Arap Steel Summit 2025’te konuşan AQS (Algerian Qatari Steel) Pazar İstihbaratı ve Ar-Ge Müdürü Abdelkadir Khellaf, Cezayir ve Katar ortaklığındaki AQS’nin başarısını ve küresel çelik ticaretinde artan korumacılık eğilimlerinin yarattığı zorlukları değerlendirdi.
Khellaf, AQS’nin Arap ülkeleri arasındaki iş birliğine örnek bir model olduğunu vurgulayarak, “Çelik sektöründeki yolculuğumuz 2017’de kısmi üretimle başladı. 2021 sonunda tüm üretim hatlarımız tam kapasiteye ulaştı. O tarihten bu yana dört kıtada 40’tan fazla ülkeye toplam 2,3 milyar ton çelik ihraç ettik,” dedi.
“AB pazarına erişim giderek zorlaşıyor”
Khellaf, Avrupa Birliği’nin 2018-2019 döneminden itibaren yürürlüğe koyduğu çelik koruma önlemlerinin, Arap ihracatçıların Avrupa pazarına erişimini giderek kısıtladığını belirtti.
Verilere göre, AB’nin “diğer ülkeler” kategorisi için inşaat demiri kotası, 2024 yılında 138 bin tondan 27 bin tona düşürüldü. Bu da ihracat payının büyük oranda daralmasına neden oldu. Aynı şekilde 2023’te Irak için getirilen %15’lik kota sınırının, ihracatın %86 oranında azalmasına yol açtığını hatırlattı.
“AB’nin çelik endüstrisi şu anda hem ekonomik hem siyasi hem de sosyal baskı altında,” diyen Khellaf, yeni önerilerin durumu daha da zorlaştıracağını ifade etti:
“Avrupa Komisyonu, mevcut kotaları %47 oranında azaltmayı ve kota dışı tarifeleri %25’ten %50’ye çıkarmayı planlıyor. Bu, Avrupa çelik üreticilerini korumak adına alınan ama küresel ticareti ciddi biçimde bozan bir adımdır.”
“Küresel arz fazlası 2027’ye kadar 721 milyon tona ulaşacak”
Khellaf, küresel çelik kapasitesinin 2027 yılına kadar 721 milyon tonluk bir arz fazlasına ulaşmasının beklendiğini söyledi. Bu durumun, fiyatlar üzerindeki baskıyı artırdığını ve özellikle Avrupa’daki çelik talebinin pandemi öncesi seviyelerin hâlâ altında kaldığını belirtti:
“2024 itibarıyla AB’deki çelik talebi, 2019 seviyelerine kıyasla 16 milyon ton daha düşük. Talep zayıf, fiyatlar çöküyor, buna rağmen ticaret kısıtlamaları artıyor.”
Khellaf ayrıca, benzer koruma önlemlerinin Birleşik Krallık ve ABD pazarlarında da uygulandığını belirtti. Brexit sonrası İngiltere’nin iç üretimi korumak için aldığı tedbirler, ihracat kotasında önemli düşüşlere neden oldu. ABD’ye yapılan çelik ihracatı toplamın %7’sini oluştururken, AB’nin ABD’ye gönderdiği 3,8 milyon ton çelik, toplam ihracatının %16’sına denk geliyor. Khellaf, bu dengesizliklerin Kanada gibi pazarlarda da zincirleme etkiler yarattığını vurguladı.
“CBAM, çevre politikası değil, yeni bir ticaret vergisi”
Khellaf, Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) uygulamasına da eleştirilerde bulundu:
“AB, CBAM’ı çevre düzenlemesi olarak tanımlıyor, ancak bu uygulama giderek bir ticaret vergisine dönüşüyor. İklim değişikliği gerçek ve çevreyi korumak zorundayız, ancak CBAM ithalatı kısıtlayan yeni bir ticaret engeline dönüşmüş durumda.”
Khellaf, CBAM’ın mali etkilerine dikkat çekerek, “Yalnızca 100.000 ton çelik için maliyet en az 4,7 milyon euroya ulaşıyor. Varsayılan emisyon değerleri kullanıldığında bu rakam 8,4 milyon euroyu aşıyor. Dokuz yıllık kademeli uygulama sürecinde toplam maliyet %60’tan fazla artacak,” dedi.
“Değişim içeriden başlamalı”
Khellaf konuşmasının sonunda, Arap çelik üreticilerinin küresel korumacılığa karşı ortak hareket etmesi gerektiğini vurguladı:
“Değişim kendi içimizde başlamalı. Kamu ve özel sektör, yerli talebi artırmak ve sürdürülebilir büyüme için birlikte çalışmalı. Bölgesel ticaret anlaşmaları yoluyla ortak bir pazar stratejisi geliştirmeliyiz.”
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı