11.340,10 TRY BIST 100 BIST 100
42,82 USD USD USD
6,14 CNY CNY CNY
50,51 EUR EUR EUR
0,12 CNY CNY/EUR CNY/EUR
37,76 TRY Faiz Faiz
62,24 USD Petrol(brent) Petrol(brent)
99,01 USD Gümüş(ons) Gümüş(ons)
5,57 USD Bakır(lb) Bakır(lb)
104,51 USD (CME) 62% Fe (CME) 62% Fe
349,00 USD Gemi Söküm Gemi Söküm
6.169,94 TRY Altın(gr) Altın(gr)

Başbakan Yardımcısı Babacan:

"Bir haftalık sürede tüm halka açık şirketlerimizin değeri 269 milyar dolardan, 249 milyar dolara düşmüş. Bu 20 milyar doların 1 milyar 600 milyon doları Halk Bankasına ait. Türkiye'deki tüm şirketlerin değerini, ekonomik ve siyasi istikranı etkilleyen bir husus bu. Toplam bankacılık sektöründeki batak alacak yüzde 2,8, bu rakam Halk Bankası'nda yüzde 2,6. Yani sektörden daha iyi kredi yöneten bir bankadan bahsediyoruz. Bizim burada pırıl pırıl tertemiz bir kuruluşumuz olan ve her şeyi kuralına göre yapan bankamızı yanlış işlerin içerisine girmiş gibi sunmak, bankacılık kanuna göre de suçtur ve yaptırım gerektirir. Biz bir yandan devlet içindeki paralel yapılanmanın üzerine gitmemiz gerekiyor. Öte yandan en küçük bir yolsuzluk iddiasını incelememiz gerekiyor."

Başbakan Yardımcısı Babacan:

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Bir haftalık sürede tüm halka açık şirketlerimizin değeri 269 milyar dolardan, 249 milyar dolara düşmüş. Bu 20 milyar doların 1 milyar 600 milyon doları Halk Bankasına ait. Türkiye'deki tüm şirketlerin değerini, ekonomik ve siyasi istikranın etkil bir husus bu" dedi.

Babacan, 24 TV'de canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Kendilerinden önceki anlayışın özel sektörün bankacılık konusunda daha başarılı olduğu yönünde olduğunu belirten Babacan, "Toplam bankacılık sektöründeki batak alacak yüzde 2,8, bu rakam Halk Bankası'nda yüzde 2,6. Yani sektörden daha iyi kredi yöneten bir bankadan bahsediyoruz" dedi.

Bunun genel olarak bilindiğini vurgulayan Babacan, amacın kamu bankalarının başarılarını gölgelemek, bunlar üzerinden hükümeti etkilemek olduğunu dile getirdi.

Babacan, Halk Bankasının birinci görevinin esnaf bankası olduğunun altını çizerek, "Halk Bankası'ndan, 2002'de toplam 63 bin 520 esnafımız kredi kullanıyormuş, şu anda 280 bin esnafımız kredi kullanıyor. 2002'de 63 bin 520 esnafımızdan 24 bin 576'sı takipteyken, bugün ise sadece bin 6 bin 172 kişi borcunu ödeyemiyor, bu da yüzde 0,57'ye karşılık geliyor" diye konuştu.

Halk Bankasının yüzde 49'unun halka açık olduğuna dikkati çeken Babacan, bankanın hisse senedinin borsada itibar gördüğünü ve dünyanın dört bir yanındaki yatırımcı tarafından alım yapıldığını söyledi.

-"İran'la ticaret 2008'den bu yana Halk Bankası üzerinden yapılıyor"-

Babacan, Halk Bankasının bir başka özellğinin de İran'la yapılan ticaret olduğunu kaydetti. İran'ın Birleşmiş Milletler (BM) ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) yaptırımlarına maruz kaldığını anımsatarak şunları belirtti:

"BMGK'nın yaptırımları BM'ye üye olan bütün ülkeler için bağlayıcı yaptırımlar. Bunun içerisinde Türkiye de var. BMGK karar aldığı zaman biz o yaptırımı devlet olarak uygularız, sınırlar içerisindeki uygulanmasını takip ederiz. Ancak İran'la ilgili münferit ülkelerin de yaptırım kararları var. Avrupa Birliği'nin kararları, ABD'nin yaptırımları var. Münferit ülkelerin ve ülke gruplarının başka bir ülkeyle ilgili yaptırımları Türkiye'yi devlet olarak bağlamaz. Biz AB'nin bazı kararlarına katılıyoruz ama bu Türkiye'nin tercihi. Ancak İran'la ilgili konularda biz AB ve ABD'nin karar ve yaptırımlarına biz devlet olarak uymak zorunda değiliz.

ABD herhangi belli kurallara uymazsa o banka dolarla iş yapmasın diyor. Bir bankanın dolar işlemi yapmadan finansal piyasalarda varlığını sürdürmesi mümkün değil. Dolayısıyla biz o dönemde 'İran'la iş yapıp yapmama ya da nasıl yapma konusunda her bankamız serbesttir' dedik. Bütün bu bankalarımızdan özel sektörde birkaç banka kamuda da bir banka bu teşebbüse başladı. Fakat bütün bu resimde hem uluslararası kuruluşların hem İran'ın hem de AB ve ABD'nin güvenini kazanan banka Halk Bankası oldu."

Türkiye'nin İran'dan en önemli ithalatının petrol ve doğalgaz olduğunu anımsatan Babacan, bu paranın İran'a ödenmesi gerektiğini, İran'ın da Türkiye'den ithal ettikleri ürünlerin parasının ödemesi gerektiğini teyit etti. Bütün bu para trafiğinin 2008'den bu yana sadece Halk Bankası üzerinden yürüdüğünü bildiren Babacan, "Bu durum hem kendi iç mevzuatımıza göre hem de uluslararası bankacılık düzenlemelerine göre kitabına uygun bir iş. Burada ne bir kara para var, ne bir ihlal tablosu var. Burada resmen petrol ve doğalgaz ithal ediyoruz. İran'a ihraç edilen kalemler arasında gıda, ilaç ve bu senenin temmuz ayına kadar altındı. Temmuzda altınla ilgili yaptırımlar devreye girince, altın devreden düştü ağırlıklı olarak gıda ve ilaç kaldı. Bunlar bazen Türkiye'den, bazen üçüncü bir ülkeden gider ama bunun nakit hareketi Türkiye üzerinden dolaşır. Dolayısıyla bizim burada pırıl pırıl tertemiz bir kuruluşumuz olan ve her şeyi kuralına göre yapan bankamızı yanlış işlerin içerisine girmiş gibi sunmak, bankacılık kanuna göre de suçtur ve yaptırım gerektirir. Bankacılık kanunun bankaların itibarını korumak için gerekli yaptırımlara sahip bir kanundur" ifadesini kullandı.

Bankacılığın itibar demek olduğunu vurgulayan Babacan, iddialarda bankanın kurumsal ve tüzel kişiliğine ilişkin hiçbir konu olmadığını, sadece Genel Müdürle ilgili bir iddia olduğunu bunun da araştırma safhasında olduğunu söyledi.

Babacan, herkesin Türkiye'nin bankalarının itibarına saygı göstermek zorunda olduğunun altını çizdi.

-20 milyar dolarlık kayıp var

Başbakan Yardımcısı Babacan, büyük resme bakıldığında, konunun yatırımcılar ve piyasalar tarafından Türkiye'nin siyasi istikrarını hedef alan ve buna etki edebilecek bir konu olarak değerlendirildiğine işaret etti.

Bu süreçte halka açık şirketlerin neredeyse tamamının hisse senetlerinin fiyatının düştüğünü bildiren Babacan, "Bir haftalık sürede tüm halka açık şirketlerimizin değeri 269 milyar dolardan, 249 milyar dolara düşmüş. Bu 20 milyar doların 1 milyar 600 milyon doları Halk Bankasına ait. Türkiye'deki tüm şirketlerin değerini, ekonomik ve siyasi istikranın etkileyen bir husus bu. Onun için bundan sonraki dönemde herkesin aklıselimle hareket etmesi, konuları karıştırmaması, ilkler prensipler ve hukuk çerçevesinde hareket etmesi lazım" değerlendirmesinde bulundu.

-"Bankacılık, para, ekonomi bunlar çok hassas konular"

Babacan, yargının başka bir yöntem izleyip izleyememesi konusunda sorulan soru üzerine, yöntemleri konusunda nihai seçeneğin yargıya ait olduğunu söyledi.

Yönetimin eleştirilebileceğini, sebep olunan algının değerlendirilebileceğini kaydeden Babacan, "Biz bir yandan devlet içindeki paralel yapılanmanın üzerine gitmemiz gerekiyor. Öte yandan en küçük bir yolsuzluk iddiasını incelememiz gerekiyor. Bazen yarım sayfa kağıda bir şey yazıp veriyorlar isimsiz ben hemen arkadaşlara veriyorum ve bakılıyor. Bu 11 yıldır böyle. Bankacılık, para, ekonomi bunlar çok hassas konular, işler güven ve itibar üzerine yürür. Halk Bankası ve Vakıfbankta 15 biner kişi çalışıyor, Ziraat Bankasında 23 bin kişi çalışıyor. İnsanın olduğu her yerde hataların olma ihtimalini de dikkate almak zorundasınız. Takibe geçen alacaklar dünyanın hiçbir yerinde sıfır değildir. Türkiye yüzde 2,8'le çok iyi bir noktadadır. Türkiye'nin ortalamaları dünya ortalamalarının çok çok altında, kamu bankları ve Halk Bankasının ortalamaları ülke ortalamalarının da altında" değerlendirmesinde bulundu.

-"İnsan yetiştirmek için kim ne gayret ortaya koyuyorsa başımızın üzerinde yeri var"

   Halk Bankasının hesap hareketlerinin hafıızasının alındığı iddialara da cevap veren Babacan, bankadan sadece İran'la ticareti olan bazı firma ve kuruluşlarla ilgili bazı bilgilerin istendiğini, banka yetkililerinin de aynı gün içinde bunu teslim ettiğini ifade etti.

Babacan, bankanın bilgilerine el konulması gibi bir durumun söz konusu olmadığını dile getirdi.

Paralel devlet noktasında şüphelenilen yapının ne olduğunu düşündüğü sorusunu da yanıt veren Babacan, şöyle konuştu:

"Türkiye'de olsun başka Müslüman ülkelerde olsun cemaatler toplumsal yapının bir gerçeği. Bana göre bu yapıların çok önemli bir fonksiyonu: kendi değerlerine bağlı, kendi kültürünü özümsemiş, karakteri sağlam, ilkeli, dürüst insanlar yetiştirmek. Bu insanların sayısının mümkün olduğunca çok olmasını sağlamak, ve mümkün olduğunca çok geniş bir alanda hizmet vermesine vesile olmak.

Bir ülkenin en önemli kaynağı insan kaynağıdır. Buraya kadar çok önemli bir hizmet bu. Dünyanın dört bir yanında okullar. Ben burada tek bir kastetmiyorum, bu yolda insan yetiştirmek isteyen faaliyet gösteren çok güzide kurumlarımız var ve bunları Türkiye için ve ihlasla yapıyorlar.

Ama bu kişileri daha sonra takip altında tutmak, bu kişilerle belli organizasyon yapıları oluşturmak, bu kişileri ayrı bir emir komuta zincirine bağlamak. Eğer insan yetiştirme sınırını aşıp da onun ötesinde geçtiği anda hafif paralel devlet yapılandırmasını andıran, o kokuyu veren, o endişeyi oluşturan da bir tablo karşıya çıkıyor. İnsan yetiştirmek için kim ne gayret ortaya koyuyorsa başımızın üzerinde yeri var. Saygı duyarız, destek de veririz. Ben Dışişleri Bakanlığım döneminde gittiğim her ülkede eğer o ülkede Türkiye'den giden insanların gayretiyle oluşmuş bir eğitim kurumu varsa ben mutlaka ziyaret ettim. Varsa problemleri çözmek için gayrette bulundum. Orada iyi insan yetişiyorsa sorun yok.

Ama o sınırı aşıp, emir komuta zinciriyle o insanlara farklı bir talimat, tamamen gözü kapalı ve bağlı şekilde bir hareket noktasına gelince endişe etmek gerekiyor. O sınırı geçtiğimiz noktada dikkat etmek gerekiyor.

Şu ana kadar bizim bir mücadelemiz oldu, imam hatip, başörtüsü, dini özgürlükler, demokrasi sorunu, asker vesayeti vardı. Çok şükür bunların hepsini aştık. Mücadeleyle aşıldı. Türkiye artık demokrasinin hakim olduğu, herkesin temel hak ve özgürlüklerden yararlandığı ama aynı zamanda herkesin fırsat eşitliği içerisinde çalıştığı bir ülke olmak zorunda.

Amaç değiştirip, tekrar kendi içimizde bir gerginlik, bu ülkeye yazık. Türkiye şimdiye kadar tüm İslam dünyasına örnek olmuş bir ülke. Türkiye hem İslam'ın hem de demokrasinin beraberce en güzel yaşandığı ülke olarak, kaç ülkede sosyal hareketliliğe sebep olmuş, ilham alınmış bir ülke. Böylesine bir ülkenin kendi içine dönüp de gerginlikler ve sıkıntılı tabloların oluşturulmasının vebali büyük. Sebebi, kaynağı, kökü kimde olursa olsun, bu vebalin altına da kimsenin girmemesi gerekiyor."

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı

Bu içeriğe sadece +plus aboneler erişebilir.

Piyasalara dair düşüncelerinizi paylaşmak ve daha fazla yoruma ulaşmak için hemen ABONE OLUN!
ABONE OLUN Zaten bir hesabınız varsa Oturum Açın

En çok okunan haberler

Hindistan ve Yeni Zelanda serbest ticaret anlaşmasını imzaladı

24 Aralık 2025 Çarşamba

Volkswagen, 88 yıllık tarihinde Almanya’daki ilk fabrikasını kapatıyor

17 Aralık 2025 Çarşamba

AB, konut krizine karşı kapsamlı eylem planı hazırladı

17 Aralık 2025 Çarşamba

Kazakistan ve Suudi Arabistan madencilik ve metalurjide iş birliğini artırmayı hedefliyor

15 Aralık 2025 Pazartesi

Meksika, Çin’e ek vergiler için kritik oylamaya hazırlanıyor

10 Aralık 2025 Çarşamba
İzleme Listesi
Genişlet
İzleme listeniz boş

Favori emtialarınızı hızlı erişim için ekleyin ve son fiyat değişim haberlerini kaçırmayın.


Takip ettiğiniz haber kategorisi bulunmuyor
Bildirim Tercihlerini Düzenle
E-Bülten Aboneliği
En güncel haberleri ve günlük demir fiyatlarını e-posta ve sms olarak almak için kayıt olun.
Şimdi Plus Abonesi Olun!
3 gün ücretsiz deneyin!
Şimdi Abone Olun
Tarafsız Fiyatlar
Haberdar Olun
İl Demir Fiyatları
Yorumlar ve Analizler
Şimdi Abone Olun