Madencilik sektöründen 15 kuruluş ve şirketin bir araya gelmesiyle oluşturulan bu girişim, Brezilya’nın 2050 yılına kadar toplam karbon emisyonlarını azaltma çabalarına katkıda bulunabilecek potansiyel yolları ortaya koyuyor. Raporda ayrıca, Brezilya’nın mineral zenginliğinin küresel çelik zincirindeki emisyonların azaltılmasına ve küresel elektrifikasyon sürecinin hızlanmasına destek olabileceği vurgulanıyor.
Temel Mineraller Koalisyonu, COP30 Başkanlığı’nın daveti üzerine, Brezilya ekonomisinin altı temel sektörü —tarım, enerji, ormancılık, madencilik, hayvancılık ve ulaştırma— için karbonsuzlaşma yolları geliştirmeyi hedefleyen bir yapı olarak kuruldu. Bu sektörlerin önerilerinin Kasım ayında Belém kentinde düzenlenecek COP30 etkinliğinde sunulması planlanıyor.
Rapor, küresel enerji dönüşümünün madencilikle doğrudan bağlantılı olduğunu ve Brezilya’nın bu süreçte stratejik bir rol üstlenebileceğini ortaya koyuyor. Ülke, dünyanın en çeşitli jeolojik yapılarından birine, gelişmiş bir mineral sektörüne ve yenilenebilir enerjiye dayalı bir elektrik matrisine sahip olması sayesinde düşük karbonlu ekonomiye geçişte güçlü bir konumda bulunuyor.
CEBDS Başkanı Marina Grossi, Koalisyon’un COP30’un kolektif çaba ruhunu yansıttığını belirterek, “Koalisyonlar, COP30’un ilham verdiği kolektif çaba ruhunu simgeliyor. Şirketler, hükümet ve sivil toplum, sektörel fikir birliği ve bilimle uyumlu çözümler oluşturmak için rekabet öncesi bir şekilde birlikte çalışıyor. Bu girişim, düşük karbonlu bir ekonomi için fikir birliğini uygulamaya dönüştüren bir sürecin başlangıcı” ifadelerini kullandı.
Vale CEO’su Gustavo Pimenta, özel sektörün Brezilya’da iklim gündeminin ilerlemesinde kilit bir rol oynadığını vurguladı. Pimenta, “Karbonsuzlaştırmayı işimizin temel direklerinden biri olarak görüyoruz. Bu girişime eş liderlik etmek bizim için bir gurur. Brezilya, enerji geçiş minerallerini üretme kapasitesine sahip olmasının yanı sıra, çelik üretiminin karbonsuzlaştırılması için elzem olan yüksek kaliteli demir cevherinin de en büyük üreticilerinden biri olarak bu tartışmanın merkezinde yer alıyor” dedi.
IBRAM Başkanı Raul Jungmann ise, raporun madenciliğin iklim krizine çözümün önemli bir parçası olduğunu ortaya koyduğunu belirterek, “Brezilya, jeolojik çeşitliliği ve temiz elektrik matrisiyle benzersiz bir rekabet avantajına sahip. Bu rapor, dünyanın düşük karbonlu bir ekonomi inşa etmek için ihtiyaç duyduğu mineralleri tedarik etmeye hazır olduğumuzu, ancak bunu tek başımıza yapamayacağımızı gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.
Koalisyonun analizine göre, madenciliğin karbonsuzlaştırmaya ve küresel enerji geçişine katkı sağlayabileceği üç temel alan bulunuyor. İlk alan, madenciliğin kendi faaliyetlerinden kaynaklanan emisyonları azaltmaya odaklanıyor. Bu çalışmada, sektörden kaynaklanan emisyonlarda yüzde 80’e varan azalma ve yaklaşık yüzde 14’lük bir emisyon nötralizasyonu öngörülüyor. Böylece 2050 yılına kadar toplamda yüzde 90’a ulaşan bir azaltım potansiyeli ortaya çıkıyor. Bu hedefe ulaşmak için enerji verimliliği, biyoyakıt kullanımı, yenilenebilir kaynaklardan elektrik temini, filo ve ekipmanların elektriklendirilmesi ile bozulmuş alanların geri kazanımı gibi beş temel unsur öne çıkıyor.
İkinci alan, küresel demir cevheri zincirindeki emisyonların azaltılmasına ilişkin. Raporda, düşük karbonlu çelik üretimi için gerekli girdilerin (örneğin doğrudan indirgeme yöntemlerine uygun pelet ve briket üretimi) artırılması sayesinde, 2050 yılına kadar 110 milyon ton CO₂ eşdeğerinde (MtCO₂e) emisyon azaltımı sağlanabileceği ifade ediliyor. Bu miktar, Brezilya madenciliğinin 2022 yılındaki toplam emisyonlarının yaklaşık sekiz katına denk geliyor.
Üçüncü alan ise enerji geçiş mineralleriyle ilgili. Bakır, nikel, boksit, lityum ve nadir toprak elementleri gibi minerallere odaklanan Koalisyon, Brezilya’nın bu minerallerin üretimini 2050 yılına kadar iki katına çıkarabileceğini ve bunun ülkenin toplam emisyonlarında yılda 300 MtCO₂e’ye kadar azalma yaratabileceğini öngörüyor. Bu azalma, São Paulo ve Minas Gerais eyaletlerinin 2023 yılındaki toplam emisyonlarına eşdeğer bir düzeye karşılık geliyor.
Rapor, küresel ölçekte elektrikli araç üretiminin 2050 yılına kadar 38 milyon adet artmasını, rüzgar enerjisi kapasitesine 830 GW, güneş enerjisine ise 610 GW ek kapasite eklenmesini ve enerji depolama sistemleriyle elektrik şebekelerinin genişletilmesini hesaba katıyor.
Belgede ayrıca, Brezilya madencilik sektörünün bu potansiyeli gerçekleştirebilmesi için uygun bir ekosistemin beş temel koşula bağlı olduğu vurgulanıyor. Bu koşullar arasında karbon fiyatlandırmasının uygulanmasıyla düzenleyici ve ekonomik çerçevenin güçlendirilmesi, teknik olarak olgun ve ekonomik olarak uygulanabilir teknolojilere erişimin artırılması, güçlü lojistik, enerji ve depolama altyapısının oluşturulması, “yeşil” finansal araçların geliştirilmesi ve düşük karbonlu ürünleri teşvik eden “yeşil prim” mekanizmalarının yaygınlaştırılması yer alıyor.
Temel Mineraller Koalisyonu, COP30 Başkanlığı tarafından oluşturulan Küresel Görev Gücü’nün bir parçası olarak kuruldu. Şirketleri, dernekleri, uzmanları ve kamu temsilcilerini bir araya getiren Koalisyon, Brezilya madencilik sektörünün katkılarını enerji dönüşümüne ve karbonsuzlaştırma hedeflerine uyumlu hale getirmeyi amaçlıyor. Ortak vizyon, atölye çalışmaları, istişare toplantıları ve sektörel analizler yoluyla geliştirildi ve bu çalışmaların sonucunda sektörün küresel ölçekteki olumlu etkisini ortaya koyan kapsamlı bir rapor hazırlandı.
1997 yılında kurulan Brezilya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi (CEBDS), hükümetler ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği içinde ülkede sürdürülebilir kalkınmayı teşvik eden kar amacı gütmeyen bir kuruluş olarak faaliyet gösteriyor. Brezilya’daki en büyük 110’dan fazla şirketi temsil eden CEBDS, aynı zamanda 36 ülkede faaliyet gösteren Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi’nin (WBCSD) Brezilya temsilcisi konumunda bulunuyor.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı