Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi (AESK), AB'nin stratejik özerkliğini ve yeşil egemenliğini güvence altına almak için Avrupa'nın çeliğini kurtarmaya yönelik bir plan açıkladı.
Komitenin açıklamasına göre, 2018’den bu yana AB çelik üretimi 31 milyon ton azaldı. İthalat, iç pazarın %27’sini ele geçirirken, sektör 2008’den bu yana 95.000’den fazla iş kaybı yaşadı; bunların 18.000’i sadece 2024’te gerçekleşti. Bu tablo, küresel aşırı kapasite, haksız ticaret uygulamaları ve transatlantik güvenin çökmesiyle derinleşerek sistematik bir başarısızlığa dönüştü.
Krizin en önemli dönüm noktalarından biri, ABD’nin Mart 2025’te AB çeliğine %50 gümrük vergisi uygulama kararı oldu. Bu adım, daha önce yıllık 4,6 milyon ton Avrupa çelik ihracatını emen Amerikan pazarını kapatırken, küresel çelik akışının 27 milyon tonunu Avrupa’ya yönlendirme riski yarattı. Tahminlere göre, küresel kapasite fazlası 2027 yılına kadar 721 milyon tona ulaşacak; bu rakam AB’nin yıllık üretiminin beş katına denk geliyor. AESK, bu sürecin Avrupa’yı sübvansiyonlu ve yüksek emisyonlu fazla çelik için “son çare çöplüğü” haline getirebileceği uyarısında bulundu.
Açıklamada, mevcut güvenlik önlemleri ve ticaret savunma araçlarının yetersiz kaldığı vurgulandı. AESK’ye göre AB’nin artık küresel aşırı kapasiteye karşı cesur, kapsamlı ve kalıcı ticaret önlemlerine ihtiyaç var. Komitenin Çelik ve Metaller Eylem Planı çerçevesinde öne çıkan öneriler şunlar:
- Sıkı ithalat sınırları belirlenmeli (karbon yassı ve paslanmazda %15, uzun ürünlerde %5).
- Gümrük vergileri, hiçbir boşluk bırakmadan ve istisna olmaksızın tüm ürünlere ve ülkelere, AB ile serbest ticaret anlaşması olanlar dahil, evrensel şekilde uygulanmalı.
- Kaçakçılığı önlemek için çeliğin menşei “eritilmiş ve dökülmüş” kurallarıyla takip edilmeli.
- Devreden kotalar kaldırılmalı, pazara güçlü bir fiyat sinyali göndermek için kota üstü ürünlere %50’ye kadar ek tarife uygulanmalı.
Bununla birlikte, AESK’ye göre ticaret koruma önlemleri tek başına yeterli değil. Avrupa’da enerji fiyatları Çin veya Hindistan’ınkinden 2-3 kat daha yüksek ve bu durum rekabet gücünü zayıflatıyor. Komite, şu adımların atılmasını öneriyor:
- Enerji yoğun endüstriler için acil enerji fiyat indirimi ve şebeke tarifesi iadeleri,
- Fosil yakıt fiyatlarını elektrikten ayıracak şekilde elektrik piyasasının yeniden düzenlenmesi,
- Endüstriyel dönüşümü desteklemek için özel bir hidrojen finansman mekanizması oluşturulması.
AESK, ayrıca Sınırda Karbon Düzenleme (CBAM)’na da değinerek, mevcut düzenlemenin hedeflerine ulaşamayacağına dikkat çekti. Açıklamaya göre, CBAM’nin boşlukları giderilmezse etkisiz kalacak ve ihracatta serbest izinlerin korunması için yasal düzenlemeler gerekiyor. Ayrıca, CBAM kapsamı çelik yoğun sektörleri de içerecek şekilde genişletilmeli.
Metal hurda konusu da öne çıkan başlıklardan biri oldu. AESK, döngüsel ekonomi için kritik öneme sahip olan hurda ihracatındaki hızlı artışa dikkat çekti. Demir hurdası ihracatının iki katına çıkması, alüminyum hurdasının ise 1,3 milyon tonu aşması bekleniyor. Bu nedenle Komisyon’un, ihracat vergileri, tarife kotaları ve yasadışı ihracata karşı sıkı yaptırımlar uygulaması gerektiği belirtildi.
AESK, bu sürecin yalnızca çelik sektörünü değil, Avrupa’nın Yeşil Mutabakat hedeflerini ve 2030 Savunma Hazırlığı’nı da doğrudan etkilediğini hatırlattı. Açıklamada, “ABD, Çin ve Hindistan kendi çelik sektörlerini koruyucu önlemlerle desteklerken, Avrupa da aynı kararlılığı göstermelidir” ifadelerine yer verildi.
Son olarak AESK, Avrupa kurumlarını, ulusal hükümetleri ve sanayi temsilcilerini gecikmeden ortak bir eylem planı hayata geçirmeye çağırdı:
“Avrupa’nın gücünün geleceği çelikle başlar. Gecikme yenilgidir!”
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı