11.193,88 TRY BIST 100 BIST 100
42,59 USD USD USD
6,06 CNY CNY CNY
49,58 EUR EUR EUR
0,12 CNY CNY/EUR CNY/EUR
38,26 TRY Faiz Faiz
61,93 USD Petrol(brent) Petrol(brent)
84,93 USD Gümüş(ons) Gümüş(ons)
5,38 USD Bakır(lb) Bakır(lb)
103,28 USD (CME) 62% Fe (CME) 62% Fe
349,00 USD Gemi Söküm Gemi Söküm
5.768,70 TRY Altın(gr) Altın(gr)

“Afrika, dünyanın maden kalbi ve Türkiye bu dönüşümde kritik bir konumda”

Jeoloji mühendisi ve AFMICO Kurucusu Vural Burç Çakır, Afrika madencilik ekosistemini, Türkiye’nin fırsat alanlarını ve Simandou’nun küresel etkilerini SteelRadar’a anlattı.

“Afrika, dünyanın maden kalbi ve Türkiye bu dönüşümde kritik bir konumda”

Madencilik sektöründe küresel eğilimler değişirken, Afrika kıtasının sahip olduğu dev maden potansiyeli dünya ekonomilerinin odağı haline geliyor. Jeoloji mühendisi, AFMICO Kurucusu ve Barkom Grup İhracat Satış Müdürü Vural Burç Çakır, hem akademik birikimi hem de sahadaki deneyimiyle bu dönüşümü yakından takip eden isimlerden biri. Çakır, Türkiye’nin madencilikte atacağı doğru adımlarla Afrika’da güçlü bir konum elde edebileceğini, yerli teknolojilerin gelişimiyle küresel rekabette önemli bir yer edinebileceğini vurgularken; Simandou Projesi’ni ise “çelik endüstrisi açısından oyunun kurallarını değiştiren bir gelişme” olarak nitelendiriyor.

Bize biraz kendinizden ve yaptığınız işten bahseder misiniz?

Ankara Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği bölümünden mezunum. Buradan mezun olduktan sonra Fulbright bursu ile Amerika Birleşik Devletleri’nde, California State University Long Beach’te duraylı izotop jeokimyası alanında yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Akademik altyapımı sahadaki deneyimimle birleştirerek maden arama ve sondaj teknolojileri alanlarında uzmanlaşmaya gayret gösteriyorum.

Hâlihazırda Afrika’nın madencilik sektörüne odaklanan Africa Mining Community (AFMICO) platformunun kurucusu ve direktörü olarak görev alıyor, aynı zamanda BARKOM GRUP Sondaj Makine ve Ekipmanları San. Tic. A.Ş.’de İhracat Satış Müdürü olarak şirketimizin uluslararası pazarlardaki büyüme ve iş geliştirme faaliyetlerini yürütüyorum.

Türkiye madencilik sektörünün son yıllardaki gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle sondaj teknolojileri açısından öne çıkan değişimler neler?

Türkiye’nin madencilik faaliyetleri son yıllarda istikrarlı bir şekilde büyüyor ve gelişiyor. Ancak maden rezervlerinden yurt içi ve yurt dışı arama faaliyetlerine, üretimden zenginleştirmeye, nihai ürüne dönüştürmeden ihracata kadar sektörün her kulvarında çok büyük bir potansiyelimiz bulunuyor. Bu potansiyele erişebilmek için önümüzde hâlâ kat etmemiz gereken uzun bir yol var. Bana göre ilk ve en kritik konu; çıkardığımız madenleri hammadde olarak ihraç etmek yerine, cevheri Türkiye’de işleyerek son ürüne dönüştürmek ve böylece katma değeri ülke içinde tutabilmektir.

Diğer yandan “sürdürülebilirlik” kavramının tüm dünyada giderek daha fazla önem kazandığı bir dönemden geçiyoruz. Ancak bundan da önce gelen temel bir sorumluluk var. O da ekmeğini bu topraklarda kazanan her bireyin ve bu topraklarda faaliyet gösteren yerli-yabancı her firmanın, tüm sanayi faaliyetlerinde doğa ve çevre üzerinde mümkün olan en düşük izi bırakma yükümlülüğüdür. Bunu öncelikle bu topraklar için canını feda etmiş olan kahramanlardan emanet aldığımız ülkemize, ardından da yalnızca misafiri olduğumuz dünyamıza borçluyuz.

Sondaj teknolojileri tarafında ise en belirgin dönüşüm, iş güvenliğini artıran ve insan hatasına bağlı sapmaları minimize eden otomasyon sistemlerinin hızla yaygınlaşmasıdır. Örneğin sondaj makinelerinde, tijlerin hiç insan eli değmeden raftan alınarak makineye beslendiği “otomatik tij yükleme robotları” özellikle Afrika pazarında büyük ilgi görüyor. İlgimi çeken bir diğer teknoloji ise “karot yön belirleme cihazları”. Bu teknolojiler sayesinde yeraltından alınan kaya örneği üzerindeki küçük ölçekli fay ve damarların yeraltındaki gerçek konumu, doğrultusu ve eğimi yüksek doğrulukla tespit edilebiliyor. Bu da ortaya konulan jeolojik modelin isabetliliğini artırarak mineralizasyonun yeraltındaki takibini daha kolay ve güvenilir hâle getiriyor. Jeolojide gerçekten de ‘şeytan ayrıntıda gizlidir’; küçük gibi görünen bu veriler, çok büyük avantajlar sağlayabiliyor. Bu ve benzeri ileri teknolojilerin Türkiye’de yerli olarak üretilmesi hâlinde, uluslararası pazarlardaki rekabet gücümüzün ciddi şekilde artacağına inanıyorum. Zira küresel pazarda Türk imalatı, güvenilir kalite ve uygun maliyet algısıyla zaten güçlü bir konumda. Bunun yanına teknoloji takibi, AR-GE ve inovasyon eklendiğinde, önümüzde durabilecek çok az rakip kalacaktır.

“Afrika kıtası dünyanın maden kalbi”

Bize kurucusu olduğunuz Africa Mining Community (AFMICO) projesinden bahsedebilir misiniz? Bu girişime ön ayak olan fikir nedir?

Africa Mining Community (AFMICO), Afrika madencilik sektörüyle ilgilenen herkesin (jeologlar, mühendisler, yatırımcılar, üreticiler, yükleniciler, akademisyenler, öğrenciler) faydalanabildiği bir bilgi paylaşım platformu diyebiliriz. AFMICO’da her gün Afrika madencilik sektöründeki önemli gelişmeleri, haber bültenlerini, bilimsel makale ve araştırma özetleri gibi öğretici içerikleri, Afrika pazarına ürün ve hizmet sağlayan tedarikçileri ve güncel iş ilanlarını düzenli olarak paylaşıyoruz.

Afrika kıtasını üç kelimeyle tanımlamam gerekirse, hiç tereddütsüz “dünyanın maden kalbi” derim. Bu nedenle madencilik sektörünün içinde olan bir profesyonelin odağında Afrika yoksa, orada bir eksiklik olduğunu düşünüyorum. Afrika üzerine yaptığım araştırmalar sırasında, AFMICO’nun bugün sahip olduğu vizyonu tam anlamıyla karşılayan bir platformun eksik olduğunu fark ettim. Bu boşluğu doldurmak amacıyla hiç vakit kaybetmeden LinkedIn üzerinde Africa Mining Community sayfasını kurarak günlük ve düzenli paylaşımlarla projeyi hayata geçirdim. AFMICO’nun yalnızca 110 günde 10.000 takipçiye ulaşması, doğru yolda olduğunun güzel bir kanıtı oldu.

AFMICO’yu benzer platformlardan ayıran en önemli özellik; bilgileri okuyucuyla “hap bilgi” formatında, sade, kısa, anlaşılır ve gözü yormayan bir dille buluşturmasıdır. Gereksiz teknik karmaşadan ve laf kalabalığından özellikle kaçınıyoruz; hatta kompleks konuları dahi mümkün olduğunca basitleştirerek aktarmaya özen gösteriyoruz. Ayrıca AFMICO, yalnızca Afrika kıtasının yalnızca madencilik sektörüne odaklanan, bu anlamda son derece net ve niş bir platformdur. Afrika dışındaki bölgeler ya da madencilik dışı sektörler içerik kapsamına dahil edilmez.

Son olarak, AFMICO’daki günlük haberler sekiz farklı güvenilir uluslararası kaynaktan derlenmekte ve özgün yorumumuzla tek bir çatı altında sunulmaktadır. Bu sayede Afrika madencilik sektörünü yakından takip etmek isteyen bir profesyonelin, farklı kaynaklar arasında dağılmadan yalnızca AFMICO’yu takip etmesi yeterli olmaktadır.

AFMICO’nun bölgesel iş birliklerini güçlendirmede rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

AFMICO, her geçen gün hızla büyüyen ve içerisinde madencilik ekosisteminin tüm bileşenlerini barındıran güçlü bir profesyonel ağına sahip. Bu ağın içinde maden firmalarından yüklenicilere, ekipman üreticilerinden lojistik sağlayıcılara, yatırımcılardan akademisyenlere kadar birçok farklı gruptan karar verici isimler yer alıyor. AFMICO’nun LinkedIn sayfasında yapılan tek bir paylaşımın dahi çoğu zaman binlerce kişiye ulaşması, web sitesinde yer alan içeriklerin yüzlerce profesyonel tarafından düzenli olarak okunması, platformun etki alanını net şekilde ortaya koyuyor.

Bu sayede Afrika’nın maden sektörü ile bağlantı kurmak isteyen firma ve kurumların görünürlüğü ciddi ölçüde artarken, sektör paydaşları arasında doğrudan iletişim ve etkileşim de güçleniyor. Kısacası AFMICO, bugün Afrika’daki madencilik profesyonellerini tek bir çatı altında buluşturan, bölgesel iş birliklerini destekleyen güçlü bir iletişim ve iş birliği köprüsü hâline gelmiş durumda.

“AFMICO sayesinde Türk firmaları, Afrika’daki karar vericilere doğrudan ulaşabiliyor”

Türkiye’den Afrika’ya açılmak isteyen madencilik firmaları için AFMICO’nun sağladığı en önemli avantajlar nelerdir?

AFMICO’yu hayata geçirirken uzun vadeli hedeflerimden biri de Türk üretici ve yüklenicilerin Afrika pazarında kendilerini daha etkin şekilde duyurabilecekleri güçlü bir vitrin oluşturmaktı. Afrika kıtası, sahip olduğu maden kaynaklarının toplam rezervi açısından dünyanın en büyük potansiyeline sahip. Bu durum; arama, üretim, zenginleştirme, lojistik gibi süreçlerde çok büyük ve sürdürülebilir ticari fırsatların ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Bu tabloyu büyük bir “ticari pasta” olarak düşünürsek; Türkiye’nin kaliteli üretim gücü, rekabetçi maliyet yapısı, kalifiye insan kaynağı, Afrika’ya olan coğrafi yakınlığı ve Afrika halkının gözündeki olumlu Türkiye algısı birlikte değerlendirildiğinde, ülkemizin bu pastadan çok büyük bir pay almasının önünde hiçbir engel yok.

İşte bu noktada AFMICO, Afrika’ya açılmak isteyen Türk firmaları için görünürlük ve bilinirlik açısından kritik bir misyon üstlenecek. AFMICO sayesinde Türk firmaları, Afrika madencilik ekosistemindeki karar vericilere doğrudan ulaşabiliyor, projelerini ve yetkinliklerini doğru hedef kitleye tanıtma fırsatı yakalıyor olacaklar. Bu yönüyle AFMICO’nun, Türkiye ile Afrika arasındaki madencilik ticaretinin ve iş birliklerinin gelişmesinde güçlü bir köprü görevi göreceğine inanıyorum.

2026 yılında Afrika'da Türkiye için önem taşıdığını düşündüğünüz en önemli maden gelişmesi nedir?

Benim için bu sorunun net yanıtı, Simandou Demir Cevheri Projesi’dir. Gine’nin güneydoğusunda yer alan Simandou Sıradağları’nda, dünyanın en büyük ve en yüksek tenörlü (%65 Fe) demir cevheri rezervlerinden biri 1997 yılında keşfedilmişti. Ancak altyapı yatırımları, finansman, izin süreçleri ve siyasi koşullar nedeniyle projenin hayata geçmesi tam 28 yıl sürdü. Nihayet 12 Kasım itibarıyla maden operasyona başladı ve 3 Aralık’ta Simandou’dan dünyaya ilk demir sevkiyatı gerçekleştirildi. Simandou’da tam kapasiteye ulaşıldığında yıllık yaklaşık 120 milyon tonluk dev bir üretim hedefleniyor.

Simandou yalnızca bir maden projesi değil, aynı zamanda Gine’nin uzun vadeli ekonomik dönüşümünü hedefleyen “Simandou 2040” vizyonunun da merkezinde yer alıyor. Bu vizyon, yüksek kaliteli demir cevheri üretimi aracılığıyla demiryolu ve liman altyapılarını, enerji yatırımlarını, sanayi tesislerini, hastaneleri, eğitim ve teknoloji merkezlerini kapsayan bütüncül bir kalkınma stratejisini konu alıyor. Amaç, Simandou’nun yarattığı ekonomik ivme ile Gine’yi 2040 yılına kadar bölgesel bir lojistik, sanayi ve yatırım üssüne dönüştürmek, istihdamı artırmak, yerel tedarik zincirlerini güçlendirmek ve sürdürülebilir bir ekonomik çeşitlilik oluşturmak.

“Türkiye, yüksek kaliteli ürünleri ulaşılabilir maliyetlerle sunabilen nadir ülkelerden biri”

Simandou’nun yaratacağı fırsatlar konusunda Türkiye, Çin-Batı rekabetinde nerede konumlanıyor?

Türkiye, Çin ile Batı arasında coğrafi olarak nerede konumlanıyorsa, Simandou’nun yaratacağı fırsatlar açısından da aynı noktada, yani stratejik olarak tam ortada konumlanıyor. Bu durum Türkiye için son derece önemli bir avantaj. Bunu ekipman tedariği üzerinden somut bir örnekle açıklamak isterim. Batı menşeli sondaj makineleri kalite açısından en üst düzeyde olsa da, fiyatları da piyasanın en yüksek seviyelerinde yer alıyor. Doğu’ya baktığımızda ise fiyatlar oldukça düşük; ancak Çin, son yıllarda büyük bir ilerleme kaydetmiş olsa da uluslararası pazarda kalite algısı ve satış sonrası hizmetler konusunda henüz tüm önyargıları tamamen kırabilmiş değil.

İşte bu iki uç arasında ideal denge noktası Türkiye’dir. Türkiye, yüksek kaliteli ürünleri ulaşılabilir maliyetlerle sunabilen nadir ülkelerden biri. Afrika’da sıklıkla karşılaştığım genel kanı şu oldu: “Türk ürünleri Avrupa veya ABD ürünleri kadar pahalı değil, ancak kalite olarak Çin’in çok üzerinde.” Bu algı, Türkiye için son derece büyük bir avantaj yaratıyor.

Türkiye adına bir diğer önemli avantajın ise Afrikalıların ülkemize ve Türk halkına yönelik genel bakış açısı olduğunu düşünüyorum. Afrika’da Türkler; sömürge geçmişi olmayan, yerel kültürlere ve değerlere saygılı, sömürmeye değil birlikte üretmeye ve kazanmaya gelen bir millet olarak görülmektedir. Bu algı bile tek başına çok güçlü bir psikolojik üstünlük sağlarken, Türkiye’nin Afrika’da 44 ülkede konsolosluğa sahip olması da devletler düzeyindeki güçlü ilişkilerin somut bir göstergesi. Ayrıca tipik Türk insanı ile tipik Afrikalı arasında misafirperverlik, aile bağlarına verilen önem, dini değerlere saygı ve duygusallığa yatkınlık gibi ortak kültürel paydaların bulunması, bu karşılıklı yakınlık ve güven duygusunu daha da pekiştirmekte.

“Simandou Projesi küresel çelik endüstrisi açısından oyun değiştirici bir etkiye sahip”

Simandou Projesi’nin küresel demir cevheri piyasasına etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu devasa projenin devreye girmesiyle birlikte küresel demir cevheri arzında Avustralya ve Brezilya gibi geleneksel üreticilere olan bağımlılığın kısmen azalması bekleniyor. Aynı zamanda çelik sektöründe her geçen gün daha çok önem kazanan “temiz hammadde” ihtiyacı, Simandou’nun yüksek tenörlü cevheri sayesinde karşılık bulmuş olacak. Yüksek kaliteli cevher arzındaki bu artış, küresel demir cevheri fiyatları üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturabilir, çelik üreticilerinin maliyetlerini düşürebilir, ve düşük karbonlu “yeşil çelik” teknolojilerine geçişi hızlandırabilir. Tüm bu nedenlerle Simandou Projesi, yalnızca Afrika için değil, küresel çelik endüstrisi açısından da oyun değiştirici bir etkiye sahip.

“Simandou Projesi Türkiye’deki yerli ekipman üreticileri için çok ciddi fırsatlar barındırıyor”

Bu ölçekteki bir mega projenin Türkiye’deki yerli ekipman üreticilerine nasıl fırsatlar yaratabileceğini düşünüyorsunuz?

Simandou gibi dev ölçekli bir projenin hayata geçmesi, Türkiye’deki yerli ekipman üreticileri için çok ciddi fırsatlar barındırıyor. Bu büyüklükte bir projede yalnızca maden üretimi değil; maden arama, açık ocak işletmeciliği, zenginleştirme, lojistik, demiryolu, liman ve enerji altyapıları gibi pek çok farklı süreç aynı anda devreye giriyor. Bu da çok geniş bir ürün ve ekipman ihtiyacı anlamına geliyor. Simandou gibi uzun soluklu ve yüksek kapasiteli bir projede, hem ilk yatırım aşamasında hem de yıllara yayılan işletme döneminde bu ekipmanlara sürekli ihtiyaç duyulacaktır. Bu durum, Türk üreticileri için yalnızca tek seferlik satışlar değil, uzun vadeli tedarikçi ilişkileri kurma fırsatı yaratmış olacak.

Türkiye için önceki sorularda da bahsettiğimiz avantajlar doğrultusunda, Gine’deki Ticaret Müşavirimiz Sayın Enes Akel Bey’in desteğiyle “Simandou Turkish Development Alliance (SITUDEAL)” ismini verdiğimiz, Türk üretici ve yüklenicilerin Simandou 2040 vizyonu kapsamında Gine’ye ürün ve hizmet tedarik edebilmesini kolaylaştıracak bir proje üzerinde çalışmaya başladık. Bu projedeki hedefimiz de Türkiye’yi Simandou’nun kalkınmasında önemli rol oynayan oyunculardan biri haline getirmek.

Ek olarak sizin eklemek istediğiniz şeyler var mı?

Ülkemiz; merakın, araştırmanın, sorgulamanın, özetle bilimin yolundan asla sapmayan bir nesle hiç olmadığı kadar çok ihtiyaç duyuyor. Sözlerimi, tüm vatandaşlarımızı yılmadan ve itina ile öğrenmeye, kendini geliştirmeye, ne olursa olsun üretmeye davet ederek noktalamak istiyor, bana bu fırsatı sağlamış olduğu için SteeRadar ailesine içten teşekkürlerimi sunuyorum.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı

Bu içeriğe sadece +plus aboneler erişebilir.

Piyasalara dair düşüncelerinizi paylaşmak ve daha fazla yoruma ulaşmak için hemen ABONE OLUN!
ABONE OLUN Zaten bir hesabınız varsa Oturum Açın

En çok okunan haberler

SA Recycling, FPT’ye ait iki geri dönüşüm tesisinin satın alımını tamamladı

11 Aralık 2025 Perşembe

Irak’ta çelik fiyatları beklentilerin aksine düşüşe geçti

11 Aralık 2025 Perşembe

Merkez Bankası yılın son faiz kararını açıkladı

11 Aralık 2025 Perşembe

Mineral Resources, Lamb Creek demir cevheri projesinde temel atma törenini gerçekleştirdi

11 Aralık 2025 Perşembe
İzleme Listesi
Genişlet
İzleme listeniz boş

Favori emtialarınızı hızlı erişim için ekleyin ve son fiyat değişim haberlerini kaçırmayın.


Takip ettiğiniz haber kategorisi bulunmuyor
Bildirim Tercihlerini Düzenle
E-Bülten Aboneliği
En güncel haberleri ve günlük demir fiyatlarını e-posta ve sms olarak almak için kayıt olun.
Şimdi Plus Abonesi Olun!
3 gün ücretsiz deneyin!
Şimdi Abone Olun
Tarafsız Fiyatlar
Haberdar Olun
İl Demir Fiyatları
Yorumlar ve Analizler
Şimdi Abone Olun