European Metals Recycling (GBR/DEU) Genel Müdürü Murat Bayram, Avrupa çelik endüstrisinin desteğe ihtiyacı olduğunu kabul ederken, bunun gümrük vergileriyle sağlanmaması gerektiğini vurguladı. Bayram, ABD’deki gümrük vergilerini savunanlara yanıt vererek, “Günün sonunda aynı sayfadayız, çünkü biz de Avrupa çelik üreticilerinin güçlenmesini istiyoruz” dedi.
Bayram, çözümün korumacılıkta değil iş birliğinde yattığını belirterek, “Yeni bir vergi, daha fazla bürokrasi, daha fazla engel ve karmaşıklık getirir. Oysa bizim istediğimiz daha fazla geri dönüşüm. Endüstriyi desteklemeliyiz ama bunu olumlu bir şekilde yapabiliriz,” ifadelerini kullandı.
Avrupa’daki temel sorunun hurda arzı değil ekonomik yapı olduğuna dikkat çeken Bayram, “Sorun geri dönüşüm sektörü değil, ekonomi. Müşterilerimize giderseniz sipariş defterlerinin zayıf olduğunu görürsünüz,” dedi. Bayram, çelik üretimini Avrupa’da teşvik edecek destek mekanizmalarının oluşturulabileceğini belirterek, “Avrupa’da işlenip eritilen ürünler için CO₂ sertifikası gibi paylaşılan teşvikler olabilir. Böylece üreticiler Avrupa’daki tesislere satış yapmaya yönelecektir,” önerisinde bulundu. Ancak Bayram’a göre Avrupa çelik üreticileri için asıl sorun, hurda arzı değil yüksek enerji maliyetleri.
Uluslararası Ticaret Konseyi Başkanı ve Galloo (FRA/BEL) Kamu ve Mevzuat İşleri Direktörü Emmanuel Katrakis ise Avrupa’da hurda çelik, bakır ve alüminyum ihracatına vergi getirilmesi çağrılarına karşı çıktı. Katrakis, son 10 yılda Avrupa’da geri dönüştürülmüş çelik tüketiminin yaklaşık 10 milyon ton azaldığını gösteren bir grafik sundu.
Katrakis, “Avrupa daha fazla çelik tükettikçe, yerelde daha fazla hurda çelik oluşuyor. Ancak çelik üretimi azaldığında, yani geri dönüştürülmüş çelik kullanımı düştüğünde, ihracattaki artış bu açığı dengeliyor,” dedi. Avrupa’nın, GSYİH artışına paralel olarak sürekli büyüyen geri dönüşüm üretimiyle dünyanın en önemli hurda metal ihracatçılarından biri olduğunu belirtti.
Katrakis, “Ne zaman Avrupa’da hurda çelik tüketimi biraz artsa, ihracat azalıyor. Piyasa kendini otomatik olarak dengeliyor, bu yüzden herhangi bir kısıtlamaya gerek yok,” ifadelerini kullandı. O da Bayram gibi, Avrupa’daki en büyük sorunun ABD ve Asya’daki tesislerde görülmeyen yüksek enerji fiyatları olduğunun altını çizdi.
Öte yandan, SA Recycling (ABD) CEO’su George Adams, ABD çelik ithalatına getirilen gümrük vergilerini güçlü bir şekilde savunarak, “Gümrük vergilerini seviyorum,” dedi. Adams, “Bu vergiler ABD çelik endüstrisini tek başına ayakta tutuyor. Eğer hurdamızı alıp Çin’e veya Hindistan’a gönderiyorlar, orada çeliğe dönüştürüp ABD’ye daha ucuza satabiliyorlarsa bir şeyler yanlış gidiyor,” ifadelerini kullandı.
Adams, ister sübvansiyonlu olsun ister olmasın, ABD’nin kendi çeliğini üretebilen güçlü bir sanayiye sahip olması gerektiğini belirtti: “Çeliği büyük ölçüde yurt dışında üretirsek, yerel endüstri içi boşalır ve bu büyük bir risktir.” Kendi açısından da değerlendirerek, “Bir ABD geri dönüşümcüsü olarak daha fazla çelik fabrikası istiyorum; çünkü ne kadar çok fabrika olursa, hurdam için o kadar fazla fiyat alırım,” dedi.
Katrakis, ABD’nin çelik üreticilerini uluslararası rekabetten korumak için vergiler uyguladığını ancak hurda ihracatına böyle bir kısıtlama getirmediğini hatırlattı. Bunun üzerine, otomotiv sektörünün yüksek maliyetli ithal çelikle nasıl başa çıktığını sordu. Adams, “Evet, daha pahalı çelik alıyoruz, bu da ürün fiyatlarını artırıyor. Ancak önemli olan, bu endüstrinin ayakta kalması. Çelik fabrikalarına bakarsanız dev yatırımlar yapıldığını görürsünüz. Artık dünyanın her yerindeki rakiplerle rekabet edebilecek durumdalar, yeter ki adil olsun,” dedi.
ReMA (ABD) Uluslararası Ticaret ve Küresel İlişkiler Başkan Yardımcısı Adam Shaffer, geri dönüşüm sektörünün, alüminyum ve bakır ihracatına yönelik kısıtlama çağrılarını veriyle çürüttüğünü anlattı. Ekim 2024’te başlatılan ve 2025 Ekim’de yayımlanan bir araştırmada, ABD piyasalarında geri dönüştürülmüş alüminyum ve bakır arzının yeterli olduğunu ortaya koyduklarını belirtti. “Veriler, hükümete, üreticilere ve pazarlara söylediğimiz her şeyi doğruladı,” dedi.
Tangent Trading (GBR) Genel Müdürü Mark Sellier ise küresel ticarette bölgeselleşme eğiliminin ABD’nin tarifelerinden çok önce başladığını hatırlattı. Sellier, “Çinli büyük üreticilerin birçoğu, düzenlemelere karşı önlem almak için Tayland ve diğer ülkelere taşındı,” dedi.
Sellier, ABD’nin Kanada’ya yaptığı bazı hurda ihracatlarının gümrük vergilerinden sonra yüzde 30 arttığını, “ilginç bir şekilde” Kanada’nın Çin’e yaptığı ihracatın da benzer oranda yükseldiğini söyleyerek salonda gülüşmelere neden oldu.
Çin’in küresel etkisinin azalmayacağını belirten Sellier, “Çin’deki mevcut kapasite zaten çok büyük ve ihracat pazarını destekliyor. Çin binlerce yıldır yaptığı gibi kendi içinde sorunlarını çözüyor. Çin’in çevresindeki ekonomiler de onun yatırımları olmadan ayakta kalamaz,” dedi.
Sellier, gelecekte ABD, Avrupa ve Asya Pasifik bölgelerinde kendi iç pazarlarını destekleyen bölgesel ticaret modellerinin gelişeceğini sözlerine ekledi.
 
                
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı