Bu durum, üreticileri dış pazarlardan ziyade iç pazarlara yönelmeye zorluyor,” dedi.
Ezz, bu eğilimin üreticileri yerel ekonomileri desteklemeye, hükümetlerle yakın iş birliği yapmaya ve altyapı ile konut sektörlerinin büyümesine katkı sağlamaya teşvik ettiğini belirtti.
“Altyapı ve konut inşaatı istikrarlı biçimde büyüdüğünde, Arap çelik sektörü için de gerçek bir gelecek var,” diye ekledi.
Konuşmasının sonunda Arap çelik sektörünün genel performansını değerlendiren Ezz, son 20 yılda Arap ülkelerinde çelik sektörünün, dünya genelindeki büyüme oranlarının yalnızca yaklaşık yarısı kadar büyüme kaydettiğini söyleyerek; “Kişi başına çelik tüketimimiz hâlâ küresel ortalamanın oldukça altında. Bu aslında olumlu bir haber, çünkü hâlâ kat etmemiz gereken bir yol var. Henüz çelik yoğun büyüme evresine, yani 10–15 yıl boyunca sürdürülebilir biçimde yıllık %10–15 büyüme oranlarının görüldüğü döneme ulaşmadık. Ancak bu, karamsarlık nedeni değil; tam tersine, iyimserlik için güçlü bir işaret,” dedi.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı