Taslağa göre, AB çelik ithalatında kota dışı ürünlere uygulanacak tarife oranı %25’ten %50’ye çıkarılacak. Ayrıca “melt and pour” olarak adlandırılan, yani ürünün gerçekten nerede üretilip döküldüğünü belgelemeyi zorunlu kılan yeni menşe kuralı da yürürlüğe girecek. Bu gelişme, Avrupa’nın çelik tedarik zincirinde yeni bir dönemin kapısını aralarken, sektörde farklı kesimlerden dikkat çeken yorumlar geldi.
“%50 gümrük vergisi kulağa inanılmaz geliyor ama...”
Sektör uzmanlarına göre, bu karar ilk bakışta oldukça sert görünse de, Avrupa’nın küresel rekabet koşulları karşısında çaresizce bulduğu bir tampon niteliğinde.
Bir analist, durumu şu sözlerle değerlendirdi: “%50 gümrük vergisi kulağa inanılmaz geliyor ama aslında bu, AB’nin küresel rekabeti kendi lehine çevirmek için çaresizce bulduğu bir tampon. Çünkü içeride enerji maliyetleri yüksek, yeşil dönüşüm yatırımları pahalı, karbon vergisiyle uğraşıyorlar. Bu ortamda, dışarıdan düşük fiyatlı çelik gelirse Avrupa’nın yeşil dönüşüm planları çöker.”
Aynı zamanda, Avrupa içinde de görüş birliği bulunmadığı vurgulandı. “Almanya’daki otomotiv üreticileri bu tür önlemleri maliyet artırıcı buluyor; onlar ucuz çeliğe ihtiyaç duyuyorlar. Ama aynı ülkenin çelik üreticileri ‘biz batıyoruz’ diyor. Yani bu kararlar bir yandan koruma, diğer yandan bir tür iç ekonomik savaş.”
“Melt and pour” kuralına dikkat çeken bir başka uzman ise, bu şartın AB’nin artık sadece ticaret rakamlarına değil, üretimin kökenine de odaklandığını gösterdiğini belirtti.
“Bu sadece çelik değil, sanayi politikasının yeniden tanımı”
Bazı yorumculara göre, Komisyon’un adımı yalnızca çelikle sınırlı değil; Avrupa’nın tüm sanayi stratejisini yeniden tanımlayan bir dönüşümün parçası. “AB artık ‘Biz kendi üreticimizi koruruz; gerekirse daha pahalı üretiriz ama kontrol bizde olacak’ anlayışına geçiyor. Bu, serbest ticaretin kutsal sayıldığı eski Avrupa’dan oldukça farklı bir duruş. Artık mesele sadece fiyat değil, stratejik bağımsızlık.”
Bu yaklaşımın küresel zincirlerde domino etkisi yaratacağına da dikkat çekerek;"Avrupa’ya giremeyen çelik başka pazarlara akacak, oradaki fiyatlar düşecek, rekabet artacak. Bir yerde duvar örülürken, diğer yerde depolar dolacak, üreticiler sıkışacak. Küresel ticarette yeni bir denge kayması yaşanacak.”
“AB’nin hisseleri yükseldi ama talep belirsiz”
Piyasa analistleri, kararın açıklanmasının ardından çelik üreticisi hisselerinde sert artış yaşandığını bildirdi:
ArcelorMittal: +%5
Salzgitter: +%8
Thyssenkrupp: +%2
“Bu durum, AB çelik üreticilerinin fiyatları artıracağı beklentisini güçlendiriyor. Ancak inşaat sektörü kötü bir yıl geçiriyor; fiyat artışının talep tarafından desteklenip desteklenmeyeceği belirsiz.”
“Türkiye geç kaldı ama esnekliği yüksek”
Uzmanlara göre, AB’nin korumacılık eğilimi artık kalıcı hale geliyor. Bu sürecin yalnızca çelik değil, hurda, alüminyum ve hatta altın ihracatında da kısıtlamaları beraberinde getireceği öngörülüyor. “AB hem ithalatta hem ihracatta kısıtlamalar getirecek. Önce hurda, ardından alüminyum ve diğer değerli metaller… Türkiye bu alanda geç kaldı ama esnekliği en yüksek ülkelerden biri. Afrika, Balkanlar, GCC, Dominik ve Güney Amerika pazarlarında güçlü bağlantılara sahip. Düşük kapasiteyle çalışıyor ama katma değerli ürünlerle hayatta kalmaya devam edecek.”
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı