EURANIMI’nin analizine göre, çeliğin hangi ülkede eritilip döküldüğünü esas alan melt & pour kuralı yürürlüğe girdiğinde, AB’nin dış tedarik kaynakları fiilen ortadan kalkacak. Dünya genelinde paslanmaz çelik eritip dökebilen yalnızca 12 ülke bulunuyor. Bu ülkeler arasında yaptırımlar, ikili ticaret anlaşmaları, yüksek tarifeler, düşük ihracat kapasitesi veya üretim yapısındaki sınırlamalar nedeniyle AB’ye ihracat yapabilecek tek uygulanabilir tedarikçinin Güney Kore, daha doğrusu POSCO olacağı belirtiliyor. Birlik, bu durumun AB’yi tek bir dış tedarikçiye bağımlı hale getireceğini vurguluyor.
EURANIMI, melt & pour kriterinin kağıt üzerinde izlenebilirlik sunduğunu ancak pratikte doğrulanmasının mümkün olmadığını ifade etti. Gümrüklerde ibraz edilen mill certificate belgelerinin, ürüne fiziksel olarak bağlı olmayan ve kolayca çoğaltılabilen PDF dökümanlar olduğuna dikkat çekildi. Birlik, bu belgelerin mevcut haliyle sahtecilik ve manipülasyona açık olduğunu, bu nedenle milyonlarca avroluk vergilerin doğrulanması mümkün olmayan evraklara dayandırılmasının büyük bir risk oluşturduğunu belirtti.
Açıklamada, paslanmaz çeliğin çok aşamalı ve farklı ülkelerde gerçekleştirilen üretim süreçlerinden geçtiği hatırlatıldı. Sıcak haddeden soğuk haddeye, oradan kesme ve servis merkezlerine uzanan tedarik zincirinde ürünlerin köken bilgilerinin karışabildiği ve gerçek melt & pour kökeninin işlem sonrası bilimsel olarak tespit edilemediği ifade edildi.
EURANIMI, böyle bir sistemin AB’nin 27 üyesinde 27 farklı uygulama yaratacağını ve gümrük idareleri arasında önemli yorum farklılıkları doğuracağını belirtti. Buna göre ithalatçılar, belge şüpheleri nedeniyle keyfi ve öngörülemez işlemlerle karşılaşabilir. Bu da AB’de hukuki kesinliğin çökmesi anlamına geliyor.
Mill certificate belgelerinin teknik doğruluk için kullanıldığına dikkat çeken EURANIMI, bu belgelerin ticari avantaj sağlamak amacıyla köken kanıtı haline getirilmesinin endüstrinin kalite güvence sistemine zarar vereceğini, binlerce imalatçının bu durumdan olumsuz etkileneceğini ifade etti.
Birlik, paslanmaz çelik sektörünün halihazırda anti-damping, anti-sübvansiyon ve anti-sirkülasyon tedbirleriyle yeterince korunduğunu belirterek melt & pour kuralının herhangi bir ek fayda sağlamayacağını, aksine pazarın daralmasına ve hukuki belirsizliğe yol açacağını vurguladı. EURANIMI, Komisyon’un eritme–döküm kökeni kriteri planını tamamen terk etmesini istedi. Eğer uygulamada ısrar edilirse bu adımın, ancak evrensel olarak tanınan ve sahteciliğe dayanıklı bir izlenebilirlik sistemi geliştirilene kadar ertelenmesi gerektiği ifade edildi.
EURANIMI, ABD’deki SIMA sisteminin de bu sınırlamayı kabul ettiğini, orada melt & pour bilgisinin yalnızca izleme amacıyla kullanıldığını ve vergileri etkilemediğini hatırlattı.
EURANIMI Yönetim Kurulu Üyesi Christophe Lagrange, “Doğrulanamayan bir kural, kural değildir. Melt & pour bu haliyle gümrük beyanlarını bir kâğıt tuzağına dönüştürür ve paslanmaz çelik pazarını Rus ruletine çevirir,” dedi. Lagrange, bazı aktörler için ithalatçılar üzerinde baskı yaratmanın ve AB dışı sertifikaların güvenilirliğini zayıflatmanın hedeflenen sonuç olabileceğini de öne sürdü.
Yönetim Kurulu Üyesi Rob Greve ise “Hukuki kesinlik bir teknik detay değil, pazarın temelidir. Komisyon, melt & pour kriterini uygulamaya almadan önce bunun pratikte doğrulanabilir olduğundan emin olmalıdır,” ifadelerini kullandı. Greve, eritip dökebilen ülke sayısının çok sınırlı olduğunu ve bu kuralın AB’yi fiilen tek bir dış üreticiye bağımlı hale getireceğini belirterek, “Bu gerçekten istenen politika hedefi mi?” diye sordu.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı